La Fontaine’den masal zamanı
Özel İçerik

Bugün tam adı ile Jean de La Fontaine’nin doğum günü. Tabii yüzyıllar önce, 8 Temmuz 1621’de doğdu kendisi; ama olsun. Bugün hala masal sözcüğünün karşılığı La Fontaine. Altın Yumurtlayan Tavuk, Ağustosböceği ile Karınca, Karga ile Tilki, Aslan ile Fare, Tilki ile Üzüm, Eskici ile Zengin ve daha nicesi… Eminim hepimiz, şu masallardan en az birini biliyoruz. Nedense ben onlardan en çok Altın Yumurtlayan Tavuk’u sevdim. O zaman önce biraz La Fontaine’nin yaşamından bahsedelim, sonra da Altın Yumurtlayan Tavuk masalını şöyle bir hatırlatayım size…

Siz, onun en çok hangi masalını severek okuduğunuzu hatırlıyorsunuz?

La Fontaine’den masal zamanı

LA FONTAINE HAKKINDA

La Fontaine, dünyaya varlıklı ve son derece inançlı bir ailenin çocuğu olarak geldi. Papaz olarak yetiştirilmek istense de, lisede kiliseden ayrıldı. Hukuk tahsili yapan La Fontaine, hiçbir zaman başarılı bir öğrenci olamadı. Düzenli bir hayat da yaşamadı…

İlk masallarını, 1673’te, Madam de La Sabliere’nin himayesinde tanıştığı yazarlar, felsefeciler, ilim adamları döneminde yazdı. La Fontane, çağdaşlarınca masal yazarı olarak tanımlansa da, o aslında bundan fazlasıydı. Dede Korkut Masalları’ndaki üslubu yakaladığı, edebiyatta teşhis ve intak sanatından yaralanıyordu. Fabl yazıyordu. Zaman alsa da, bu yönü fark edildi. La Fontaine, konuşur biçimdeki akıcı şiirleri, hayvanlar üzerindeki tenkitleri ve incitmeden iğneleme yolları ile Fransız Edebiyatı’na çok özel eserler kazandırdı. Masallarında en çok tilki, aslan, eşek, horoz ve kurdu kullandı. Onun amacı kötüyü göstererek, iyinin anlamını ve değerini aşılamaktı.

Toplamda 238 masal yazan La Fontaine’nin masalları 12 kitaptan oluşan 3 ciltte toplandı. 1668’de basılan ilk ciltte, 6 kitap vardı ve toplamda 124 masal bulunuyordu. 1678’de basılan ikinci cilt 5 kitaptan oluşuyorken, 1694’te basılan üçüncü cilt ise, tek kitaptı.

La Fontaine, masallarının yanında, roman, piyes ve hatta şiir ve şiirli mektupları da vardı. Contes adlı şiirli hikâyeler eserinden ötürü, Fransız Akademisi’ne de kabul edilmişti. 13 Nisan 1695’te, Paris’te hayata veda etti…

La Fontaine’den masal zamanı

ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK

Bir varmış, bir yokmuş…

Evvel zaman içinde, bir köyde yoksul bir çiftçi, karısı ile yaşarmış. Bu çiftçi için en özel şey ilgi ile tavuklarını beslemekmiş. Bütün hayvanlarıyla ilgilenir, tavuklarının hepsini çok severmiş; ama biri varmış ki, diğer hepsinden de özelmiş. Çünkü bu tavuk, her gün çiftçiye bir altın yumurta verir, çiftçi de şehre götürüp kuyumcu da bozdururmuş. Haliyle bu yoksul çiftçi zamanla zenginleşmeye, zenginleştikçe de çalışmanın gereksizliğine kapılıp öyle yaşamaya başlamış. Hatta öyle ki, tavuğa sevgi de göstermez olmuş. Artık sadece karısıyla altın yumurtlayan tavuğun yumurtasını satıyor ve bu parayı yiyorlarmış…

Bir gün evlerine bir misafir gelmiş ve çiftçiyle karısının altın yumurtlayan tavuğunu duyunca inanamamış. Sabah olduğunda ise, gerçekten çiftçi ile karısını tavuğun başında altın yumurtayı beklerken görmüş. Dinlediklerinin gerçek olduğunu fark eden adam, “Ya hu, madem böyle bir hazinen var, neden her sabah başında bekliyorsun? Tavuğu kesip içindeki bütün yumurtaları alsana!” deyip, gitmiş. Bu fikir karısının da aklına yatmış; ama çiftçinin gönlü el vermemiş. Altın yumurtayı kuyumcuya bozdurmak için şehre inmiş. Kuyumcu da buna benzer bir fikir sununca, çiftçinin de yorgun bedeniyle birlikte bu fikir aklına yatmış. Zaten bir yandan da tüm hazineye bir çırpıda sahip olma fikri pek cazip gelir olmuş.

Eğer tavuğu kesip karnından hazineyi alırsa, ömür boyu hiç çalışmadan ve zengin bir şekilde yaşayabileceğini düşünüyormuş. Açgözlülüğü tüm ruhunu saran çiftçi, sonunda elinde bir bıçakla kümese girmiş ve tavuğu bir çırpıda kesmiş. Tabii karnında ne altın varmış ne hazine… Hatasını anlamış, pişman da olmuş; ama nafile! İş işten geçmiş bir kere…

La Fontaine’den masal zamanı

Altın Yumurtlayan Tavuk

Jean de la Fontaine

Timaş Çocuk Yay.

S.: 16

Kitabı satın almak için tıklayınız: timascocuk

*

Instagram: biyografivekitap