Şafak Altun ile Doğanın İnovasyonu üzerine konuştuk
Özel İçerik

Şafak Altun

Şafak Bey ile üçüncü röportajımız için Hümanist Yayınları’nın yeni yerinde buluştuk. İnovasyonu tanımladık, doğanın dengesi ve bizim yaptıklarımız üzerine konuştuk. Bizi neler bekliyor, neler yapabiliriz, bir sonraki kitabında neler okuyacağız tatlı tatlı anlattı. Kendisinden yazım sürecinde okuyup etkilendiği kitapların listesini de aldım, en kısa zamanda onu da paylaşacağım. Şimdi sizi Şafak Bey, üzerine giydiği şöhret ceketi ve düşündüren röportajımızla baş başa bırakıyorum…

Şafak Altun ile ilk röportajımızı okumak için tıklayınız.

Şafak Altun ile ikinci röportajımızı okumak için tıklayınız.

Şafak Altun ile Doğanın İnovasyonu üzerine konuşuyoruz

DOĞAYLA KAVGA EDEN DEĞİL, DOĞADAN ÖĞRENEN BİR ÜRETİM SİSTEMİ KURMALIYIZ

- Şafak Bey, bu sizinle üçüncü röportajımız, artık bir arkadaşlığımız var diye düşünüyorum; ne güzel… Bugün Hümanist Kitap ile yeniden okurla buluşturduğunuz Doğanın İnovasyonu’nu konuşacağız. İnovasyonu tanımlayarak başlayalım mı?

İnovasyon, şimdiye kadar bir araya gelmemiş şeylerin bir araya gelerek değer yaratacak bir sonuca ulaşmasıdır. Bu bir ürün de olabilir, yeni bir bakış açısı da olabilir.

- İnovasyon için pek tabii doğadan ilham almalıyız diyorsunuz, değil mi?

Doğadan taklit edilerek esinlenen fikirlerle girişimciler önemli yeniliklere imza atabilirler. Çünkü gerçek anlamda fark yaratan girişimciler, küçük bir fikri alıp muazzam sonuçlar elde edebilirler. Doğanın 3,8 milyar yıllık araştırma ve geliştirme faaliyetinden sonra anlıyoruz ki, hayatta kalamayanlar başarısız oldu ve fosile dönüştü. Etrafımızı çevreleyenler ise hayatta kalmanın sırlarını içinde barındırıyor.

- Küresel ısınmanın giderek etkisini gösterdiği günler yaşıyoruz. Kış, hiç kış gibi geçmedi mesela. Çok geniş bir konu yani. Bu kitabı yazmaya nasıl karar vermiştiniz?

Topraklarımızı, suyumuzu ve atmosferimizi hep beraber dev bir atık havuzuna çevirdik. Ortalığı o kadar çok plastiğe boğduk ki, ölmüş martıların ya da balinaların midelerinden plastik atıkların çıkıyor olması nedense şaşırtmıyor artık bizi. Yarattığımız çevre kirliliği, küresel iklim değişikliği ve diğer çevresel etkiler nedeniyle dünyanın artık kendini yenileyebilmesi pek mümkün değil. Bu gidişe “Dur!” diyemezsek, devasa bir felaket yaşayacağımız muhakkak. Doğanın parçası olduğumuzu bilmedikçe ve doğaya inanmadığımız sürece felaketlerden kurtuluş yolu bizim için yok. Doğayla kavga eden değil, doğadan öğrenen bir üretim sistemi kurmalıyız. İşte buna dikkat çekmek istedim.

Şafak Altun ile Doğanın İnovasyonu üzerine konuşuyoruz

BEN KENDİMİ BİLDİM BİLELİ HEP BÖYLEYİM

- Peki neyi amaçladınız?

Bugün yaşadıklarımızın farkına varan kimi şirketler, sürdürülebilir, yeni ve zararsız teknolojiler peşinde. Doğaya zarar vermeyen ürünlerle toplum karşısına çıkmaya can atıyorlar. Doğanın şirketlere, zararsız, temiz ve yeni teknolojileri yaratma fırsatı verecek müthiş bir kapasitesi var. Üstüne üstlük, doğadan esinlendikleri düşüncelerle şirketler muhteşem inovasyonlara imza atabilirler. Doğa, yeni iş modelleri ve ürünler arayan girişimciler için hâlâ bakir bir alan. Doğanın sürdürülebilir, zararsız, temiz ve yeni teknolojileri yaratma fırsatı verecek müthiş bir potansiyeli var. Bütün bunları bir araya getirerek anlatmak istedim.

- Arka kapakta şöyle bir küçük paragraf var: “Siz de hızlı trenin burnunun neden sivri, uçakların kanatlarının neden kıvrık ve teleskopların yapımında neden arı kovanlarının örnek alındığını merak ediyor musunuz?” Peki siz bunları merak etmeye ne zaman başladınız?

Ben kendimi bildim bileli hep böyleyim. Her ne kadar şimdiye dek dünyada büyük bir değişime imza atamadımsa da :) Ama yine de kendi çapımda hayatımda önemli farklar yarattım. Aslında yazdığım kitaplar, benim hep merak ettiğim konuları içeriyor. Özellikle bilmediğim konularda araştırma yapmak ve kitap yazarken yeni yeni bilgiler öğrenmek beni çok heyecanlandırıyor.

