Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı özel yönetim bölgesi Hong Kong’un adı, şu sıralar ülkede devam eden ve dinmek bilmeyen protestolarla anılıyor.
KÜRESEL TİCARET MERKEZİ
Hong Kong, dünyanın en büyük limanlarından biri ve Asya'nın en önemli ticari noktaları arasında. 7,3 milyonluk nüfusuyla küresel ekonominin işlediği ana merkezlerden olan, dünyanın beşinci büyük döviz pazarı sayılan, dünya deniz ticaretinde en işlek limana sahip olan bu özerk bölgenin arada kalmışlığı ise çok önceye dayanıyor.
İNGİLİZ GANİMETİ
1800’lü yılların başlarında yeni sömürge arayışında olan ve özellikle ticaret arayışında yeni pazarlar keşfederek gücünü artırma telaşında olan İngiltere, Çin’in güney kıyısında bulunan ve o dönemde bile önemli bir liman ticareti merkezi olan Hong Kong’a göz dikiyor. Özellikle afyon ticaretinin önemli bir kapısı olan bu ada grubu, İngiltere ile Çin’in arasında çıkan ve 1842 yılında Çin’in mağlubiyetiyle sonuçlanan Birinci Afyon Savaşı’yla birlikte bir ganimet olarak İngiliz hükümetine geçiyor.
100 YILLIK SÖMÜRGE DEVLETİ
Çin ile İngiltere arasında 1997’de yapılan anlaşmaya kadar İngiliz hakimiyeti altında kalan Hong Kong, bu süre boyunca ticarette kilit nokta konumu olmasının yanı sıra birçok Avrupalıya da ev sahipliği yapıyor. 1980’li yılların sonunda, İngiltere ile 1898’de imzalanan 99 yıllık kontratın sonuna yaklaşıldıkça, Çin yönetimi Hong Kong’u geri almak konusundaki kararlılığını giderek artan bir açıklıkla ortaya koymaya başlıyor.
1997'DE ÇİN'E DEVREDİLİYOR
İki ülke arasındaki diplomatik tartışmalar sonucunda İngiltere, 1 Temmuz 1997’de Hong Kong’u bütünüyle Çin yönetimine devrediyor. Anlaşmaya göre Çin, Hong Kong’a 50 yıllık, yani 2047’ye kadar sürecek olan bir “Özel Yönetim Bölgesi” unvanı veriyor. “Bir Ülke İki Sistem” mantığı, diğer bir deyişle özerklik kavramının sürdürüldüğü bu yönetimde Hong Kong hukuksal, idari ve ekonomik yapısını Çin’den bağımsız olarak kendi belirleyen bir kent durumunda.
BİR ÜLKE İKİ SİSTEM
Ancak Çin yönetimi, özellikle hukuksal bağımsızlık alanında bu dev ekonomi kentiyle çeşitli anlaşmazlıklar yaşıyor. Çin’deki komünist idari yapı ile Hong Kong’un demokratikleşme süreci, ardı gelecek büyük protesto gösterilerinin de önünü açıyor.
DEMOKRASİ GÖSTERİLERİ
İki sömürgeci güç arasında sıkışmış büyük bir ekonomik güç olarak da tanımlanan Hong Kong’da 2010’lu yıllardan itibaren tam demokrasi gösterileri gerçekleşmeye başlıyor. Hong Kong yöneticilerinin seçimle değil, Çin hükümeti tarafından atanacağı söylemlerine karşılık onbinlerce Hong Kong’lu sokaklara dökülüyor.
Mart 2017'de şu anda Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nin yöneticisi olarak göreve seçilen Carrie Lam’ın yemin törenine katılan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Çin'in Hong Kong'daki etkisini gözler önüne serdi.
ÇİN'E İADE TASARISI
2019 yılının Haziran ayında ise, suçluların yargılanmak üzere Çin'e iadesi için önerilen yeni yasaya karşı sokaklara milyonlarca gösterici sokaklara çıktı. Son 15 yılın en büyük yürüyüşü olarak gösterilen, hükümete geri adım attırmak için son şans olarak görülen bu protestolar çığ gibi büyüdü.
GÖSTERİCİLER PARLAMENTOYU BASTI
Yargı bağımsızlığının ortadan kalkacağı endişesi sonrasında, kentin Çin'e devredilmesinin 22. yılında, İngiltere'ye bağlı bir Hong Kong'u destekleyenler, büyük bir protesto gösterisine imza attı.
Parlamento binasını basan göstericiler, kentin İngilizlere bağlılığı bildiren Hong Kong bayrağını da parlamento kürsüsüne astı.
Hong Kong'da göstericiler meclisi bastı VİDEO
BORIS JOHNSON'DAN DESTEK ÇAĞRISI
Bu çağrının ardından harekete geçen, İngiltere başbakan adayı Boris Johnson, eylemlere yönelik destek açıklamasında bulundu. Hong Kong'daki protestoculara tam destek verdiğini belirten Johson, Pekin'e de uyarıda bulundu.
Bir ülke iki sistem anlayışının uygulanmaması gerektiğini ifade eden Johnson, "İade kararlarının siyasi ve keyfi olabileceğinden ve insan haklarını ihlal etme olasılığından dolayı Hong Konglular endişe duymakta gayet haklı." diye konuştu.
Johnson'ın açıklamalarını destekleyen Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt da yaptığı açıklamada, "Hong Kong'un 1997 yılında Çin'e devrinden sonra Pekin yönetiminin verdiği taahhütleri yerine getirmemesi halinde bu durumun sonuçları olacak." yorumunda bulundu.
"İNGİLTERE KENDİ İŞİNE BAKSIN"
İngiliz hükümetinin destek açıklamalarından sonra ise Çin'in Londra Büyükelçisi İngiliz Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.Büyükelçi, eski sömürgeci güç İngiltere'yi hükümet karşıtı protestoları desteklemekle suçlayarak, "Ellerinizi Hong Kong'un üzerinden çekin" çağrısında bulundu.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış