Vakanüvis yazdı: Prenses Diana'nın heykeli Londra'da yerini alıyor

31 Ağustos 1997 tarihinde sevgilisi Dodi El Fayed ile birlikte Paris’te geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Prenses Diana’nın, bugün Londra’da heykeli dikilecek.

Heykeltıraş Ian Rank-Broadley’e yaptırılan heykel, daha önce Prenses Diana’nın da yaşadığı Kensington Sarayı’ndaki yerini alacak.

Heykelin açılış tarihi olarak, Diana Spencer’in 60’ıncı doğum günü seçildi.

DİANA: GÜN YÜZÜ GÖRMEYEN GELİN

1981 yılında Prens Charles ile evlenerek İngiliz Kraliyet Ailesi’ne katılan ancak hem kocasının hem de kayınvalidesi Kraliçe Elizabeth’in sürekli dışlamalarıyla mücadele etmek zorunda kalan Diana, 15 yıl süren sancılı bir evliliğin ardından 1996’da boşanmıştı. Galler Prensesi, iki çocuğuna - bugünkü unvanlarıyla Cambridge Dükü Prens William ve Sussex Dükü Harry - rağmen evliliğini daha fazla sürdürememişti.

Prens Charles’in kronikleşen aldatmaları, evliliği çökerten temel etkendi. Diana, boşanmasına yakın verdiği bir röportajda bu durumu, “Evlilikte üç kişiydik, bu yüzden biraz kalabalıktı.” cümlesiyle ortaya koymuştu. Prens Charles ile Diana Spencer’in 1996 yılında boşanmalarının ardından yaşanan gelişmeler ise “Derin İngiltere”nin ayarlarını bozabilecek mahiyetteydi. Diana, baskı dolu evlilik günlerinin acısını “serbest bir hayat” tarzını seçerek çıkartıyordu. Evliliği biten Diana, peş peşe pek çok erkek arkadaş edinmişti. Galler Prensesi şüpheli bir trafik kazasıyla hayatını kaybettiğinde yanında olan ve kendisi de ölen kişi ise Mısırlı Dodi Fayed’di.

İNGİLİZ KRALİYET AİLESİ'NDE MÜSLÜMAN FERTLER OLMA İHTİMALİ

Aradan geçen çeyrek asra ragmen Paris’te meydana gelen kaza, hemen her zaman komplo teorileriyle anıldı. Kaza, “paparazilerin kovaladığı ünlü ismin karıştığı kaza” olarak görünse de kamuoyu bu görüntüden hiçbir zaman tatmin olmadı. Kazayla ilgili iki ana teori vardı. Buna göre, Diana ve sevgilisi Dodi, İngiliz gizli servsinin MI5 (ulusal güvenlik) kanadı bünyesinde zaman zaman “iş tevdi edilen” bir veya daha fazla “haydut hücre” tarafından öldürülmüştü. Diğer teoriye göre ise ikili, MI6 (uluslararası güvenlik) teşkilatının direkt içinde yer aldığı bir operasyonla katledilmişti.

Hangi birim yapmış olursa olsun temel motivasyon, Galler Prensesi’nin sevgilisinin Mısırlı Müslüman iş adamı Dodi Fayed olması, daha da önemlisi Diana’nın İslam’ı seçme ve “daha da kötüsü” Müslüman kimliğiyle Müslüman bir erkekten çocuk sahibi olma ihtmaliydi. Teoriye göre; Diana, Dodi Fayed’in çocuğuna hamileydi, çift nişanlanmak üzereydi ve Diana Müslümanlığı seçebilirdi. Böylesi bir gelişmede “Müslüman Diana”nın Prens Charles’tan olan çocukları üzerinden İngiliz Sarayı’ndaki gölgesi, ilaveten bir de doğum olursa “Prenslerin hatta belki de kralın Müslüman kardeşi” şeklinde belirebilecek tablo, “Derin İngiltere”nin kabul edebileceği şeyler değildi elbette. Üstelik, Diana’nın bir önceki sevgilisi de yine bir Müslüman, Londra'da yaşayan Pakistan asıllı kalp cerrahı Hasnat Khan’dı. Bu ilişki her nasılsa “birden” bitmiş, Kraliyet Ailesi de böylece rahatlamıştı ama kısa sürede Diana’nın hayatının merkezinde yine bir Müslüman, Dodi Fayed belirmişti.

KAZAYA DAİR SORULAR 25 YILDIR BİTMEDİ

Diana, 1997 yılında Dodi Al Fayed’le tatile çıktı. Çift, ağustos ayında Akdeniz’de Dodi’nin “Jonikal” isimli yatında kaldı. Ancak paparazziler rahat vermediği için Diana ve Dodi Paris’e döndü ve Dodi’nin babasına ait Paris Ritz Hotel’de kaldılar. 31 Ağustos sabah saat on iki buçukta ise Dodi’nin apartmanına gitmek için otelden çıktılar. Otelin arka kapısını kullandılarsa da orada da paparazziler vardı. Araç yola koyulduğunda şoför Henri Paul “yolu şaşırdı” ve Place de l’Alma’daki karanlık bir tünelde kaza gerçekleşti. Henri Paul ve Dodi al Fayed olay yerinde hayatını kaybetti. Paparazziler fotoğrafları çekerken ambulans geliyordu. İki saat boyunca doktorlar Diana’nın hayatını kurtarmaya çalıştı ancak - resmi açıklamaya göre - Prenses Diana, saat dört sularında yaşamını yitirdi. Kazada sadece, Diana'nın koruma görevlisi Trevor Rees-Jones hayatta kaldı.

