Vakanüvis yazdı: Osmanlı da orman yangınlarıyla boğuşurdu
ensonhaber.com

Faktör hep aynı: İnsan

Vakanüvis

Türkiye’nin yüreği bir kez daha orman yangınlarıyla dağlanıyor. Aynı anda ya da peş peşe çıkan / çıkartılan yangınlardaki “terör parmağı” Emniyet ve Adlî Teşkilat tarafından titizlikle araştırılıyor. Tabiî, orman yangınından bahsedince “insan faktörü” her zaman en baştaki yerini alıyor. Araştırmalara göre, orman yangınlarının çıkış sebepleri arasında “insan faktörü” yüzde 89’luk oranla birinci sırada yer alıyor. Bu durum, geçmişte de böyleydi. Osmanlı ormancılığında meydana gelen yangınlar günümüzde olduğu gibi doğrudan doğruya veya dolaylı olarak insan kaynaklıydı.

HALK ŞİKÂYETÇİ OLUNCA ORMAN MÜDÜRLÜKLERİ KAPATILMIŞTI

Osmanlı İmparatorluğu’nda ormanlar ve orman yangınlarıyla ilgili ilk yasal düzenleme 1840 yılında Orman Müdürlüğü’nün kurulmasıyla gerçekleşmişti. Hazırlanan 22 maddelik “Orman Layihası” ile orman politikası yürütülmeye çalışılmıştı. Layihada, ormanların korunması ve yangınla mücadele konuları da maddeler halinde belirtilmişti. Ancak pek çok cephede savaş şartlarıyla karşı karşıya olan devlet, harcamaların vatandaşlardan toplanması, bunun üzerine de maliyetlerin artması ve vergilerin yükselmesi gibi şikâyetlerin orman köylülerinden yoğun bir şekilde gelmesi üzerine umum müdürlüğe bağlı Orman Şube Müdürlüklerini kapatmak zorunda kalmıştı.

Bu ilk girişimin ardından, 1857 yılında Fransız uzmanların orman teşkilatını kurma çalışmaları yeniden başlamıştı. Bu çerçevede 1869 yılında Orman Müdürlüğü ikinci defa kurulmuştu. Akabinde de Fransız Orman Kanunu’ndan faydalanılarak 1870 yılında hazırlanan Orman Nizamnamesi yürürlüğe girmişti.

Vakanüvis yazdı: Osmanlı da orman yangınlarıyla boğuşurdu

PEK ÇOK SEBEPLE ORMANLARI YAKIYORLARDI

Yeni kurulan orman teşkilatı, çok değişik sebeplerle yaşanan orman yangınlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyordu. Ormanlar içinde veya etrafında oturan halk, ihmal ve dikkatsizlik sonucu veya kasten orman yangınlarına neden oluyordu. Gözden uzak yerlerde tarla açmak veya hayvan otlatmak için ormanlar yakılıyordu. Çobanlar, yangın geçiren alanların bir sene sonra gayet verimli şekilde otlak haline geldiğini tecrübelerinden biliyorlardı. “Yangın kültürü” nedeniyle ormanda bir bölüm yakarak tarla açıldığında birkaç yıl sahadan verimli ürün almak mümkün oluyordu. Ayrıca, orman içinde açılan tarlalar gözden uzak olduğu için öşür vergisi ödemekten de kaçılabiliyordu.

Ormana yakın şehir ve köylerde çıkan kimi yangınların çevredeki ağaçlık alanlara sirayet etmesiyle de ormanlar tahrip oluyordu. Yine, “şimendifer” diye tabir edilen buharlı lokomotiflerin ocak ya da bacalarından ateş sıçramasıyla orman yangınları çıkabiliyordu. Orman içlerinde yolculuk yapan kişilerin yemek yapmak için ateş yakmaları veya sönmemiş sigara izmariti atmaları gibi sebepler de orman yangınlarının başka nedenlerindendi.

Zaman zaman avcılar da orman yangınına yol açabiliyordu. Kayıtlara geçen ilginç yangın sebeplerinden biri ise ağaçlarda yuva yapmış arıların balını almak için ateş yakılması sonucunda yangın çıkmasıydı. Ağaç kovuklarına saklanmış hayvanları veya ürünlerini almak için etraf tütsülenirken buna benzer yangınlar çıktığı da oluyordu.

