Meral Akşener: Ermenistan'a silah veren Rusya'nın masa kurması yanlıştır
AA & Ensonhaber

İyi Parti Lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısına katıldı.

Grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununa da değindi.

Rusya'nın, Karabağ'da çözüm üretmesi gereken ülke olmaması gerektiğine dikkat çeken Akşener, Ermenistan'ın hain saldırılarını da kınadı.

"RUSYA'NIN MASA KURMASI YANLIŞTIR"

İki ülke arasında ateşkes anlaşmasının imzalandığı Moskova'ya ithafen konuşan Akşener, "Ermenistan'a silah veren Rusya'nın masa kurması yanlıştır." dedi.

AKŞENER'İN AÇIKLAMALARININ DEVAMI

İyi Parti Lideri Meral Akşener'in konuşmasının devamında şu ifadeler yer aldı:

"Dünyaya 100 yıldır soykırım yalanını söyleyen Ermenistan gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. Azerbaycan’a ateşkese rağmen füzeyle saldırdı.

Yer utandı, gök utandı, insanlık utandı ama onlar utanmadı. Daha bir yaşındaki Medine bebek anasının koynunda can verdi. O, artık bir melek. Büz o yüzü daha önce Hocalı’da görmüştük. Biz yine kendi yaramızla, kendi derdimiz ile, kendi acımızla baş başayız.

Yalancılar, zalimler vicdansızlar duysun diye söylüyoruz ki, Tanrı Türk’e yar olsun, Azerbaycan var olsun. Ermenistan’a silah veren Rusya’nın ateşkes masası kurmasından daha saçma bir şey olamaz.

"MİNSK ÜÇLÜSÜ, ERMENİSTAN'A DESTEK VERİYOR"

Sayın Erdoğan’ın dediği gibi Minsk üçlüsü Ermenistan’a destek veriyor. Bu konu, parti kongrelerinde konuşmakla geçiştirilecek bir konu değildir.

Kurulacak masalarda Türkiye’nin Azerbaycan'ın yanında yer almak zorundadır. Türkiye, güçlü ve sağlam durmak zorundadır. Ancak bu iktidarda bunu gerçekleştirecek bir vizyonu yok. Şahsi ikballerini korumak için her şeyi mübah görmek için, oynamadıkları hiçbir değer kalmadı.

"TÜRKİYE'NİN TEMEL TAŞLARI İLE OYNAMAKTAN VAZGEÇİN"

Anayasayı korumakla görevli Anayasa Mahkemesi sistemli bir şekilde tartışmaya açıldı. İçişleri Bakanı sataştı, küçük ortak koroya katıldı, Erdoğan’da her zaman yapığı gibi Meclis adım atarsa biz de gereğini yaparız dedi.

Anayasa Mahkemeleri medeni dünyada demokrasilerin vazgeçilmez kurumlarıdır. Burdan bir kez daha sesleniyorum. Türkiye’nin temel taşlarıyla oynamaktan vazgeçin.

Biliyoruz çekilmeyecekler ama biz iktidar olunca o eller çekilecek. Anayasa Mahkemesi’ni tartışacağımıza gelin halktan saklanan kovid 19 verilerini tartışalım, şiddet gören, öldürülen kadınlarımızı; tacize çocuklarımızı tartışalım.

"İŞSİZ GENÇLERİ TARTIŞALIM"

8 liraya yükselen doları, işsiz gençleri tartışalım. 83 milyon vatandaşımızın yeniden nasıl adalete güveneceğini tartışalım. Ama siz bunları tartışmak istemezsiniz. Sizin derdiniz memleketin sorunlarıyla uğraşmak istemezsiniz.

Sizi mutsuz eden Anayasa Mahkemesi değil hukukun ve adaletin kendisidir.Yiğit olun, dürüst olun deyin ki ben tek adam düzeni istiyorum hukuk yok adalet yok. Çadır düzenini tartışalım. Arkadan dolanmayı birilerini kullanmayı bırakın. Bir yandan burası kabile düzeni yok diyeceksiniz, diğer yandan küçük ortağınıza Anayasa Mahkemesi’ni istemezük dedirteceksiniz.

Devlet yönetenler siyaasette, yargıda, ekonomide adil olmalıdır. Aksi halde milletin hakkını çiğnetirsiniz. TMSF, 1 milyon bile ödeyemeyen şirklete 1 milyar 324 milyon liralık işi ihalesiz veriyor. Sonra ne oluyor? Çapının çok üzerindeki firma işi yapamıyor. Bu firmanın ceza ödemesini beklersiniz ama çok beklersinz.

