Vakanüvis yazdı: THK'ya ilk kayyum Ecevit'ten
ensonhaber.com

Eskiden beri öyle umutsuz vakaydı ki...

THK’ya ilk kayyum Ecevit’ten

Vakanüvis, orman yangınlarıyla mücadeleyi; polemik, yalan ve iftiralara kurban etmek isteyen kesimler ısrarla “Türk Hava Kurumu zayıflatılınca böyle oldu” iddiasını gündeme getiriyor.

Oysa THK; neredeyse kuruluşundan itibaren, amaçlandığı söylenen hedeflere ulaşamayan bir kurumdu.

Dernek, süreç içerisinde sık sık yolsuzluk, rüşvet, ihmal ve benzeri olumsuzluklarla anıldı. Sonunda da eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, kurum yöneticileriyle aynı ideolojik kökten gelmesine rağmen 1999 yılında THK yönetimini görevden alıp kayyum atadı.

BİR ATİLLA TAÇOY VARDI NETEKİM…

28 Şubat döneminde post modern darbenin generallerinin desteğini de yanına alan Türk Hava Kurumu’nun yönetimi, devlet gücüyle kurban derisi, fitre ve zekât toplamada geçmiş yıllara göre çok büyük meblağlara ulaştı.

Maddi gücü büyüyen dernekte, halktan toplanan paralar ise verimsizce, hatta sık sık fütursuzca harcanmaya başlamıştı.

Vakanüvis yazdı: THK'ya ilk kayyum Ecevit'ten

THK Başkanı Atilla Taçoy ve ekibinin sorumsuz yönetim tarzı, en sonunda aynı ideolojik hassasiyetlere sahip oldukları çevrelerce bile tepkiyle karşılandı.

Dönemin Anasol-M ve Anasol-D Hükümetlerine THK ile ilgili çok ciddi ihbarlar, suçlamalar gelmeye başladı. Nihayet 2 Kasım 1999 tarihli Başbakanlık kararıyla, yolsuzlukla suçlanan Türk Hava Kurumu’nun yöneticileri görevden alındı.

Başbakan Bülent Ecevit, iki asker emeklisi ile bir avukatı kayyum olarak kuruma atadı.

SADECE DÖRT ÇALIŞANI OLAN “UÇAK FABRİKASI”

THK yönetiminin görevden alınması, iki Mülkiye Başmüfettişinin hazırladığı üç sayfalık rapordaki bilgilere dayanılarak gerçekleşmişti.

Raporda, şöyle denilmişti:

“Ziraî ilaçlama ve orman yangılarıyla mücadele uçağı üretim projesinin, proje yeterliliği ve tecrübesi olmayan ve iflası uluslararası mali denetimlerle de belgelenen İngiliz EPA firmasına verildiği, bu firmanın dört adet personelinin bulunduğu, üretim tesisi ve teknik personelinin olmadığı, dünya piyasalarında tanınan, güvenirliliği ve deneyimi kanıtlanmış firmalar bulunmasına rağmen EPA firmasının seçiminin uygun tercih olmadığı ve bu nedenle Türk Hava Kurumu’nun büyük oranda zarara uğratıldığı konusunda yapılan inceleme sonucunda, THK Genel Başkanı Atilla Taçoy ile diğer sanıkların, malvarlığı devlet malı sayılan THK’yı gelinen noktada, 4 milyon 300 bin dolar ödemek zorunda bırakarak zarara uğrattıkları saptanmıştır. Anılan ihaledeki usulsüzlük nedeniyle sanıkların (17 kişi) TCK uyarınca yargılanmaları ve THK zararının kendilerinden tazmini için yargı yoluna gidilmesi değerlendirilmektedir.”

THK SUİSTİMALLERİNDEN SUİSTİMAL BEĞEN

Atilla Taçoy başkanlığındaki THK yönetimi, her ne kadar Mülkiye raporuna konu olan usulsüz ihale gerekçe gösterilerek görevden alındılarsa da derneğin daha pek çok akçeli işi vardı ve zaman içerisinde bu konuların birçoğu da yargıya intikal etmişti.

