Eyüphan Erkul: Ben hep Cahide’nin çizdiği yolda ilerledim
ensonhaber.com

Hummalı bir araştırmanın ürünü Cahide/Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz. Eyüphan Bey, “Neredeyse 40 yıllık gazete ve dergi arşivi taradım.” şeklinde özetliyor araştırma sürecini ve bu çalışmadan sonra kendini Cahide’ye çok yakın hissettiğini de söylüyor. Bu dolu dolu Cahide Sonku romanı aslında bir senaryo fikriyle başlamış, ancak İclal Aydın Kitap Kulübü’nün sahiplenmesiyle de bir istisna olarak raflardaki yerini almış. İstisna diyorum, çünkü bu kulüp ilk romanları basmak için çıkmıştı yola. Şimdi Eyüphan Bey bu durumun haklı gururunu da yaşıyor haliyle. Her şeyin tam da olması gerektiği şekilde olduğunu ve yaşanması gerektiği zamanda yaşandığını artık hepimiz öğrendik. Demek Cahide’yi de önce roman olarak okumamız gerekiyordu. Film olarak izleyeceğimiz günler de yakın görünüyor…

Keyifli okumalar…

Eyüphan Erkul: Ben hep Cahide’nin çizdiği yolda ilerledim

EVİNDE TELEVİZYON BİLE YOK; NE SIKICI BİR TİP!

- Eyüphan Bey merhaba! Ulaşılanın dışında duygularınız ve kaleminizle kendi gözünüzden kendinizi nasıl anlatırsınız?

“Adam asosyal, sürekli okuyor ve yazıyor. Çok az arkadaşı var, üstelik yalnız kalıp yazabilmek için gidip küçük bir adada yaşamaya başlamış. Markete gitmeyi, AVM’de bulunmayı, futbolu, magazini ve lüks tüketimi sevmiyor. Evinde televizyon bile yok; ne sıkıcı bir tip!” derdim.

- Yazmaya nasıl ve ne zaman başlamıştınız?

Çocukken başladım. Hatta yazmaya ne zaman başladığımı hatırlamıyorum; galiba kendimi bildim bileli hep yazdım. İlkokuldayken öğretmenimiz Perihan Karaca şiir yazdığımı görmüş, sınıfa okumuş ve yazmaya devam etmemi istemişti. Uzun yıllar küçük hikâyeler yazdım, ama bunu başkalarıyla paylaşacak cesaretim yoktu. Ortaokuldaki edebiyat hocam, rahmetli Ahmet Çetin, bize dünya klasiklerini okuttu ve çok okumaya başladım. En son lisedeki edebiyat öğretmenimiz Ökkeş Kırıcı, yazdığım bir hikâyeyi alıp tüm okulda okumuştu. Sanırım yazdıklarımı sandıktan çıkarmayı onun sayesinde öğrendim. Uzun süre bocaladıktan sonra Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro/Dramatik Yazarlık Bölümü’nün sınavlarına girdim ve bölümü kazandım. Orada efsanevi hocalarım oldu; Sevda Şener, Metin And, Turgut Özakman, Sıtkı Tekmen bunlardan bazılarıydı.

- Yazma rutininiz nedir?

Yazma rutinim saban erkenden başlar. En geç saat 8 gibi yazmaya başlarım. Öğlen bir saat kadar mola verip tekrar akşam üstüne kadar yazarım. Bu her zaman böyledir. Akşamlarımı film izlemeye ve roman okumaya ayırırım. Yani mesaili iş gibidir yazma rutinim; hiç değişmez.

- Pandemi süreci sizin için nasıl geçti/geçiyor?