Vakanüvis yazdı: Osmanlı da orman yangınlarıyla boğuşurdu

ODUN KÖMÜRÜ ÜRETMEK İÇİN ORMANLAR YAKILIYORDU

O yıllarda şehirlerdeki yeni konutlardaki mangal ve sobalarda yakılan odun kömürüne duyulan ihtiyaç da ihtiyacı, orman yangınlarına yol açabiliyordu. Yeni kesilmiş yaş ağaçlardan kömür yapılması halinde, ortalama beşte bir oranında kömür elde edilmesine karşılık, yangın geçirmiş sahalardan satın alınan odunlardan yarı yarıya kömür elde edilebildiği için büyük şehirlere yakın ormanlarda kasdî yangınlar çıkartılıyordu. Bu nedenle özellikle İstanbul civarında Belgrad ve Alemdağ ormanlarında kasten yakmalar oluyordu.

"BULUTLARA YAKIN DAĞ ORMANLARI YAKARSAK YAĞMUR YAĞAR"

Orman yangınlarına yol açan tuhaf nedenler birisi de kimi dağlık yörelerde görülüyordu. Kuraklık yaşanan kimi bölgelerdeki,yüksek yerlerdeki orman yangınının bulutları etkileyip yağmura sebebiyet vereceği” şeklindeki tuhaf inançla dağlık kesimlerde orman yangınları çıkartanlar da görülüyordu.

ORMANLARDA SAKLANAN FİRARÎ ASKERLER VE EŞKIYA YANGINLARA YOL AÇIYORDU

Savaşlarda milletçe büyük mücadeleler verilmesine rağmen zaman zaman askerlikten firarlar da yaşanıyordu. Birinci Dünya Savaşı’nın uzamasıyla bazı askerlerde bıkkınlık belirmiş, bu da firarların çoğalmasına neden olmuştu. Firarîlerin tam sayısı hiçbir zaman bilinmese de dönemi yaşamış kişilerin hatıratlarında bu sayının 300 ila 500 bin arasında olduğu sıklıkla zikredilmişti. Kaçak askerler genellikle ailelerinin yanında kalıyordu.

Askerler, bir baskın haberi aldığında ise yakınlardaki ormanlara kaçıyordu. Bütün bu hareketlilik de orman yangınlarına neden olabiliyordu. Firarî askerlerin yanı sıra kanun güçlerinden kaçan eşkıyalar da bilerek veya bilmeyerek birçok orman yangınına sebebiyet vermişti.

Vakanüvis yazdı: Osmanlı da orman yangınlarıyla boğuşurdu

YUNAN ORDUSU ORMANLARI YAKA YAKA GERİ ÇEKİLMİŞTİ

İstanbul Ömerli’de Rum eşkıyalar birkaç kez güvenlik güçlerini oyalayıp, takibi önlemek için yangın çıkartmıştı. Ayrıca Millî Mücadele döneminde Yunan işgal ordusu da ormanları yaka yaka geri çekilmişti. Balkan Savaşı sonrası, ormanda yuvalanan ayrılıkçı çeteler yangınlarla mücadeleyi zora sokmuştu. Manastır Vilayetine bağlı Kesriye’de 27 Temmuz 1912 tarihinde meydana gelen orman yangınını söndürmeye gidenler arasında yer alan orman memurları Kanber ve Mehmet ile Serbekçi Kemal Efendi eşkıya tarafından yayılım ateşine tutulmuştu. Memurlardan Kemal Efendi bu ateş sonucunda hayatını kaybetmişti.

Vakanüvis yazdı: Osmanlı da orman yangınlarıyla boğuşurdu

BİLEREK ORMAN YAKANLAR ÖMÜR BOYU KÜREK CEZASINA ÇARPTIRILIYORDU

Osmanlı İmparatorluğu’nun her devrinde, kasten orman yangını çıkarmak ağır ceza gerektiren yasak fiillerdendi. Bilerek ve isteyerek yangın çıkarılmasının cezası, ömür boyu küreğe mahkûm edilmekti. 15 Mart 1890 tarihinde yapılan tadilat ile müeyyide biraz gevşetilmiş ve fiilin durumuna göre geçici kürek cezası verebilmenin yolu açılmıştı. Milli Mücadele döneminde de orman yangınlarıyla ilgili hazırlanan kanun teklifinde kürek cezası müeyyide olarak yerini korumuştu.

* Yararlanılan kaynak: Erhan Kılıç, “Osmanlı Ormancılığında Orman Yangınlarıyla Mücadele Yöntemleri” Ağaç ve Orman Dergisi, Yıl: 2020 Sayı: 1