Kaza tuhaftı, sonrasında olanlar daha da tuhaftı. Kazaya ilişkin birbirinden çarpıcı soruların cevaplarını kimse bulamadı hâlâ da bulamıyor. Mesela; kazaya neden olduğu bilinen ama bir türlü ortaya çıkartılamayan “beyaz Fiat Uno”nun akıbeti ne oldu? Diana ve Dodi’nin bindiği limuzinin şoförü Henri Paul gerçekten sarhoş muydu? Kazayla ilgili ısrarla “Limuzin saatte 120 mil hızla tünele girdi” denilmesine rağmen, sonraki bulgularda neden “saatte 60 mil hız yapıyordu” denildi? Şoförün cesedine yapılan testte ortaya çıkan kandaki yüksek düzeyde (yüzde 20) karbonmonoksit ne anlama geliyordu? Şoför Paul’ün birden fazla bankada büyük meblağlarda parasının bulunması onun Fransa adına “uyuyan” bir ajan olduğunun göstergesi miydi? Bu çıkarsama, Fransa’nın İngiltere adına bu operasyonu gerçekleştirdiğinin de bir delili miydi?

“TAKILMAYAN EMNİYET KEMERLERİ / “ANTİ-PERSONEL BEYAZ IŞIK” / “BULUNAMAYAN KAMERA GÖRÜNTÜLERİ”

Kazada hayatta kalan tek kişi olan Diana’nın koruması Trevor Rees-Jones göreve nasıl başlamıştı? Onun bir zamanlar İngiliz Silahlı Kuvvetleri’nde özel görevlerde bulunması, sonraki korumalık görevi için yine “uyuyan” bir ajan olarak hazırlandığı anlamına mı geliyordu? Araçta neden bir tek onun emniyet kemeri takılıydı? Kazadan az önce bir patlama sesi duyduklarını söyleyen görgü tanıkları, bazı ABD TV kanallarına konuşmuşlardı ama sonrasında bu kanallar görgü tanıklarına neden hiç yer vermemişti? Yine görgü tanıklarının sözettiği tüneldeki paparazzilerin flaş ışığı parlaklığıyla açıklanamayacak büyüklük ve keskinlikteki “beyaz ışık” neyin nesiydi? Bahsedilen bu beyaz ışık, bir kurbanı birkaç dakikalığına kör edebilecek güçlü bir “anti-personel flaş tabancası”ndan mı çıkmıştı? Mercedes’in, otelden kaza mahalline kadar olan yolculuğunu göstermesi gereken 14’ten fazla güvenlik kamerasından neden hiçbirisi ölümcül kazayı kaydetmemişti? Acil servis santraline yapılan ilk çağrı saat 12.26 olmasına rağmen, Prenses'i taşıyan ambulansın Pitié-Salpêtrière Hastanesi'ne sabah 02.06’da gelmesi normal miydi? Olay yeri doktorlarının bir kazazedeye – hem de bir prenses - bir saati aşkın müdahele denemesi normal miydi yoksa en hızlı biçimde hastaneye gidilmesi mi gerekirdi?

DİANA’NIN CESEDİ NEDEN ALELACELE MUMYALANDI?

Diana’ya neden otopsi yapılmadı? Diana ve Dodi’nin cesetleri için neden hızlı bir defin prosedürü uygulandı? Diana’nın vücudu, olası bir hamilelik testinin yanlış sonuç vermesini sağlamak amacıyla mı alelacele mumyalandı? Sorular daha da çoğaltılabilir ama bu, “kaza”yı aydınlatmıyor sadece “kazanın aslında kaza olmadığına” dair şüpheleri artırıyor. 2003 yılında, Diana'nın uşağı Paul Burrell, ölmeden kısa bir süre önce Diana tarafından yazıldığını iddia ettiği bir mektuptan bahsetmişti.

Diana eski kocasının kendisine yönelik “bir kaza” planladığını, planın fren arızasıyla ciddi bir kafa travması oluşturmayı hedeflediğini iddia etmişti. Kazaya sebebiyet verdiği konuşulan “beyaz Uno”nun sahibi olduğu öne sürülen paparazzi James Andanson ise Diana ile ilgili bir kitap yazacağını açıkladıktan kısa bir süre sonra aracında “intihar etmişti”.

“KANUNSUZ ÖLDÜRME” FİLMİ NEDEN GÖSTERİME GİREMEDİ?

Diana ve Dodi’nin ölümlerini konu alan İngiliz belgeseli “Kanunsuz Öldürme” filminin başına gelenler de kazayla ilgili şüpheleri besleyen bir başka detaydı. Film, Mayıs 2011’de Cannes’da sınırlı bir gösterim dışında, yayınlanacak yer bulamadı. Keith Allen’in yönettiği filmin finansörü ölen Dodi Fayed’in babası Muhammed Al-Fayed’ti.

Çok değişik sektörel ve idari engeller sonucunda film İngiliz sinemalarında gösterime giremedi. “Birileri”, filmdeki 87 ayrı sahnede kesinti yapılmasını istedi. Yapımcılar, yasal gereklilik olan sigortayı yaptıracak şirket bulamayınca filmi ABD’de de gösterime sokamadılar.