Seray Şahiner'den edebiyatımıza güçlü bir kadın karakter: Ülker Abla
Özel İçerik

Modern Türk edebiyatının güçlü kadın yazarlarından olan Seray Şahiner'in yeni kitabı Ülker Abla'yı okudum. Okudum demek bir eylem olarak kalsa da uzun süre etkisinde kalacağım aşikar.

Türkiye'de kadınların yaşadıkları zorlukları merkezine taşıyan Ülker Abla, aynı zamanda edebiyatımızda güçlü bir karakter olarak kalmaya aday. Seray Şahiner'in yayınlandığı günden bu zamana kadar çok sevilen Ülker Abla kitabı, bir kadının mücadeleci öyküsünün adıdır.

Romanı okumaya başladığımda gözümün önünde yaşanan kadın öldürülmeleri ve kadınların yaşadıkları zorlukları bir kez daha gördüm. Kocasından kaçarak hayata tutunmaya çalışan Ülker, ilk önce bir hastaneye sığınır. Burada "karın tokluğuna" hastaların refakatçiliğini üstlenen Ülker, hayatta tek başınadır, kimsesizdir.

"AĞLAYANIN BİR, GÜLENİN BİN DERDİ VAR"

Hem benzersiz hem de fazlasıyla tanıdık biri Ülker. Kocasından şiddet görmüş, gidecek yeri olmadığından bu eziyeti yıllarca sineye çekmiş bir kadın. Derken, bir gece evini terk eder.

Yeni bir yaşam alanı ararken can havliyle bir hastaneye sığınır ve orada kalabilmek için kimsesiz insanlara refakatçilik etmeyi iş edinir. "Ağlayanın bir, gülenin bin derdi var" diyen Ülker, keskin mizah duygusunu savunma sanatı olarak kullanıp hayatta kalmanın yollarını arar.

Seray Şahiner'den edebiyatımıza güçlü bir kadın karakter: Ülker Abla

Sayfa: 160

Sürekli gazetelerde kadın cinayet haberlerini gören, okuyan Ülker'in aynı kaderi yaşamaktan korkması erkek egemenin getirdiği bir endişeden ve korkudan başka bir şey değil. Hastane onun ilk uğrak yeridir ama bu misafirlik de kısa sürecek, Ülker için yeni yerler aramanın zamanıdır.

İstanbul'un tekinsiz sokaklarında bir başına kalan Ülker için hayat artık gittikçe zorlaşır ve buna çareler arar. Çareler de çoğu zaman başarısız olur. Sadece kalacak yer bulmak ve bir lokma ekmek için tuvaletlerde bile yaşamayı göze alan bir güçlü kadın karekterden bahsediyoruz.

Düğünlerlerde, şenliklerde karınını doyurmak için nöbet bekleyen bir kadın. Bir dilim pasta yemek için konuk gibi davranan ama kimsenin tanımadığı davetsiz bir misafirdir Ülker...

Ülker'in merak ettiği ve sürekli aklını kurcalayan bir konu var. Acaba kocası onu arıyor mudur? Kocası Ülker'i bulursa da yine dövecek midir? Ülker'in tek korkusu budur:

Öldürülmek...

Kaderi diğer kadınların kaderine benzemesin tek isteği. Çünkü o bir kadın ve kadınların yaşamları zordur. Ülker bunun farkında ve İstanbul sokakları, caddeleri onun için yeterli bir mekan olmaktan gün geçtikçe çıkmaya başlar.

Yapayalnızdır Ülker...

Ülker'in bu yaşam mücadelesini okumak isterseniz Ülker Abla kitabını okumanızı mutlaka öneriririz.