Fikirci Bey:TÜRKİYE’YE KARŞI ARAP-AVRUPA KOALİSYONU
Özel Yazı

TÜRKİYE’YE KARŞI ARAP-AVRUPA KOALİSYONU

Türkiye, Pençe-Kaplan Operasyonu'na bir hayalet gibi hazırlandı.

Bilmesi gerekenler dışında herkes harekâtı başladıktan sonra öğrendi.

Oysa bu kadar geniş kapsamlı bir harekatın hazırlanması için sadece istihbarat paylaşımı bile aylar alan bir çalışmadır.

Böylece harekatın “baskın” niteliği kaybolmadı.

İşte 40 yıldır bize oynatılan “tavşan kaç, tazı tut” oyununun sırrı buydu.

Düşmanımızın koordinatlarını tespit edecek araçlardan yoksunduk. Nereye harekât düzenleyeceğimizi müttefikimiz sandığımız NATO kaynaklarından öğreniyorduk. Tabii daha bizim uçaklar hazırlanmadan “Yere izmarit bile atmayan, ormanda olur olmaz hacet gidermeyen, edepli ve çevreci” PKK elebaşları harekattan haberdar oluyor, Cumhuriyet’e verdikleri röportajlarını bitirip, plastik sandalyelerini başka mekâna taşıyorlardı.

Şimdi her harekatın ana damarı olan istihbarat aygıtlarımız yerli ve milli. Çünkü MİT yerli ve milli.

“Bizim orada ne işimiz varcılar” bu kez fazla seslerini çıkaramıyorlar, çünkü bu, halkta direkt ihanet olarak algılanacak. Ama merak etmeyin, onlar terörle mücadeleye çamur atmak için başka yollar bulacaklardır.

Farkındaysanız uzunca bir süredir PKK ile savaşımızı büyük ölçüde sınırlarımız ötesinde veriyoruz. Çünkü içeride haydut kalmadı. Hepsi ABD’nin maaşa bağladığı PYD/YPG’ye katıldılar. DEAŞ gaziliğinin sarhoşluğu içindeler.

Türkiye artık bölgede oyun kurucudur. Herkesi şaşırtan da Türkiye’nin daha önce yaptığı gibi “müttefiklerinin” kendisine verdiği tabldot politikalara peşin peşin yazılmaması, kendi politika yelpazesini kendisi alakart olarak düzenlemesidir. Yani AB/D’nin direktiflerine uymamasıdır.

Şimdi AB/D’yi asıl kaygılandıran Türkiye’nin Suriye’den sonra Libya ve Doğu Akdeniz’deki hareketliliğidir. Uluslararası kurallara uygun ilerleyen Türkiye’ye doğrudan karşı çıkamayacağını bilen Batı, Orta Doğu’daki maşalarını kullanmaya çalışmaktadır.

Pençe-Kaplan Operasyonu'na da ilk tepki Arap Birliği Genel Sekreterliği'nden geldi. (Siz bakmayın adının ihtişamına, Kahire’deki o koca binanın halk arasındaki adı “fotokopi binasıdır”. Çünkü hiçbir yaptırım gücü olmayan bu kuruluşun tek marifeti, kimsenin ciddiye almadığı kararlar alıp bunları fotokopi ile çoğaltmaktan ibarettir der bölgede görev yapmış arkadaşlarım.) Arap Birliği Genel Sekreterliği, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta yürüttüğü askeri operasyonunun 'Irak’ın egemenliğini ihlal ettiğini' ve 'uluslararası hukuk normlarına aykırı olduğunu' öne sürdü.

Şimdi “Irak’ın egemenliğini ihlal etmek” deyince insanı bir gülme alıyor. ABD’nin 1991’deki 1. Körfez Savaşı'ndan beri acaba Irak’a müdahale etmeyen kaldı mı ki? 2003’de ABD doğrudan Irak Devletini yıkıp Devlet Başkanı'nı katlederken Arap Birliği neyin etrafında birleşmişti acaba?

Söylediğim gibi, Pençe-Kaplan AB/D’nin Türkiye ile ilgili kaygılarının başında gelmemektedir. Asıl kaygılandıkları Türkiye’nin Suriye’den sonra Libya ve Doğu Akdeniz’deki hareketliliğidir.

Avrupa, Türkiye’nin Suriye ve Libya’ya müdahalesini durdurmak için bir Arap-Avrupa koalisyonu peşindedir. İtalya ve Fransa gibi ülkeler Türkiye’ye karşı koalisyona Arap meşruluğu verecek olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın katılımını sağlamaya çalışmaktadırlar.

Geçen ay Fransa, Yunanistan, Kıbrıs, BAE ile Mısır Dışişleri Bakanları yaptığı açıklamalarda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin münhasır ekonomik bölgesinde (MEB) ve bölgesel sularındaki Türk hareketliliğine ilişkin “korkularını” dile getirdiler. Bunu Birleşmiş Milletler Deniz Yasası Anlaşması'nın yani uluslararası bir yasanın açık bir ihlali olarak görüyorlar. Evet böylece bu 5 ülke Türkiye’ye karşı bir şer ekseni oluşturmaya çalışıyorlar. ABD onları toparlayıp devamlı bir koordinasyona hatta bir cepheye dönüştürecektir.

Yani dostlar, Orta Doğu’yu batağa çevirenler, öyle kalması için ellerinden geleni yapmaya devam edecekler.

Sadece Türkiye bu bataklıkta bir onur timsali olarak tekrar yerini alıyor. Doğru yaptıkça yerel müttefikleri de artacaktır. 
İnşAllah..

@kalemciler