Bir başka ifadeyle, THK’yı yıllarca keyfî bir şekilde yöneten Atilla Taçoy ve benzeri isimlerin 2000’lerin başında kurumu getirdikleri nokta tam bir çıkmazdı.

DİYANET’İN, SHÇEK’İN PARALARINI GASPETTİLER

Mülkî idare, polis ve jandarma gücünü kullanıp yıllarca vatandaşlardan baskıyla kurban derisi toplayan, “fitre ve zekât tahsil eden”, ilk ve ortaöğretimde milyonlarca öğrenciye sarı THK zarfları verip zorla bağış toplayan THK, yasa gereği bu gelirlerin bir kısmını Diyanet İşleri Başkanlığı ile o zamanki adıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na vermesi gerekirken, bu paralara sürekli el koydu.

THK’nın bu suiistimalinden dolayı da 2002’de i başı yapan AK Parti iktidarı, kısa sürede bir karar alarak THK’nın deri toplama tekel yetkisini elinden aldı.

THK HEYETİNİN CANNES’DA FESTİVAL KEYFİ

Yine o dönemde büyük tepki toplayan suistimallerden birisi de THK Başkanı Atilla Taçoy’un, kurum gelirlerini kullanarak yönetim kurulu üyeleri ve eşleriyle birlikte Cannes Film Festivali’nin olduğu hafta Cannes’a “resmi ziyaret”te bulunmasıydı.

Taçoy’un, 1996 Cannes Film Festivali’ni yerinde izlemek için düzenlediği bu gezi uzun süre kamuoyunu meşgul etmişti. Kurumun yolsuzluklarını yakından takip eden dönemin Refah Partisi İstanbul Milletvekili Azmi Ateş, hazırladığı “THK Dosyası”nda THK'nda, Taçoy ve ekibinin Cannes’'a seyahat yaptığı 1996 yılında “uluslararası faaliyet harcamaları” kaleminin tam 175 milyar 327 milyon lira olarak gerçekleştiğini ortaya koymuştu.

Vakanüvis yazdı: THK'ya ilk kayyum Ecevit'ten

DÜNYA HAVA OLİMPİYATLARI’NDA YOLSUZLUK

THK, 1997 yılında Yunanistan ve Fransa’nın verimli bulmayarak organize etmekten vazgeçtiği dünyadaki ilk hava olimpiyatlarını yapmaya da talip olmuştu.

Büyük bir maddi boyutu olan olimpiyatlara sponsor bulmak sorun olmuş, bunun üzerine THK, PH Program isimli bir şirkete 185 bin dolara ödeyerek “Bize sponsor bulun” demişti.

Ancak şirket taahhütlerini yerine getirememiş, bunun üzerine THK yeni harcamalarla, basın ilanlarıyla olimpiyatlara sponsor arayışına girmişti.

PTT’nin hatıra pullar da bastırdığı 1. Dünya Hava Oyunları, yanlış tanıtım stratejileri, düşük katılım, gelir elde edilememesi ve benzeri gibi nedenlerle tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştı.

Hava Olimpiyatları’nın yapıldığı 1997 yılında başka harcamalar dışında sadece “uluslararası ilişkiler harcamaları” kalemi 786 milyar 195 milyon lira olmuştu.

PİLOT EĞİTİM KALİTESİ DÜŞÜK, UÇAKLARI SORUNLUYDU

O yıllarda özellikle ziraî ilaçlamada kullanılan THK uçaklarının sık sık kaza-kırıma uğraması da derneğin baş ağrısı konularından birisiydi.

THK kaynaklı kazalar sıklaşınca TBMM, pek çok soru önergesi verilmişti. Bu önergelerden birisini cevaplandıran dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, THK’da verilen pilotluk eğitiminin arzu edilen seviyede olmadığını, 1990’dan 1997 yılına kadar meydana gelen uçak kazalarının maddî kaybının 2 milyon dolara ulaştığını, o tarihe kadar hayatını kaybeden THK pilotlarının sayısının da 7’yi bulduğunu açıklamıştı.

Vakanüvis yazdı: THK'ya ilk kayyum Ecevit'ten

Vakanüvis yazdı: THK'ya ilk kayyum Ecevit'ten