Hamilelikte koronavirüsle ilgili dikkat edilmesi gerekenler

Koronavirüs kaynaklı şu ana kadar bildirilmiş gebe ölümü bulunmadığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Petek Balkanlı, enfeksiyon gebeliğin üçüncü trimesterinde (gebeliğin son 3 ayında) oluşursa, zarların erken yırtılması, erken doğum, anne karnındaki bebeğin kalp atım anomalileri için bir miktar risk artışı olduğunu, ancak plasenta yoluyla geçişe ait kanıt bulunmadığını ifade etti.

Koronavirüs ile enfekte olan kişilerin belirti vermeden bile virüsü yakın temas ve damlacık yoluyla yayabileceklerine değinen Prof. Dr. Balkanlı, gebelerin immün ve solunum sistemlerindeki fizyolojik değişikliklere bağlı olarak koronavirüs enfeksiyonuna daha yatkın olduğunu, bu yüzden gebelerin gereksiz seyahatlerden kaçınması, kalabalık ortamlara girmemesi, toplu taşıma kullanmaması, hasta kişilerle temastan kaçınması ve en önemlisi kişisel ve sosyal hijyenine dikkat etmesi ve ateş, öksürük, yorgunluk, kas ağrısı, boğaz ağrısı veya nefes darlığı şikayeti olan gebelerin derhal sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini söyledi.

"AĞIR AKCİĞER ENFEKSİYONUNUN BELİRTİSİ OLABİLİR"

Koronavirüs ile enfekte olunsa bile gebelerin çoğunlukla ya hiçbir şikayeti olmadan ya da tamamen iyileşilen hafif bir hastalık geçireceğini ifade eden Prof. Dr. Balkanlı, "Eğer bulgularınız kötüleşiyor ya da iyileşmiyorsa mutlaka sağlık ekipleri ile irtibata geçin. Bu durum daha ciddi bir bakım gerektirecek ağır akciğer enfeksiyonunun belirtisi olabilmektedir. Eğer iyi durumda iseniz Rutin gebelik takipleriniz için hekiminizle irtibata geçin, çünkü rutin kontrollerinizin devam etmesi gerekir. Mutlaka temasta olduğunuz kişi sayısını sınırlandırın. Genel korunma kurallarına uyun.” şeklinde konuştu.

Koronavirüs enfeksiyonunun gebelerde ortaya çıkaracağı belirtilere de değinen Prof. Dr. Balkanlı, klinik bulguların ateş, yorgunluk, kas ağrısı, kuru öksürük ve nefes darlığı olduğunu söyledi. Bazı hastalarda burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı veya ishalin de görülebileceğini söyleyen Balkanlı, "Pnömoni (akciğer enfeksiyonu) ve solunum yetmezliği gibi daha ciddi durumlar genellikle çok yaşlı, immün sistemi zayıf ve diyabet, kanser, kronik akciğer hastalığı gibi kronik bir hastalığı olan kişilerde tarif edilmektedir.” diye konuştu.

KORONAVİRÜSÜN FETÜSE ETKİLERİ

Koronavirüs ile ilişkili artmış düşük riski ve erken gebelik kaybı belirtilmediğini ifade eden Prof. Dr. Balkanlı, daha önceki koronavirüs enfeksiyonlarından olan SARS ve MERS'te de enfeksiyon ile artmış düşük riski ve gebelik kaybı bildirildiğini, aynı şekilde anne karnında bebekte enfeksiyon kanıtı da olmadığından anne karnındaki bebeğin gelişimi üzerinde etkilerinin olmasının düşünülmediğini söyledi. Koronavirüs olan kadınlarda erken doğumların bildirildiğini belirten Balkanlı, "Ancak bu erken doğumun kendiliğinden mi yoksa enfeksiyona mı bağlı oluştuğu belirgin değildir.” dedi.

Koronavirüs şüpheli gebelerin izole edilmesi ve araştırılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Balkanlı, "Enfeksiyon tanısı konanlar derhal negatif basınçlı izolasyon odalara alınmalıdır, tercihen de durumu ciddi olanlar riskli gebelik vakalarını yönetebilecek olanakları olan multi disipliner hastanelerde tedavi edilmelidirler.” şeklinde konuştu.

ANNE VE BEBEĞİN HAYATINI TEHLİKEYE ATABİLİR

Doğumun zamanlamasında hastalığın ciddiyetine, gebelik haftası ve fetal duruma bağlı olarak kişiselleştirilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Balkanlı, hafif ve tedaviye yanıt veren stabil vakalarda, yakın takip altında gebeliğini sonuna kadar takip edilebileceğini ancak kritik vakalarda gebeliğin devamının annenin ve bebeğin hayatını tehlikeye atabileceğini ifade etti. Bu durumlarda, bebek prematüre olsa dahi doğumun yaptırılması gerektiğini belirten Balkanlı, "Doğum şekline obstetrik endikasyonlara göre karar verilmelidir. Sezaryen ile doğum gerektiğinde anestezi seçimi dikkatle yapılmalıdır. Virüsün vajinal yayılımına ve anneden bebeğe geçişine dair kanıt olmadığından, stabil hastalarda vajinal doğum düşünülebilir.” ifadelerini kullandı.

Doğum öncesi gebeden fetusa geçiş ile ilgili bilginin bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Balkanlı, başka bir nedenle bakım ihtiyacı olmayan bebeklerin anneleri ile birlikte tutulması gerektiğini söyledi. Bebekler için en önemli riskin yakın temas nedeniyle enfeksiyon riski olduğunu söyleyen Balkanlı, "Ancak veriler anne sütü ile beslemenin süt ile viral geçiş riskinden daha üstün olduğunu söylemektedir. Emzirmek isteyen kadınlar, bebeğe dokunmadan önce ellerini yıkamalı, öksürme ve hapşırmadan kaçınmalı, emzirme sırasında maske takmalıdır.” diye konuştu.

Enfekte anneden bebeğe virüs geçmemesi için kordonun erken klemplenmesi ve yeni doğanın 2 hafta boyunca anneden geçici olarak ayrılmasının anneden bebeğe virüs geçiş ihtimalini azaltmak için önerildiğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Balkanlı, "Yeni doğan izolasyon odasında izlenmeli ve enfeksiyon belirtileri açısından yakın takip edilmelidir. Bu süre boyunca emzirme önerilmemektedir. Annenin sütü sağılarak bebeğe verilebilir.” dedi.