Düşünce hayatımızı aydınlatan bir fener: Cemil Meriç
ensonhaber.com

Yazar, çevirmen ve düşünür Hüseyin Cemil Meriç, kaleme aldığı eserleri ve tercümeleriyle Türk edebiyatında önemli bir yer edindi. Cemil Meriç, Balkan Savaşı sırasında Yunanistan'dan Türkiye'ye göçmüş bir ailenin çocuğu olarak 12 Aralık 1916'da Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde dünyaya geldi.

İlk ve orta eğitimini Reyhanlı Rüştiyesi'nde tamamladıktan sonra Antakya'ya giden Meriç, Fransız idaresindeki şehirde, Fransız eğitim sistemi uygulayan Antakya Sultanisi'nde okudu. Eğitimi sırasında gözlerinin 6 numara miyop olduğu anlaşıldı.

Cemil Meriç'in Geç Kalmış Bir Muhasebe başlıklı ilk yazısı, 1933'te yerel Yenigün gazetesinde yayınlandı.

Milliyetçi tutumunun yanı sıra yayınlanan bir yazısında bazı hocalarını eleştirmesi yüzünden 12. sınıfta liseden ayrılmak zorunda kalan Meriç, 1936'da Nurullah Ataç ve Reşat Ekrem Koçu'nun öğretmenlik yaptığı İstanbul’daki Pertevniyal Lisesi'ne geçti. Cemil Meriç aynı yıl Nazım Hikmet ve Kerim Sadi gibi isimlerle tanıştı.

Geçim sıkıntısı nedeniyle 1937'de İskenderun’a dönen Meriç, Haymaseki köyünde dokuz ay kadar ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra kısa bir süre İskenderun'da Tercüme Bürosu’nda reis muavini olarak görev yaptı.

Çeşitli dergilerde yazılar yazdı

Cemil Meriç, 1938'de çeşitli geçici işlerde çalıştı, 1939'da ise Hatay hükümetini devirmek iddiasıyla tutuklanıp Antakya'ya götürüldü. İdam talebiyle yargılanan yazar Meriç, iki ay sonra beraat etti.

Aynı yıl 29 Haziran’da Hatay, Türkiye’ye katıldı. Yazıları 1941'den itibaren İnsan, Yücel, Gün, Ayın Bibliyografyası dergilerinde yayınlanan Meriç, İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’na burslu olarak kabul edildi ve 1944'te Fransız Filolojisi Bölümü'nden mezun oldu.

Çeviriler yaptı

Fevziye Menteşeoğlu ile 1942'de tanışıp evlenen Meriç'in 1945’te oğlu Mahmut Ali, ertesi yıl ise kızı Ümit dünyaya geldi.

Yazarın ilk çeviri kitabı, Balzac'ın Altın Gözlü Kız romanı 1943'te yayınlandı. Usta edebiyatçı, 1944-1974 arasında Elazığ Lisesi ve İstanbul Işık Lisesi'nde öğretmenlik, İstanbul Üniversitesi'nde ise Fransızca okutmanlığı yaptı.

Görme yetisi 1954'te zayıflayan Meriç, başarısız göz ameliyatlarının ardından, 1955’te görme yetisini tamamen yitirdi.

Cemil Meriç, çevresindekilere okuttuğu Fransızca ve İngilizce metinleri sözlü olarak çevirdi ve yardımcılarına yazdırdı. Basılmamış olan Fransızca grameri hazırladı. Dikte etmek suretiyle makaleler yazmaya devam etti.

Bir dünyanın eşiğinde

Yazar Meriç'in ilk telif kitabı Hint Edebiyatı 1964’te yayınlandı. Doğu medeniyetlerine karşı olan önyargıları yıkmayı amaçlayan ve dört yıllık bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkan eser, Bir Dünyanın Eşiğinde başlığıyla iki kez daha basıldı.

Batı düşüncesinin önemli bir yönünü aydınlatmayı amaçlayan Cemil Meriç, bu düşünceyle sosyalizmin temelini atan ve sosyolojinin kurucusu olan Saint Simon hakkındaki eser 1967’de Çan Yayınları tarafından basıldı.

Cemil Meriç ve uygarlık

Meriç'in yazı ve çevirileri 1965-1973 arasında çeşitli dergilerde yayınlandı. Hisar dergisinde Fildişi Kuleden başlığıyla denemeler yazdı.

"Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülâkata bu kitabı yazmak için geldim." dediği Bu Ülke adlı kitabı, Ötüken Yayınevi tarafından 1974'te yayınlandı. Aynı yıl, medeniyet kavramını tartıştığı Umran’dan Uygarlığa adlı eseri okurla buluştu.

Cemil Meriç, edebiyat ve düşünce tarihi niteliği taşıyan Kırk Ambar adlı eseriyle 1980'de Türkiye Milli Kültür Vakfı Ödülü'ne layık görüldü.