Fransa Cezayir'i işgal etti, Jean Paul Satre Nobel'i almayı reddetti
Özel İçerik

İsveçli kimyager ve mühendis, dinamitin mucidi Alfred Nobel'in Stockholm'de 1896'da açıklanan vasiyetnamesiyle kurulan derneğin verdiği Nobel Ödülleri, 1901'den bu yana edebiyat, fizik, kimya, tıp ve barış alanında dağıtılıyor.

Hayatı boyunca tüm resmi ödülleri almayı reddeden Fransız yazar Jean-Paul Sartre, 1964'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü de geri çevirdi.

Ödülü geri çeviren Sartre, hem Fransa hem de Dünya Edebiyatı için önemli bir isimdir. Öyle ki, kendisine Fransa’nın en büyük devlet nişanı olan “Legion d’honneur” veriliyor ama yazarımız ödülleri almamaya yeminlidir.

Fransa Cezayir'i işgal etti, Jean Paul Satre Nobel'i almayı reddetti

FRANSA'YA KARŞI BİR YAZAR

Ünlü yazar kendi içinde tutarlı olması onu ayırt edici etkenlerden olmuştur. Fransa’nın Cezayir’in işgal etmesi yazarın tepkisini çeker.

Sartre’ye göre Fransa’nın bu işgali haksızdır ve derhal son bulması gerekir. O dönem Fransa’da böyle bir politikaya karşı çıkmak da pek akıl kârı olmasa gerek. Ama Sartre bu, durur mu?

"SATRE, FRANSA'NIN TA KENDİSİDİR"

Bildiriler dağıtarak insanları bilinçlendirmeye çalışır. Ünlü filozofun etkileyici muhalefeti halk tarafından tepkiyle karşılanır ve yazarı devlet başkanı De Gaulle’ye şikâyet eder.

De Gaulle, şu tarihi cevabı vererek yazara sahip çıkar:

“Sartre’a dokundurmam! Çünkü Sartre, Fransa’nın ta kendisidir.”

Yıl 1964, edebiyat dünyası Nobel’i kimin alacağını tartışmaktaydı. Nobel komitesi nihai kararını açıklar. Jüri üyeleri, fikirleri ve ortaya koyduğu değerli eserlerle o yıl Nobel Edebiyat Ödülü’ne Jean-Paul Sartre’yi değer gördüğünü kamuoyuna sunar.

Fransa Cezayir'i işgal etti, Jean Paul Satre Nobel'i almayı reddetti

Yazar, Nobel’i neden reddettiğine yaptığı açıklamayla cevap verir.

"KİŞİNİN FİKRİNE DANIŞILMADAN VERİLİYOR"

“Nobel Ödülü’nün, ödülü alacak kişinin fikrine danışılmadan verildiğinden haberim yoktu o zaman ve bunun gerçekleşmesini engelleyecek zamanımın olduğuna inanıyordum. Ancak şimdi anlıyorum ki İsveç Akademisi bir karar verdiğinde sonradan bu kararı bozamıyor.

Ödülü reddetme sebeplerim, Akademi’ye yazdığım mektupta da açıkladığım gibi, ne İsveç Akademisi ile ne de Nobel Ödülü’nün kendisi ile ilgili değil.

Mektupta, iki tür sebep zikrettim:

Kişisel ve nesnel.

Kişisel sebepler şunlar:

Reddim fevri bir hareket değil, zira resmi ödülleri hep reddetmişimdir. 1945’te, savaştan sonra, bana Şeref Nişanı takdim edildiğinde, devlete yakınlık duyduğum halde nişanı reddettim.

Benzer şekilde, birkaç arkadaşım teklif ettiği halde, Collège de France’a girmek için de uğraşmamıştım. İmzamı Jean-Paul Sartre olarak atmam, imzamı Jean-Paul Sartre, Nobel Ödülü sahibi olarak atmam ile aynı şey değil."

Ancak Sartre, BBC’nin felsefe belgeseli Human, All Too Human’da yer verilen başka bir açıklamasında politik açıdan daha doğru gerekçeler sunuyor.

"GEÇMİŞ HATALARIM..."

"Politika ile aramda bağ olduğu için, burjuva kurumu benim "geçmiş hatalarımın" üstünü örtmek istedi. Artık bir kabul var! İşte bunun için bana Nobel Ödülü’nü verdiler. Benden özür dilediler ve hak ettiğimi söylediler. Bu çok çirkindi!"

Ergül Tosun

Kitap sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com