"ASKIDA EKMEĞİ BİLE DÜZGÜN YAPAMIYORLAR"

Bu firma devletin hazinesinden 45 milyon lira tazminat alıyor. Ekmek bulamayan vatandaşa askıda ekmeği bile düzgün yapamıyorlar. Hem ekonomi uçuyor değyip hem aksıda ekmek kampanyası başlatıyorsanız birileri yalan söylüyor demektir. Artık yalanlar dikiş tutmuyor.

Biliyorsunuz sayın Erdoğan hep sıkıştığında yalanlarını saklar. Geminin güvertesine çıkıp 85 milyar metreküplük yeni doğalgazı açıkladı. Biz 1 metreküplük gazı bile sevinçle karşılarız ama sıktı be kardeşim.

Bir yandan gaz bulduk diye caka satıyorsunuz, diğer yandan vatandaşın kullandığı gaza zam yapıyorsunuz. Türkiye'nin gençler için plan ve programa ihityacı var. Ama bunları umursamayan iktidar kaynaklarını eşe dosta saçmaya devam ediyoru.

Geçtiğimiz cumartesi 2021 yılı bütçesi Meclis’e sunuldu. Bu bütçe milletten en kopuk bütçe. Bu bütçede işsizin, emeklinin feryadına çare yok.

UZAKTAN EĞİTİM İMKANLARI

Uzaktan eğitim en çok dar gelirli ailelerimizin evlatlarını vurdu. Bir yanda her türlü teknolojik imkanları olan ailelerin çocukları, diğer yanda hiçbir imkanı olmayan ailelerin çocukları. Ey sayın Erdoğan, bu cumhuriyet olmasaydı sen de o sarayda sefa süremezdin.

Öğrenme uçurumu daha da derinleşti. Bir zamanlar meşhur FATİH projesi vardı. Milyarlarca lira çöpe atıldı. FATİH projesinden geriye çekmecelerde çürüyen tabletler ve ceplerini dolduran yandaşlar kaldı.

Varlık içinde yaşayıp yokluğu görmeyenler unutmayın ki bu vurdumduymazlıkla bir neslin geleceğini karartıyorsunuz. Olan yine dar gelirli vatandaşa, aziz öğretmenlere oldu.

İyi bir eğitimin anahtarı işini iyi yapmış kutsal öğretmenlerdir. AK Parti, öğretmenlere 3600 ek gösterge sözü verdi ama yerine getirmedi. El üstünde tutmaları gerekirken inatla mağdur edilen öğretmenler var.

İyi Parti iktidarında öğretmenlerimizin hem motivasyonlarını, hem de niteliklerini artırmak öncelikli hedefimiz olacak. Onları, doğru bir planlamayla atayarak, hem öğretmen açığımızı kapatacağız, hem de gençlerimizin iş sahibi olmasını sağlayacağız.

Dava arkadaşlarım;

Türkiye’yi eğitimde 21’inci yüzyıla taşımak için, eğitimi merkeze koyan, kalkınma odaklı sağlam bir vizyon, bu vizyonu uygulamaya koyacak yetkin kadrolar,

Ve aynı zamanda ülkesinin geleceğini önceleyen, milletini önceleyen, bir siyasi irade gerekir.

Vizyonları betondan ibaret, kadroları çapsız, öncelikleri de eşi dostu zengin etmek olduğu için,

Arkadaşlar bina yapmayı eğitim için yeterli sanıyorlar.Son 18 yılda sürekli değişen eğitim sistemi, yanlış ve keyfi uygulamalar,

Türkiye için eğitimde felaketin kapısını araladı.Dünya, Güney Kore’nin eğitim modelini konuşuyor.

Dünya, Finlandiya’nın kuralları yeniden yazan eğitim sistemini konuşuyor.

Dünya, ABD’nin yüksek eğitim kurumlarını konuşuyor.

Dünya, Hindistan’ın yazılıma yönelik eğitim modelini konuşuyor.

Ancak son 18 yıldır kimse, Türkiye’deki eğitimini konuşmuyor.

Çünkü, ortada konuşacak bir eğitim modelimiz yok.

Çağın gereksinimlerini bilmeden, zamanın ruhunu okumadan, bir eğitim sistemi inşa edilemez.

Bugün ülkelerin refahı, doğal kaynaklarından ziyade, inovasyon kapasiteleriyle ölçülüyor.

Teknolojinin yarattığı bu değişim, küçük bir alana sıkışmış Hollanda’yı, tarımda dünya liderliğine taşırken; engin doğal kaynaklara sahip Venezüella’yı, açlığa sürükleyebiliyor.

İnovasyonun kaynağı, özgür düşünen bireylerdir, yani insandır.