- Tabii bir de yazdıklarınız okunuyor…

Tabii, benim ilgimi çeken konuların, okuyucuların da ilgisini çektiğini görmek beni mutlu ediyor.

Şafak Altun ile Doğanın İnovasyonu üzerine konuşuyoruz

DOĞANIN NASIL BİR İŞLETİM SİSTEMİNE SAHİP OLDUĞUNU HEP MERAK ETMİŞİZ

- İlhamınızı doğadan aldınız. Peki araştırma süreci nasıldı, hangi kaynaklardan beslendiniz?

Başta internet olmak üzere yaptığım özel araştırmalar, bilim dergileri, konuyla ilgili sunumlar ve gazete haberleri bana bir hayli yardımcı oldu.

- Bir ara başlıkta şöyle diyorsunuz: “Ağaçtan ‘Book’ üretilir, insanı ‘Facebook’ tüketir.” İnovasyonu bir de sosyal medya üzerinden konuşalım mı? Neler söylersiniz?

Tabii ki sosyal medyanın esiri olmadan, bilimsel temeller üzerinden gerçekleştirilen dikkat çekici paylaşımların bizlere yaptığı katkı muhakkaktır.

- 8. bölümün başlığı, “ Türkler Doğayı Nasıl Görüyor?” şöyle bir ucundan değinelim mi bu konuya?

Tarihsel olarak baktığımızda, Hazerfen Ahmet Çelebi, kuşları incelemiş ve uçmaya çalışmış. Bu bakış açısı genetik kodlarımızda var. Yani doğanın nasıl bir işletim sistemine sahip olduğunu hep merak etmişiz. Bugün de geldiğimiz aşamada bunu daha da sistemli hale getirmeliyiz. Ama bu tek başına yeterli değil. Atalarımızın genlerinde doğaya inovatif bakış açısı var; ama bizim bunu daha da ileriye götürüyor olmamız gerekiyor.

Şafak Altun ile Doğanın İnovasyonu üzerine konuşuyoruz

HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ KALMIŞ DEĞİLİZ


- Aslında doğaya entegre yaşadığımızda, onun bir parçası olduğumuzu fark ettiğimizde hayat bambaşka akacak. Peki sizce geç mi kaldık?

Tabii ki hiçbir şey için geç kalmış değiliz. Doğa sadece ekip biçtiğimiz bir yer değil. Doğadan öğrenebileceğimiz çok şey var. Uçmayı da doğadan öğrendik, su altı gidebilmeyi, hatta suyun üzerinde nasıl koşabileceğimizi de. Doğadan özellikle kelebeklerden ve böceklerden malzeme mühendisliği ile ilgili öğrenecek çok dersimiz var. Yeter ki bu yola baş koyalım.

- Neler yapabiliriz peki, nereden başlamalı?

Lotusan bitkisinin mumsu yapıdaki yaprakları ona kir ve leke tutmayan bir özellik vermiş. Bu durum literatüre Lotusan Effect olarak girmiş. Eğer biz de böyle bir sıkıntı yaşıyorsak Lotusan Effect’i o yüzeye uygulayabiliriz. Bu her türlü zemin ve yüzey olabilir. Bu durum kir ve leke tutmayan tekstiller için de olabilir, iç ve dış cephe boyalarında da bu özellik nanoteknolojik olarak hayata geçirilebilir.

- Siz ne kadar başardınız bunu peki? Yaşamınızda bu denge nasıl ilerliyor? Şöhret ceketinizin başınızı döndürdüğü oluyor mu : )

Benim çalışmalarım biraz teorik boyutta kaldı. Çok ileri düzey doğanın inovatif yönlerini kendi hayatıma geçirebilmiş değilim. Tabii ki şöhret çalışmalarıma zaman zaman engel oluyor, hareket kabiliyetimi kısıtlamıyor değil : )

Şafak Altun ile Doğanın İnovasyonu üzerine konuşuyoruz

(Soldan sağa: Şahin Erdoğan, Menekşe Polatcan Serbest, Şafak Altun, , Elif Konaç)

ŞİMDİLERDE 'BİLİM, TEKNOLOJİ, İCAT VE KEŞİFLERDE DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR'A YÖNELMİŞ DURUMDAYIM

- Şimdilerde neler yapıyorsunuz? Yeni kitap hazırlıklarına başladınız mı?

Şimdilerde “bilim, teknoloji, icat ve keşiflerde doğru bildiğimiz yanlışlar”a yönelmiş durumdayım. Efsanelere, klişelere, doğru bilinen yanlışlara savaş açmış durumdayım

- Şafak Altun şimdi neleri merak etti de bizimle buluşturacak, yeni kitabın konusu hangi soruların merakı peşinde?

Newton’un kafasına gerçekten elma düştü mü? Amerika kıtasını keşfeden Kolomb mu? Beynimizin yüzde 10’unu mu kullanıyoruz? Vs sorularına yanıt arayacağım. Daha da fazla detay vermeyeyim istersen : )

: Teşekkür ederim.

Şafak Altun: Teşekkür ederim.

Şafak Altun ile Doğanın İnovasyonu üzerine konuşuyoruz

Doğanın İnovasyonu

Şafak Altun

Hümanist Kitap

S.: 192

Kitabı satın almak için tıklayınız: humanistkitap

*

Instagram: biyografivekitap