İranlı şair Alireza Pourbozorg Vafi, yazma özgürlüğünü Türkiye’de buldu
DHA

67 yaşındaki İranlı şair Vafi, yazdıkları yüzünden 59 yaşındayken ülkesini terk etmek zorunda kaldı. İranli Vafi, hayat boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve İngilizce dillerinde 100’den fazla kitabı okura sundu.

Ancak yaklaşık 8 yıl önce yazdığı bir kitapta Irak-İran savaşını değerlendiren yazar ve şair Vafi, kısa süre sonra özgür bir yaşam için Türkiye sığınan ve o günden bugüne kadar Türkiye’de yaşayan İranlı şair, 12 kitap daha yazarak haksızlık, özgürsüzlük, savaş ve mülteci sorunlarına karşı kendi görüşlerini ortaya koydu.

"TÜRKİYE ÖZGÜR BİR ÜLKE"

Türkiye’de kitap yazmaktan başlayarak basımına kadar çok hızlı yapıldığı söyleyen Vafi, “İran’da 1 tane kitap veriyorsun, sonra ‘bu kelimeni değiş, bu şiiri sil’ diyerek kitabın baskısı sürüyor. Ama Türkiye’de öyle bir şey yok” dedi.

İranlı şair Alireza Pourbozorg Vafi, yazma özgürlüğünü Türkiye’de buldu

ORDU BANA “BİZ SENİ GİZLEYEMEYİZ, SEN TÜRKİYE’YE GİT”

Yazar ve şair Alireza Pourbozorg Vafi, Türkiye’ye geliş hikâyesini anlattı. Bir gün evine gelen 25 ordu mensubunun kendisini zorla götürdüğü ve ordu komutanının “Biz seni gizleyemeyiz, sen Türkiye’ye git” sözleri üzerine kısa sürede Türkiye’ye sığındığını belirten Vafi, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Ben İran’da bir kitap yazdım. Adı ‘İranlılar ve İran’ın Dövüşüne’. Orada çok hak sözler yazdım. Bir gün televizyonda canlı programım vardı. O gün ben konuştum, hak sözleri söyledim. Yarın ayrı bir programım vardı. Ama 25 kişi dökülerek ‘gerek biz bunu mahvedelim, öyle öldüreceğiz ki kanı da parasız olsun’ dediler. Sonra ben geldim ordu sahiplerine ‘niye böyledir, neden böyle?’ diye sordum. ‘Seni gizleyemeyiz. Sen Türkiye’ye git ve kalırsın orada. İnşallah, durumlar düzeldikten sonra dönersin İran’a’ dediler. Daha sonra 2013 yılında geldim ben buraya. 1 yıl Ankara’da yaşadım ondan sonra gittim oradaki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’ya. UNESCO beni Birleşmiş Milletlere (BM) verdi, BM ise beni Eskişehir’e gönderdi. Şimdi 8 yıldır Eskişehir’de yaşıyorum.”

İranlı şair Alireza Pourbozorg Vafi, yazma özgürlüğünü Türkiye’de buldu

“İRAN’DA KİTAP YAYINLAMAMAK ÇOK ZOR, TÜRKİYE’DEYKEN 12 TANE KİTAP YAYINLADIM”

Türk dünyasında tanılan şair Üstat Şehriyar’in 20 yıllık öğrencisi olan Vafi, önce nasıl şair olduğunu anlattı, sonra da İran’da bir kitap yayınlanmanın zorluklarını dile getirdi. Vafi, “Benim babam çok şiir bilen idi. Tebriz’in şairleri gelirdi bizim eve ve şiir okurlardı. Orada babam onları islah ederdi. Ben de şiirlerle böyle tanıştım. Bir de benim abim rahmetli Nasir Purbuzurg vardı. O da güzel bir şairdi. Ondan Üstat Şehriyar’a ulaşmama kadar öğrendim. Üstat Şehriyar Türk dünyasının en büyük şairidir. ‘Haydar Babaya Selam’ı yazan şairdir ve güzel gazelleri vardır. 20 yıl onun talebesi oldum ben. Ondan öğrendiklerim çoktur. O beni adlandırdı, şairlendirdi, o beni itibarlandırdı. Bugüne kadar benim 140 kitabım vardır. Buraya baka bilirsiniz; İran’da yazdıklarım, bunlar Türkiye’de yazdıklarımdır. Bu 12 tane kitabı ben Eskişehir’de yazmışım ve çok mutluyum ki, burada kültür vardır, dernekler var. Benim kitaplarımı alarak bana yardımcı oluyorlar, destek oluyorlar. Ben burada çok güzel şivelerin var olduğunu çok seviyorum. Baskıya kitap götürüyorum ben, orada baskıcı tam işlerini görüyor, izin alıyor bana bandurul alıyor. Her işini yaparak kitabı da basarak bana veriyor. İran’da böyle değildir ama. 1 tane kitap veriyorsun ‘bu kelimeni değiş, bu şiiri sil’ diyerek 1-2 yıl sürüyor kitabın baskısı. Burada öyle bir şey yoktur. Ben burada bu durumu çok beğeniyorum. Çünkü kültür bu, kafandan her ne geçiriyorsa onu yazıya döke biliyorsun” şeklinde konuştu.

İranlı şair Alireza Pourbozorg Vafi, yazma özgürlüğünü Türkiye’de buldu

GÖRDÜĞÜ HAKSIZLAR YAZMA TARZINI DEĞİŞTİRDİ

İranlı şair Vafi, bir lirik şairi olmasına rağmen ülkesinde ve dünyada gördüğü haksızlıklar nedeniyle gazel yazmak yerine insanlık sorunlarını yazmaya başladı. Bu konuda konuşan Vafi, “Ben lirik şairiyim, gazel şairiyim. Ama şimdi mesela bakıyorsun mültecilerin sıkıntılarını yazıyorum veya İran’daki idamlardan şiirler yazıyorum. Şiirimi de bozmuş artık İran’ın bu bozuk durumu. Her gün bir acı haber duyuyoruz, acı sözler duyuyoruz. Bütün bunlar bizi yoruyor. Ben oturup gazel yazmayı çok seviyorum, benim gazellerim çok biliniyor. Ama burada mecburum. Bakıyorum ki, birisi idam oluyor, birisi ceza evine gidiyor, birisi öyle, birisi böyle oluyor. Ben de millet, halk şairiyim. Bunun için ben onları yazıyorum” diye anlattı.


Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)