Dedektif romanın altın kuralları
ensonhaber.com

Dedektif romanı entelektüel bir oyundur. Fazladan, bir spor müsabakasıdır; ve bir dedektif romanı yazmanın çok katı kuralları vardır.

Yazılı olmasa da bu kurallar bağlayıcıdır; kendine saygısı olan her dedektif romanı yazarı bu kurallara uyar. Edebiyat Haber'de yer alan ahbere göre, dedektif romanın belli başlı kuralları var.

İşte o altın kurallar...

AŞK OLMAMASI ŞARTI

Okur, gizemi çözmekte dedektif ile eşit şartlara sahip olmalıdır. Her ipucu açıkça belirtilmeli ve açıklanmalıdır.

Suçlunun, dedektifi yanıltmaya yönelik çabaları hariç, yazar okuru yanıltmaya çalışmamalıdır. Romanın konusu aşk olmamalıdır. Sorun, aşık bir çifti nikah memuru karşısına çıkarmak değil; suçluyu hakim karşısına çıkarmaktır.

Dedektifin kendisi, veya resmi soruşturma görevlilerinden herhangi biri, suçlu çıkmamalıdır. Bu açıkça hilekarlıktır; bir altın liraya karşılık parlak bir kuruşluk önermeye benzer.

Dedektif romanın altın kuralları

OKURU MERAK ETTİRMELİ

Suçlu mantıksal yöntemlerle tespit edilmeli, sehven, şans eseri veya kendiliğinden itiraf sonucu ortaya çıkmamalıdır.

Bu, okuru içinden çıkılmaz bir labirente sürükleyip, başarısız olunca da aradığı şeyi gömleğinizin cebinden çıkarıvermeye benzer; bunu yapan yazar bir soytarıdan farksızdır.

BİR DEDEKTİF BULUNMALI

Bir dedektif romanında bir dedektif bulunmalıdır; ve bir dedektif dedektiflik yapmadığı sürece dedektif sayılmaz.

Görevi ipuçlarını toplamak ve ilk bölümdeki naneyi yiyen suçluya ulaşmaktır; ve eğer bu amacını ipuçlarının analizi ile gerçekleştirmemişse, aritmetik sorusunun cevabını kitabın arkasından kopya eden öğrenciden farkı kalmaz.

Dedektif romanın altın kuralları

CESET OLMAZSA OLMAZ...

Dedektif romanında bir ceset olması şarttır; ve ceset ne kadar ölü ise o kadar iyidir. Cinayetten daha hafif bir suç yetersiz kalır. 300 sayfa, cinayetten başka bir suç için çok fazladır. Okurun sabrı ve harcadığı enerji ödüllendirilmelidir.

SUÇUN ÇÖZÜMLENMESİ

Suçun çözümlenmesi tamamen nesnel yöntemlere dayalı olmalıdır. Ouija tahtaları, düşünce okuma, ruh çağırma seansları, cam küreler vb. gerçeküstü yöntemler tabudur.

Okur, gerçekçi yöntemler kullanan bir dedektif ile rekabete girebilir; ama ruhlar alemine dalmak veya metafiziğin dördüncü boyutunu bulmak gibi bir çabaya girişecekse baştan kaybetmiş olacaktır.

Dedektif romanın altın kuralları

SADECE BİR DEDEKTİF OLMAMALIDIR

Sadece bir dedektif olmalıdır. Kafa kafaya veren iki, üç (veya bir sürü) dedektif olması, hem mantık yürütmenin düzenini bozar, hem de okur karşısında haksız bir rekabet üstünlüğü sağlamış olur. Bu durum okuru, bir bayrak yarışı ekibi ile yarıştırmaya benzer.

KARAKTER OKURUN TANDIĞI OLMALI

Suçlu, öykünün bir bölümünde yer almış bir kişi çıkmalıdır; yani okurun daha önce tanıdığı, ilgisine mazhar olabilecek bir kişi olmalıdır.

Katil uşak olmamalıdır! Bu çok basit kaçar. Normalde kendisinden suç işlemesi beklenmeyecek biri çıkmalıdır ki, okurun zahmetine değsin.

OKURUN ÖFKESİ...

Bir ve sadece bir-katil olmalıdır, kaç cinayet işlenmiş olursa olsun. Suçluya ufak tefek yardımı dokunanların olması doğaldır; ama nihayetinde tüm günah tek bir kişinin omuzlarına binmelidir. Okurun öfkesi sadece bir kişiye yönlenebilmelidir.

Dedektif romanın altın kuralları

DEDEKTİF ROMANDA KİMLER OLMAZ

Gizli teşkilatların, mafya vb. suç örgütlerinin, dedektif romanında yeri olamaz. Bu tür toptan suç merkezleri, tekil bir cinayetin büyüleyici güzelliğini bozacaktır.

Katile sportmence bir müdafaa şansı verilmesi gerekir; ancak arkasına bütün bir teşkilatı alması kabul edilemez. Hiçbir üst-sınıf, kendine saygısı olan katil bu tür bir avansı kabul etmeyecektir.

Ergül Tosun

Kitap sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com