Pandemi süreci pek verimli geçmedi. Romanımı bitirmiştim, ama yayınlayamıyorduk. 8-10 tane belgesel yazdım ve bunlar YouTube’da yayınlandı. Ayrıca yapımcı Bahadır Atay’ın teklifiyle, Serdar Akar’ın çekeceği ve Urfa’da geçen bir sinema filmi senaryosu yazdım. Benim için oldukça verimsiz bir dönem. Fakat salgına uyum sağladım, şimdi toparlıyorum

BURADA BİR İSTİSNAYMIŞIM; BUNDAN ONUR DUYDUM

- Başlangıçta bir senaryo olan Cahide, daha sonra romana dönüştü. İlk romanlara yer veren İclal Aydın Kitap Kulübü’nün de istisnası oldunuz. Nasıl gelişti süreç, anlatır mısınız?

Cahide’yle ilgili bir şeyler yapmayı düşündüğüm ilk zamanlar, bu hikâyenin sinema filmini yapmak istedim. Bunun için geniş bir özet yazdım. İclal Hanım ile menajerimiz ortaktır. Menajerim Tülin Berk’in önerisiyle, filmin özeti İclal Aydın’a gitti. Ama bu filme yatırım yapacak vizyon sahibi bir yapımcı bulamayacağımı anladım. Tam o günlerde, İclal Hanım’dan bu hikâyeyi roman yapmam konusunda teklif geldi. Zaten ben de o fikirdeydim ve kabul ettim.

Evet, İclal Aydın Kitap Kulübü, yeni yazarlar için bir platform; okur ile yeni yetenekli yazarları buluşturuyorlar. Keşke bizim ilk yıllarımızda da böyle güzellikler olsaydı. Evet, burada bir istisnaymışım; bundan onur duydum, sağ olsunlar.

- Peki film de olacak değil mi?

Çok güçlü bir şirketle görüşmelere başladık ve araya pandeminin ikinci kısıtlamaları girdi. Önümüzdeki Ekim-Kasım ayına kadar sinema salonları açılacak gibi görünüyor. Ama o zaman sektör ne halde olur bilmiyoruz. Kimler batar, kimler kurtulur ve salonlar varlığını sürdürebilir mi bunlar hep muamma. Bu yüzden film görüşmelerimizi erteledik. Fakat iki ayrı şirket, Amerika merkezli bir dijital platform için mini dizi teklif ediyor. Oralarla görüşmelerimiz sürüyor, ama kesinleşmiş bir şey yok.

- Bir yandan şansı da açılmış, ne güzel…

Daha ilk aydan 4 ayrı teklif aldık. Çok sağ olsunlar, pırıltı görüp hareket geçmişler. Şimdilik kesinleşmiş bir durum yok; bakalım, hayat bizi nereye sürükleyecek.

Eyüphan Erkul: Ben hep Cahide’nin çizdiği yolda ilerledim

BEN HEP CAHİDE’NİN ÇİZDİĞİ YOLDA İLERLEDİM

- Cahide Sonku’nun hayatını anlatırken bir döneme de tanıklık ediyorsunuz? Yazım sürecinde en çok hangi konular üzerinde durdunuz?

Neredeyse 40 yıllık gazete ve dergi arşivi taradım. Eski tefrikaları bulup çıkardım ve araştırmalarım boyunca aynı olayı, birçok farklı kaynaktan okudum. Farklılıklar gösteren yerlerde bir tercih yapmak zorundaydım. Neticede bir biyografi yazarı değilim ben, bir romancıyım. O nedenle “taraflardan biri şöyle diyor, öteki böyle diyor” deme şansım yoktu. Merkeze araştırmaları değil, edebiyatın olanaklarını almak zorundaydım. İşte bu durumlarda Cahide Hanım’ın yaşarken el yazısıyla yazıp Hürriyet gazetesine verdiği ve ölümünden sonra yayınlanan tefrikayı esas aldım. Başkaları ne derse desin dinlemedim, ben hep Cahide’nin çizdiği yoldan ilerledim. Ama başka kaynaklardaki başka hikâyelere de baktım ve kafamda “Acaba kim haklı?” sorusu hep çınladı. Her seferinde Cahide Sonku’nun tarafını tuttum, onun beyanlarını esas aldım. En çok bu konu üzerinde durdum yazım sürecinde.