İşte o nedenle, rekabetçi toplumların eğitim sistemlerinin en büyük hedefi de, inovasyon üretebilecek insanlar yetiştirmektir.

Geçen yüzyılda eğitim, siyasal ideolojileri yaymak adına, araç olarak kullanıldı.

Ancak 21’inci yüzyılın rekabetçi dünyası, bizi bambaşka bir eğitim sistemine yönlendiriyor.

Kalıplar yerleştiren değil, kalıpları kıran, Ezberleten değil, ezberleri bozanTek sesliliği değil, çok sesliliği değerli sayan bir eğitim sistemi…

Türkiye’deki eğitim sistemine baktığımızda, çağımızın gerektirdiği bu üç belirleyici unsuru bulamadığımız gibi, tersine giden bir anlayış görüyoruz.

İşte eğitim sistemimizdeki bozukluğun kaynağı, bu anlayıştır. Türkiye’nin Pisa testlerinde nal toplamasının sebebi; İktidarın, özgür düşünen gençler yerine, Ak Parti’ye oy verecek gençler yetiştirme inadıdır.

"EĞİTİMİ BAŞTAN SONA YENİDEN PLANLAYACAĞIZ"

Aziz milletim; Bizim için eğitim kalkınmanın itici gücüdür. Bizim için eğitim, üreten Türkiye’nin anahtarıdır. Bizim için eğitim, güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye’nin köşe taşıdır. Türkiye’yi, en büyük ilk 10 ekonomiden biri haline getireceksek, öncelikle eğitimde ilk 10 arasına girmeliyiz.

Çünkü eğitimdeki sıramız, ekonomimizin geleceğidir. Piyasaları takip etmeye gerek yok.

Kredi derecelendirme kuruluşlarına da gerek yok.Türkiye’nin gelecekte varacağı noktayı bilmek istiyorsanız, eğitimdeki sıralamasına bakmanız yeterlidir.Eğer eğitimde 35’inci sıradaysanız, ekonominiz de 35’inci sıraya doğru gerileyecektir.Ama eğitimde ilk 10 içinde yer alırsanız, ekonominiz de ilk 10 içine yer alacak şekilde gelişecektir.

Türkiye’de işsizlik sorunu kadar, mesleksizlik sorunu da var. Ülkemizde maalesef, eğitimle istihdam ilişkisi kopuk. Maalesef piyasanın talep ettiği nitelikte insan yetiştiremeyen bir eğitim sistemimiz var. 18 yıllık bir iktidarın, bu konuda adım atamaması, ülkemiz için büyük bir yıkım olmuştur.

O nedenle, İYİ Parti iktidarında biz; İlk iş, Milli Eğitim Şurası’nı toplayacağız. Bilim insanlarıyla, sivil toplumla, ailelerle el ele verip eğitimi siyasi bir obje olmaktan kurtaracak, performans kriterlerini, bölgesel ihtiyaçları, farklılıkları dikkate alarak, eğitimi baştan sona yeniden planlayacağız. Güçlü bir eğitim ve istihdam planlamasıyla, gençlerimizin, piyasanın talep ettiği niteliklerle yetişmesini sağlayacağız.

İşgücüne yeni katılacakların yanı sıra, mevcut işgücünün de niteliğini artırmak; gençlerimizi, piyasada geçerli meslek sahibi yapmak, bir numaralı önceliğimiz olacak. Bu plan çerçevesinde, eğitim bütçesinin milli gelire oranını, en az iki katına çıkarıp, OECD ortalamasına yaklaştıracağız. Orta vadede, öğretmen ücretlerini arttırıp, tüm eğitim çalışanlarımızın ek göstergelerini 3600’e çıkaracağız.

Eğitim bütçesinden yatırımlarına ayrılan payı arttıracağız. Özel sektör, dini vakıflar ve cemaatlerle yapılan ve eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen, her türlü, ortak proje ve protokolleri iptal edeceğiz.

Eğitim fakültelerini tercih eden, yüksek puanlı öğrencilere, ayda 2000 lira burs sağlayacağız.Üniversitelere, performansa dayalı ödenek tahsisine geçip, başarılı olan üniversitelerin kaynaklarını arttıracağız.

Performans kriterlerini ve genel akademik başarı kriterlerini sağlayamayan üniversiteleri, kuruldukları bölgenin sektörel ihtiyaçlarıyla uyumlu, meslek yüksek okullarına ve teknoloji kampüslerine dönüştüreceğiz

.İlk ve orta öğretimdeki öğrencilerimizin gelişimlerini, zamanında tespit edecek bir altyapıyı, bakanlık bünyesinde geliştirip, çocuklarımızın karşılaşabileceği okula devam etmeme, yanlış alana yönelme gibi riskleri önleyeceğiz.

