Korku ile Ümit barındıran anlamıyla Fecr Suresi
ensonhaber.com

Fecr Suresi'nde Allah'ın kullarını sürekli gözlemlediğini, İman eden ve iyi kul olanların cennetle müjdelendiğini, iman etmeyenlere ise Cehennemin ve azabın hatırlatıldığını görüyoruz...

Fecr suresi, Allah'ın insanları yoklukla imtihan ettiği gibi, varlıkla da imtihan ettiğini, her koşulda Allah'a şükrederek O'nun merhametine sığınılması gerektiğini anlatır. İşte Fecr suresinin Türkçe meali...

Fecr Suresinin Türkçe meali

Korku ile Ümit barındıran anlamıyla Fecr Suresi

Mekke döneminde nâzil olmuştur. 30 âyettir. Adını ilk âyetindeki aynı ifadeden almıştır.

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla

1-2-3-4-5. (Tan yerinin ağarmasındaki) fecre, (derecesi yüksek) on geceye,[1] çift ve tek (olarak yaratılan şeyler)e, geçip giderken geceye andolsun ki bun(lar)da, (ibret alacak) akıl sahibi için birer yemin (değeri) vardır.

6-7-8-9-10-11-12. Görmedin mi Rabbin nasıl yaptı Âd (kavmin)e? (Kıymetli) sütunları (yüksek bina ve köşkleri olan), şehirler arasında benzeri yaratılmamış İrem’e? Vadi(ler)de kayaları oy(up evler yap)an Semûd (kavmin)e. Ordu ve saltanat sahibi Firavun’a[2] ki bunlar, ülkelerde (Allah’a ve inananlara karşı), azgınlık etmişlerdi de böylece oralarda fesadı (kötülüğü) çoğaltmışlardı.

13. Bu yüzden Rabbin, onların üzerine bir azap kamçısı salıverdi.

14. Çünkü Rabbin elbette gözetlemektedir. (Her an kullarını görüp gözetendir.)

15. (Buna rağmen) şu insan var ya! Ne zaman Rabbi onu (zenginlikle) imtihan

edip de ona iyilik/ikram eder ve ona (bol) nimet verirse: “Rabbim bana ikram etti.” der. (Sebebini ve şükrünü unutur.)

16. Ama (Rabbi,) ne zaman imtihan edip üzerine rızkını daraltırsa: “Rabbim bana ihanet etti (hor baktı).” der. [bk. 17/83; 41/51]

17. Hayır! (Öyle değil!) Doğrusu (siz, kendinizi düşünüp) yetime ikram etmiyorsunuz.

18. Yoksula yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.

19-20. (Kadın ve yetim çocuklara ait) mirası (koruyacak yerde) haram helal demeyip yiyorsunuz,[3] malı da pek çok seviyorsunuz.

21-22. Yer (sarsıntı ile) çarpıla çarpıla paralandığı, melekler sıra sıra iken Rabbin(in emri) geldiği zaman,

23. O gün cehennem de getiril(ip ortaya konul)ur. O gün (günahkâr) insan, (her şeyi) hatırlar, ama artık hatırlama ona ne (fayda verecek)?

24. (O zaman:) “Ah keşke ben, (bu) hayatım için (dünyada iken sâlih ameller yapıp) önceden gönderseydim.” diyecek.

25-26. Artık o gün, O’nun azabı gibi, hiç kimse azap edemez ve hiç kimse, O’nun (âsîlere vurduğu) bağ gibi bağ vuramaz.

27-28. Ey (Allah’ın rızasıyla) huzura eren nefis! (Rabbini) hoşnut etmiş ve (sen de Rabbin tarafından) hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön. [krş. 98/8]

29-30. Haydi (iyi) kullarımın içine katıl ve cennetime gir! (denilir.)

(Bu duruma erişmek için çalışmak, insanın en büyük gayesi olmalıdır. Bu aşamaya gelmesi için insanın, nefsiyle mücadelesinde nefsinin hayvanî yönüyle, Emmâre olan kötülüğe, günaha teşvik eden yönü ve Levvâme yani günahlarından pişmanlık duyup kendini kınayan fakat tam vazgeçemeyen yönleriyle mücadele edip onlardan kurtulması lazımdır.)

[1] Bu on gece hakkında çoğunlukla “Zilhicce’nin ilk on günüdür.” denmiştir. Fakat Ramazan-ı şerîfin son on günü olduğuna dair de rivayet vardır. [bk. Elmalılı, IX, 184-185]

[2] Ordusunun çokluğu dolayısıyla; konakladığı yerlerde fazlaca çadır ve kazık

kullandığı için âyette “kazıklar sahibi Firavun’a” diye geçmektedir (Beydâvî).

[3] Câhiliye devrinde Araplar kadınlara, çocuklara ve yetimlere mirastan pay vermezlerdi.