Akşener: Ayasofya'da ibadet etmeyi ben de isterdim
AA

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına Mersin'deki kazada şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, yaralılara da şifa dileyerek başladı.

14 GÜMLÜK KARANTİNA DÖNEMİ

14 gün boyunca Ankara'da karantinada olduğunu ve bir sorunla karşılaşmadan süreci tamamladığını anlatan Akşener, Kovid-19’a yakalanan koruma polisinin de sağlığına kavuştuğunu bildirdi.

Karantinada olduğu için bazı programlara katılamadığını dile getiren Akşener, Ayasofya Camisi'nin tamamen ibadete açılmasıyla ilgili programa da bu nedenle katılamadığını vurguladı.

Akşener: Ayasofya'da ibadet etmeyi ben de isterdim

"AYASOFYA'DA İBADET ETMEYİ BEN DE İSTERDİM"

"Ayasofya’da ibadet etmeyi, dua etmeyi ben de istedim. Ancak maalesef olmadı. İnşallah ilk fırsatta ziyaret edeceğim." diyen Akşener, hükümetin Ayasofya'ya ilişkin tutumunu, "Sayın Erdoğan ve arkadaşları, uyarılarımıza rağmen dayanamadılar ve hepimizin ortak değeri olan Ayasofya'dan, siyasi rant devşirme telaşına düştüler." ifadeleriyle eleştirdi.

Akşener, şöyle konuştu: "Sürekli Vakıflar, Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, 2004 yılında Başbakanlığa dilekçe verip, Ayasofya'nın müze olması kararının iptalini istiyor. Başbakanlıktan dilekçelerine cevap alamayınca, 2005 yılı başında mahkemeye başvuruyorlar. Bursa 2. İdare Mahkemesi kanalıyla, Danıştay Başkanlığı'na gönderilen evrakta Başbakanlık, derneğin müracaatına yasal süresi içinde cevap vermediği için suçlanıyor ve dava başlıyor. O günün Başbakanlığı, bugünün Cumhurbaşkanlığı ne istiyor biliyor musunuz? Bu davanın reddini istiyor. Yani 'Ayasofya müze olarak kalmalı.' diyor. 'Eğer ibadete açılacaksa, bu yargının değil, bizim, yani yürütmenin inisiyatifindedir.' diyor. Peki gereğini yapıyor mu? Hayır. Davanın reddini isteyip oturuyor. Hatta Sayın Erdoğan bizzat çıkıp, 'Önce Sultanahmet’i doldurun.' diyor. Sonra, Danıştay ibadete açılma kararını verince, aynı iktidar meydana çıkıp, 'Ben yaptım' pozlarıyla caka satıyor.

Başvuran bir dernek. Dilekçeyi sümen altı edip cevaplamayan, dönemin başbakanı Sayın Erdoğan. Kararı veren mahkeme ve Danıştay. Ama propagandist medyaya bakarsan bu işin kahramanı iktidar. Hem de bizzat o davanın reddini isteyen iktidar. Yine bir riyakarlık, yine vatandaşı değil, kendi ikbalini düşünme hastalığı."

İlk günden itibaren hükümete "Ayasofya'yı ibadete açın, ama siyasete kapatın" uyarısında bulunduklarını hatırlatan Akşener, ancak iktidarın, "Allah'ın evine siyaset sokma hastalığından bir türlü kurtulamadığını, ortak değerleri suistimal etmekten geri kalmadığını ve karar sürecinde gösterdikleri riyakarlığı, açılış programındaki sözleriyle bambaşka bir boyuta taşıdığını" ileri sürdü.

Akşener: Ayasofya'da ibadet etmeyi ben de isterdim

TARİHİMİZE SAYGININ GEREĞİ...

Ayasofya'nın açılış programında "Selam olsun Anadolu'nun kapılarını açan Alparslan’a, Selam olsun İstanbul'u fetheden Fatih'e, Selam olsun, İstanbul'a ve Ayasofya'ya istiklalini yeniden kazandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e" açıklamasını beklediklerinin altını çizen Akşener, "Söylenmesi gereken buydu. Ecdadımıza ve tarihimize saygının gereği buydu. Devlet insanlığına, cumhurun başkanlığına yakışan buydu. Ama bu bile efendilere zor geldi. Bırakın saygıyla selamlamayı, saygısızlık etmekte hiçbir beis görmediler. Böylesine güzel bir günde bile düşmanlık etmekten utanmadılar." değerlendirmesinde bulundu.

LANETLERDEN BAHSEDENLERE SESLENİYORUM..

Türk tarihinin bir bütün olduğuna dikkati çeken Meral Akşener, konuşmasın şöyle sürdürdü: "Alparslan da Fatih de Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir. Tarihte Atatürk’e düşman olup da Türk'e dost olan çıkmamıştır. Bunun tek bir istisnası bile yoktur. Çünkü Atatürk; Asya'dan Akdeniz'e, bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketin ve büyük Türk Milleti'nin, mavi gözlü bozkurdudur.

Ayasofya'da, makamının ve sıfatının gereğini yapıp, gönülleri kazanmak yerine, lanetlerden bahsedenlere sesleniyorum: Hastanede koşa koşa ziyarete gittiğiniz, 'keşke Yunan kazansaydı' diyen fesliyi örnek alıp, tarihi delik deşik edeceğinize işgal kuvvetlerini dize getirenlerle, Sevr'i yırtıp atan ve Misakımilli'yi çizenlerle gurur duyun. Kuvayımilliyecilerin katlinin vacip olduğuna fetva veren, Durrizade gibi alçaklardan feyz alıp, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına lanet okuyacağınıza oturduğunuz koltuğun ilk sahibi olan, İstanbul Hükümeti'nin idama mahkum ettiği Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi Hocamızla gurur duyun. Yunan'a ilk kurşunu atan Hasan Tahsin'le, Çanakkale geçilmez diyen 57. Alayla, söz verdiği saatte Çiğiltepe'yi alamadı diye canına kıyan Albay Reşat'la, Kara Fatma'yla, 200 kiloluk top mermisini namluya süren Seyit Onbaşı'yla gurur duyun."

KADIN CİNAYETLERİ

Kadın cinayetlerine de değinen Akşener, Türkiye'nin, 34 OECD ülkesi arasında, kadına yönelik şiddet olaylarında birinci sırada olduğunu iddia etti. Akşener, bu yılın Ocak ayında 27, Şubat ayında 22, Haziran ayında ise 27 kadının öldürüldüğünü vurguladı.

Muğla'daki Pınar Gültekin cinayetine ilişkin de Akşener, kadınların korku içinde yaşadıklarını ve kendilerini güvende hissetmediklerin belirtti.

Türkiye'de son 10 yılda 3 bin kadının öldürüldüğünü belirten Akşener, Türkiye'nin bu utançtan kurtulmak zorunda olduğunu vurguladı.

Akşener: Ayasofya'da ibadet etmeyi ben de isterdim

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)