"TÜRKİYE'Yİ SARMALDAN ÇIKARACAĞIZ"

Aziz milletim,Milli eğitime önem vermeyen, gençlerin dertlerini önemsemeyen yöneticilere rağmen, her türlü zorluk ve imkânsızlıkla, eğitim hayatını tamamlamış gençlerimizi tebrik ediyor, onları ayakta alkışlıyorum.

Sizler bizim gururumuz, Türk Milletinin umudusunuz!“ Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey” yok diyen bir anlayışla değil; “Herkes en kaliteli eğitim almalı, kimse işsiz kalmamalı.” düsturuyla yönetilen bir ülkede, yaşamayı hak ediyorsunuz. Hiç merak etmeyin;Bunu birlikte başaracağız!Biliyorum tablo kötü, sıkıntı büyük. Ama inanın; Türkiye de bu sorunları aşacak kadar büyük. Türkiye’nin imkanları var, kaynakları var, zenginliği var. Zenginin çocuğu hangi haklara sahipse, tüm çocuklara aynı hakları vereceğiz .İYİ Parti’nin adalet anlayışı budur. İYİ Parti iktidarında, biz bunu başaracağız. Hani biz çözümlerimizden bahsedince, hemen “Kaynak nerede?” diyorlar ya…

Ben size özetleyeyim; İlköğretimde 5 bine yakın okulda, 5 milyon öğrenci eğitim görüyor. Bu 5 bin okulu, özel okullar seviyesine çıkarmanın maliyeti, yıkıp yeniden inşa etsek bile, en fazla 15 milyar dolar tutuyor. Yani Suriyeli sığınmacılara harcadığımız paranın üçte biri. Özel okullar seviyesinde eğitim verebilmek için, en az 100.000 öğretmene daha ihtiyacımız var. Bunun yıllık maliyeti nedir biliyor musunuz?

Sadece 10 milyar lira.Yani köprüler, otoyollar, havalimanları için müteahhitlere verilen garantilerin 10’da biri kadar… En büyük kaynak, bu iktidarın yaptığı hataları yapmamaktır.

Türkiye’nin kaynakları 83 milyona kaliteli eğitim vermeye de yeter, dünyanın en ileri bilim merkezleri kurmaya da yeter. Türkiye’yi Pisa testlerinde ilk 10 içine sokmaya da yeter,Türkiye’yi en büyük ilk 10 ekonomi arasında görmeye de yeter.

Sorun kaynaklarımızın olmaması değil, devleti yönetenlerin sorunlu olmasıdır. Değerli dava arkadaşlarım;Vakit yaklaşıyor. Planlarımız ve projelerimizle geliyoruz. Bırakın onlar ışıkları yakıp söndürmeye devam etsin, artık güneş doğuyor. Kongre kongre, açılış açılış değil,İlçe ilçe, köy köy, kapı kapı geziyoruz…

Bu hafta da inşallah, Kayseri ve Bolu’da olacağız.Bizi göreve çağıran milletimize karşı sözümüz var;“Umudumuz İYİ Parti’dir.” diyenlere karşı sorumluluğumuz var. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’le, Türkiye’yi, kayınpeder, damat ve küçük ortağın, el birliğiyle soktuğu bu sarmaldan çıkaracağız. Milletimizi mutlu, devletimizi güçlü kılacağız. Biz hazırız. Milletimiz onayı verecek, sonra Türkiye’nin nasıl bir hızla düze çıktığını görecek. Çünkü, Türkiye büyüktür.

Çünkü, Türkiye zengindir.Çünkü Türk Milleti, her şeyin en iyisini hak eder. Milletimizin hakkını, üç-beş iktidar zengininin cebinden alıp, gerçek sahibine vereceğiz. Çünkü bizim bu dünyaya bırakacağımız mirasımız, ahlakımız, imanımız, milletimize ve ülkemize olan sadakatimizdir. Toplantımızı şereflendiren sizlerden Allah razı olsun.Mevki değil, millet sevdasına gönül verenlere selam olsun.

Koltuk değil, memleket davasına baş koyanlara selam olsun. Sırt sırta, omuz omuza, Türkiye’nin dört bir yanında zalime kafa tutan İYİ’lere selam olsun. Türkiye ümitsiz değil, artık İYİ Parti var, milletimiz emin olsun.Sağ olun var olun,Allah’a emanet olun."

Meral Akşener: Ermenistan'a silah veren Rusya'nın masa kurması yanlıştır