Nuh Peygamber'in ibretlik hikayesi: Nuh Tufanı
ensonhaber.com

Nuh Tufanı, Allah'ın yolundan gidenlerin kurtulduğu, Allah'ı inkar edenlerin ise ahirete kalmadan bu dünyada helak olduğunun göstergesi olan bir hadisedir. Tıpkı Lut kavminin, Lut Aleyhisselam'ı dinlemediği ve cezalarının ahirete kalmayıp, başlarına gökten balçık yağması gibi...

Hz. Nuh; eşini, çocuklarını ve de gelinlerini bu gemiye alacak; her türlü hayvandan bir dişi bir erkek olmak üzere ikişer tane, temiz sayılan bazı hayvanlardan da yedişer tane alıp gemiye binecek. Yenebilecek ne varsa, soyların tükenmemesi için de gemiye depolayacak...

Tufan çıktıktan, 40 gün kırk gece dünyayı sular seller kapladıktan, bütün zararlı canlılar öldükten sonra Hz. Nuh'un gemisindekiler iyi canlar olarak dünyada kalacak ve hayat devam edecek... Bu hikaye Tevrat'ta ve Kur'an-ı Kerim'de aynen böyle anlatılır...

Nuh Tufanı nasıl meydana geldi?

Nuh Tufanı, Kur'an-ı Kerim'de en güzel şekilde açıklanmıştır. İşte ayetler ve hadislerle Nuh Tufanı...

İbn-i Abbâs’tan rivâyete göre gemiye insanlardan 80 kişi bindi. Âdem Aleyhisselâm’ın Cebrâîl tarafından getirilen “Tâbût”u da gemiye alındı ve erkeklerle kadınlar arasına konuldu. (İbn-i Sa’d, I, 41)

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“O’na şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhâfazamız altında) ve bildir­diğimiz şekilde gemiyi yap! Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başla­yınca, her cinsten birer çifti ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki âileni gemiye al! Zulmetmiş olanlar husûsunda Bana hiç yalvarma! Zîrâ onlar, kesinlikle boğulacaklardır.” (el-Mü’minûn, 27)

Gemiye hayvanlar da alınmıştı. Rivâyete göre Nuh Aleyhisselâm, yılan ve akrebi gemiye almak istemedi. Onlar da:

“–Senin ismini zikredenlere zarar vermeyiz!” diyerek söz verdiler.

Buna binâen buyrulmuştur ki, akrep ve yılan tehlikesiyle karşı karşıya kalan kişi:

سَلاَمٌ عَلَى نُوحٍ فِي الْعَالَمِينَ

“Bütün âlemler içinde Nûh’a selâm olsun!” (es-Sâffât, 79)

âyet-i kerîmesini hâlis niyetle okursa, onların zararından korunmuş olur.

Nuh Aleyhisselâm, Allâh’ın emri istikâmetinde gemiye binecekleri bindirdikten ve gerekli hazırlıkları tamamladıktan sonra tufanın alâmetleri görünmeye başladı.

Nuh Peygamber'in ibretlik hikayesi: Nuh Tufanı

Âyet-i kerîmede bu başlangıç şöyle tasvîr edilir:

“Bunun üzerine biz sağanak hâlinde boşalan bir su (yağmur) ile gök kapılarını açtık. Yeri de kaynaklar hâlinde fışkırttık. Derken o sular takdîr edilmiş bir iş (tûfan âfeti) için birleşiverdi.” (el-Kamer, 11-12)

Nuh Aleyhisselâm'ın oğlu Ken’an gemiye binmeyenlerdendi. Hazret-i Nuh, son defa kendisine nasîhat ettiyse de fâide vermedi. Kur’ân-ı Kerîm’de bu hâdise şöyle nakledilmektedir:

“...Nûh, gemiden uzakta bulunan oğluna: «Yavrucuğum! (Sen de) bizimle beraber bin; kâfirlerle beraber olma!» diye nidâ etti. Oğlu:

«Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım!» dedi. (Nûh): «Bugün Allâh’ın emrinden (azâbından), merhamet sâhibi Allâh’tan başka koruyacak kimse yoktur!» dedi…” (Hûd, 42-43)

Oğluna yaptığı bu nasihatler fayda vermeyince Nuh Aleyhisselâm, Rabbine yöneldi ve:

“Allâh buyurdu ki: «Ey Nûh! O aslâ senin âilenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O hâlde hakkında bilgin olmayan bir şeyi Ben’den isteme! Ben sana câhillerden olmamanı tavsiye ederim!»

Nuh Peygamber'in ibretlik hikayesi: Nuh Tufanı

Nuh (yaptığı zellenin farkına vararak) dedi ki: «Ey Rabbim! Ben Sen’den, hakkında bilgim olmayan bir şeyi istemekten yine Sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, hüsrâna uğrayanlardan olu­rum!»” (Hûd, 46-47)

Rivâyete göre Nuh Aleyhisselâm, bu zellesinden dolayı çok ağlayıp gözyaşı döktüğü için kendisine “Nûh” denildi.

Nuh Aleyhisselâm istiğfâr ederek kusurundan hemen dönmüştü. Ama oğlu küfürden dönmedi ve sonunda:

“…Aralarına dalga girdi, oğlu da boğulanlara karıştı.” (Hûd, 43)

Yalnız Hazret-i Nûh, O’na îmân edenler ve gemiye alınan mahlûkât emniyet-i ilâhiyeye mazhardı. Binmiş oldukları gemi, dağlar gibi dalgalar arasında yürü­yordu. Allâh Teâlâ buyurur:

“Gemi dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu...” (Hûd, 42)

“İnkâr edilmiş olan (Nûh’a) bir mükâfât olmak üzere gemi, Bizim nezâretimizde akıp gidiyordu. And olsun ki, onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? (Ey insanlar bakın;) Benim azâbım ve uyarılarım nasılmış!” (el-Kamer, 14-16)