- Kitap kapağında yer alan tam isim Cahide: Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz. Kitabın adının bir hikâyesi vardır diye düşünüyorum…

Evet var. Ama bunu burada söyleyip kitabı okumamış olanların yaşayacağı sürprizi bozmak istemem. Kitabın finaliyle ilgisi var. “Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz” sözü, orada ortaya atılmış bir iddianın yansıması.

- Cahide Sonku’yu, “Onca sevgi selinin ortasında hep köksüz yaşadı.” diye tanımlıyorsunuz. Bu köksüzlüğün sebebi sizce neydi?

Araştırmalarımı bitirip de malzemeyi önüme yığdığımda çok karmaşık olduklarını gördüm. Cahide’yi daha iyi tanımak için romanıma bir psikolog danışman buldum. Psikolog Dr. Ercan Süt ile bu konuyu karşılıklı tartıştık. Orada şunu fark ettik; Cahide babasız büyümüş bir kız çocuğuydu ve bu, onun içinde bir “eksiklik duygusu” doğurmuştu. Bunu, köksüzlük diye tanımladım.

- Cahide’nin bir dönemini anlatmak için mutlaka yeni erkeğini de anlatmanız gerekiyordu diyorsunuz. Kendi trajedisine yön verdiğini düşünüyor, onu eleştiriyor musunuz? Bu hikâye başka türlü de ilerler miydi?

Onun ruhundaki eksikliği köksüzlük diye tanımladığımı söylemiştim. Metafor yerindeyse: narin bir bitki gibiydi o, içinde çok güçlü bir tutunma ihtiyacı vardı. “Bu durumlarda hep bir erkeğe sığınmış” diye bir tespitte bulunduk. Bu ise bana, hikâyenin dramaturgisini yapabilme fırsatını verdi. O nedenle kitabı 6 bölüm yaptım. İlk ve son bölüm direkt Cahide’yi tanımlarken ortadaki dört bölüm, onun dört büyük aşkını anlatıyor.

HER SEFERİNDE SIFIRDAN BAŞLAYABİLMESİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ

- Cahide Sonku’nun hayatını yazdınız. Şimdi onu en iyi tanıyan insanlardan birisiniz? Kendinizi ona yakın hissediyor musunuz?

Hem de çok… Aylarca onun hayatını araştırdım, onun nasıl düşündüğünü anlamaya çalıştım. Uzmanlardan yardım aldım. Onun yaşadığı yerlere, geçtiği sokaklara gittim. Adeta beynimin içinde canlı bir varlığa dönüştü Cahide. Hele kitabım çıkıp ilgi gördükten sonra içimde, “onun hala hayatta olduğu” hissi doğdu. Galiba onu tekrar keşfedilmesini sağladım ve bunun için çok mutuyum.

- Peki Cahide Sonku’nun en çok hangi yönünden etkilendiniz?

Her seferinde sıfırdan başlayabilmesi beni çok etkiledi. Hele yoksul bir kız çocuğuyken tiyatrocu olmaya karar vermesi, Halkevlerinde başladığı tiyatro eğitimine Darülbedayi gibi bir yerde devam edip oradan da Türkiye’nin en büyük oyuncusu olmayı başarması, müthiş etkileyici.

- Sırada nasıl bir projenin hazırlığı var?

Cahide/Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz’ın perdeye uyarlaması olacak büyük ihtimalle. Onun senaryosunu yazacağım gibi görünüyor. Bir de yakında yeni bir tiyatro oyunu yazmam lazım. Onun hemen ardından da yeni roman… Ama en çok “Kuyruk/Büyük Yalnızlık” adlı yeni romanıma başlayacağım için heyecanlanıyorum.

: Teşekkür ederim.

Eyüphan Erkul: Teşekkür ederim.

Eyüphan Erkul: Ben hep Cahide’nin çizdiği yolda ilerledim

Cahide/Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz

Eyüphan Erkul

Artemis Yay.

S.: 704

Kitabı almak için tıklayınız: kitapyurdu

*

Instagram: biyografivekitap