Bahçeli: Bedeli herkes için bir ve aynıdır
AA

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, üç büyükşehir belediye başkanının görevden uzaklaştırılması ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Terörün toplumsal, ekonomik ve siyasi faturasının anormal düzeyde ağır olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Milli devletimizi kundaklamayı, milli varlığımızı dağıtmayı, milli kimliğimizi dinamitlemeyi amaçlayan iç ve dış mihraklar terörü alçakça kullanmakta, ahlaksızca kumanda etmektedir. Nitekim tehdidin mahsuru, tehlikenin mahiyeti ziyadesiyle faik ve fazladır." dedi.

"TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR"

"Türk milleti ile kökü maziye dayanan, özü mefsuh ve mefluç olan şiddetli bir hesaplaşma süreci terörizm vasıtasıyla devam ettirilmektedir." değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü kanlı eylemlerin, karanlık emellerin, kiralık ellerin açık ve yakın hedefidir. Türkiye'miz, varoluş haklarını, tarihsel haysiyetini biteviye muhafazayla birlikte müdafaa edebilmek için kritik bir kavşakta, mühim bir kader ve karar eşiğindedir. Terör, bağışlanması, vaka-i adiyeden görülmesi mümkün olmayan insanlık suçudur. Ne demokrasi, ne özgürlük, ne de insan hak ve hukuku, terörün banisi ve bahanesi olamayacaktır. Tam tersini iddia ve ifade edenler insanlık onurundan zerre nasibini alamamış, terörizme hizmetkarlıklarını meşhur ve moda kavramlarla örtmeye niyetlenmiş sefih ve sefil mahlûklardır. Klişe ve şablon ezberlerin arkasına saklanıp istikbali pençelemeye, istiklali perdelemeye cüret eden köksüzlerin hiç kuşkusuz mayaları lekeli, meşrepleri laçkadır. Altını kalın olarak çizmek lazımdır ki, Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü tartışılmaz bir gerçektir. Ayrıca hukukun genel ve geçer evrensel ilkeleri herkes için bağlayıcıdır. Devlet adalet üzerine bina edilmiştir. Adalet ,Türk tarihinin her döneminde mülkün temelidir, böyle de kalacaktır." dedi.

Bahçeli: Bedeli herkes için bir ve aynıdır

"SONUÇLARINA KATLANMAK ZORUNDA"

Kanunların açıkça suç saydığı bir fiili kasten ve taammüden işleyenlerin, kim olursa olsun, bunun sonuçlarına katlanmak durumunda olduğunu vurgulayan Devlet Bahçeli, "Sandık, seçim, demokrasi suç ve suçluların sığınak ve barınağı görülemeyecektir. Demokrasi ihanetin kaynağı sayılamayacaktır." ifadesini kullandı.

Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir Belediyelerinin HDP'li Belediye Başkanlarının, isabetli bir idari tasarrufla görevlerinden geçici tedbirle uzaklaştırılarak, yerlerine valilerin görevlendirildiğini hatırlatan Bahçeli, bu mücadelenin kesintisiz sürmesinin yegane arzuları olduğunu bildirdi.

"BEDELİ HERKES İÇİN BİR VE AYNIDIR"

Devletin kaynaklarını, milletin kazanımlarını teröristlere peşkeş çekenlerin pişman edilmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, "Söz konusu büyükşehir belediye başkanları PKK’nın nam ve hesabına fütursuzca çalışan, haklarında da pek çok soruşturma ve kovuşturma bulunan terör yandaşları, terörist sevicilerdir. Belediye imkanlarını Mehmetçik katillerine sunmanın, Anayasa ve kanunları yok saymanın, sandıktan çıkan oy ve desteği yanlışa yormanın ahlaken ve hukuken bedeli herkes için bir ve aynıdır."

Demokrasinin devletten bağımsız ve bağlantısız düşünülemeyeceğine vurgu yapan Bahçeli, devletin olmadığı yerde ise demokrasinin hükümsüz ve temelsiz olacağını belirtti.

Bahçeli: Bedeli herkes için bir ve aynıdır

"YANLIŞ HESAP DÖNDÜ"

Bir yanda devleti yıkıp milleti bölmek için uğraşanların, diğer yanda zoru görünce demokrasi çığırtkanlığı yapmasını şeytani bir sapkınlık, alçak bir saptırma olarak niteleyen Bahçeli,  "Buna inanacak ve itibar edecek vicdan sahibi hiç kimse yoktur. Şayet bir belediye başkanı, silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, suç ve suçluyu övmek için işgal ettiği makamı silah ve cephanelik gibi kullanıyorsa devlet aklı, millet ahlakı buna seyirci kalamayacaktır. Aksi bir durum milli bekamızı ateşe atmak, milli haklarımızı uçuruma savurmak anlamına gelecektir. Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının idaresi egemenliğin yegane sahibi Türk milletinin doğrudan kontrolündedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, PKK'nın geçim kapısı haline gelen, para ve terörist temin merkezine dönen söz konusu büyükşehir belediyelerine adaletin ruhuyla müdahale, maşeri vicdanın beklentileriyle muamele etmiştir. Bu belediyeler, yöre insanımızın mahalli ve müşterek ihtiyaçlarını karşılamak yerine sözde eşbaşkanlık sistemiyle Kandil'e bağlanmışlar, ihanet ve melanete kucak açıp kuluçka vazifesi görmüşlerdir. Dünyada hiçbir meşru ve egemen devletin tahammül edemeyeceği çirkinlik ve çirkeflikler yaşanmış, yaşatılmış, ezcümle PKK'lılar belediyelere doldurularak yuvalanmalarının önü açılmıştır. Terör maşalarının mizansen şekilde belediye başkan adayı gösterilip tiyatro sahnesine çevrilen sandık marifetiyle seçilmeleri mızrağın çuvala sığmasına yetmemiş, yetişmemiştir. Her şey gün gibi ortadadır. Terör örgütü PKK'nın ucuz aparatı, siyasi artçısı ve yancısı olan HDP'nin zehirli, zincirli, ziftli niyetleri bir kez daha duvara toslamıştır. Anlaşılan boğazındaki kemendi Kandil'den tutulan HDP, Eylül 2016'dan 31 Mart 2019'a kadar sorumluluğu altındaki 105 belediyenin 95'ine kayyum atanmasından herhangi bir ders almamış, alacak dirayet ve basireti de gösterememiştir. Yanlış hesap devletin ve milletin var oluş azminden hamdolsun dönmüştür. Devlet başa gelirken kuzgun leşe atılmıştır. Kaldı ki olması gereken de kesinlikle budur."

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)