Sezeryan doğum tartışması

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yüzde 40 olan sezaryenle doğum oranının kabul edilemez olduğunu, bunu mutlaka azaltacaklarını belirterek, ''Bu işi yapan kuruluş ve hekimlere, halkımıza açıkça ifade ediyorum; buna müsaade etmeyeceğiz. Bunun için çok daha ciddi tedbirleri önümüzdeki aylarda almaya devam edeceğiz'' dedi. Bakan Akdağ şunları söyledi: "Doğuma ödenen para ile sezaryene ödenen para aynı, performans ek ödemeleri de aynı. Önümüzdeki günlerde şunu yapacağız: Tıbbi zaruret olmadan, sezaryen yaptırılmışsa bir hastaya, özellikle hekim yönlendirmişse, bunun için yeni tedbirler alacağız. Hangi önlemler alacağımızı ilgili dernek ve meslektaşlar çok iyi biliyorlar.
Devlet hastaneleri, sezaryen oranları açısından en düşük orana sahip. Özel hastanelerde bunun yüzde 60-80'lere çıktığını görüyoruz. Bu işi yapan kuruluş ve hekimlere, halkımıza açıkça ifade ediyorum; buna müsaade etmeyeceğiz. Bunun için gerekli tedbirleri aldık, almaya başladık, çok daha ciddi tedbirleri önümüzdeki aylarda almaya devam edeceğiz.''
Bakan Akdağ'ın bu sözleri de tartışma yarattı. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil, sezaryenle doğum oranlarının artışında sadece hekimi suçlu görerek göstergelerin iyileşeceğini sanmanın doğru bir yaklaşım olmadığını bildirdi.
İtil, yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın artan sezaryen oranları ile ilgili yaklaşımının doğru olmadığını öne sürdü.
Sezaryenle doğum oranlarının sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada artış gösterdiğini ifade eden İtil, bu oranların Avrupa'da yüzde 20-25, ABD'de yüzde 25, İtalya'da ise yüzde 36 civarında olduğuna dikkati çekti.
Sezaryenle doğum oranlarının artışında pek çok sebep bulunduğunu ifade eden İtil, şunları kaydetti:
''Sadece hekimi suçlu olarak görüp onu cezalandırarak sağlık göstergelerinin bir anda iyileşeceğini sanmak doğru bir yaklaşım değildir. Hekimi cezalandırmak yerine, diğer branşlara göre mağdur edilmiş olan kadın doğum hekimlerinin performans ve ücretlendirmelerinde iyileştirmeler yapmak daha doğru bir yoldur. Türkiye'de sezaryen oranları 2001 yılında yüzde 21 iken 2009 yılında yüzde 47 oranlarına gelmiştir. O zaman da aynı uzmanlar görev yapıyordu. Sağlıkta dönüşümle birçok hakkı elinden alınmış ve hala alınmaya çalışılan hekimlerin daha da üzerine gitmek sağlık göstergelerini iyileştirmeyecektir.''