Yavuz Sultan Selim'in bilinmeyen hikayesi, Tanrı'nın Gölgesi kitabında
ensonhaber.com

New York Times Book Review En İyi Kurgu Dışı Kitap Ödülü kazanan Tanrı’nın Gölgesi’nde Mikhail, orijinal haritalar ve çarpıcı çizimler eşliğindeki ezber bozan metniyle Selim’in hayatını olağanüstü akıcı ve ustalıklı bir üslupla aktarırken İslam tarihi hakkındaki önyargıları da yıllardan beri egemen olan “Batı'nın yükselişi” teorileriyle birlikte altüst ediyor.

Dünya tarihi alanındaki çalışmalarda uzun süredir ihmal edilmiş olan Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılda gücünün zirvesinde bir jeopolitik güç ve çoğulcu yönetimin merkeziydi.

Osmanlılar, askeri hâkimiyetleri ve ticaret yolları üzerindeki tekelleri ile Avrupalıları Akdeniz’den uzaklaştırıp yeni dünyaya gitmeye zorlayarak daha fazlatoprağa ve tüm dünya güçlerinden daha fazla nüfusa sahip oldular.

Modern dünyanın yükselişi

Modern dünyanın yükselişindeki etkisine ve merkeziliğine rağmen Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemlitarihi yüzyıllar içinde çarpıtıldı, yanlış yansıtıldı ve özellikle Batı’da görmezden gelinip bastırıldı.

Tanrı’nın Gölgesi ile Alan Mikhail, Osmanlı’nın bir döneminin hayati öneme sahip yeni bir anlatısını sunuyor ve Osmanlı’nın fetih hikâyesini Sultan Selim’in hayatı üzerinden taptaze bir tarihi bakışla anlatıyor.

Yavuz Sultan Selim'in bilinmeyen hikayesi, Tanrı'nın Gölgesi kitabında

Bir padişahın hikayesi

Bir cariye olan annesi ile padişah babasının sekiz oğlunun dördüncüsü olan Selim’in tahtı devralışı bugün hâlâ tartışma konusudur. Güçlü, katı karakteri ve askeri cesaretinin yanı sıra annesi Gülbahar’ın da rehberliğiyle tahta geçen Selim, büyük bir hırsla Osmanlı’nın topraklarını üç katına çıkararak yeni bir idari yapı inşa etti ve imparatorluğun yükselişinde istikrarın simgesi oldu.

Yavuz Sultan Selim'in bilinmeyen hikayesi, Tanrı'nın Gölgesi kitabında

Bakış açımızı tazeleyen kitap

Alan Mikhail’in orijinal haritalar ve çarpıcı çizimler eşliğindeki ezber bozan metni Selim’inhayatını olağanüstü akıcı ve ustalıklı bir üslupla aktarırken İslam tarihi hakkındakiönyargıları da yıllardan beri egemen olan Batı'nın yükselişi teorileriyle birlikte altüstediyor.

Kristof Kolomb’un Amerika’ya yaptığı yolculukları Müslümanları katletmeyeyönelik beceriksizce girişimler olarak hikâye edişini, Osmanlı’da kölelerin toplumun seçkinleri hâline gelişini, Hıristiyan devletlerin köle ticaretinde dünyaya saldığı vahşetiaktarırken, Selim’in Osmanlı’sının dünya tarihindeki önemine dair bakışımızı tazeliyor.