Fikirci Bey yazdı: MUTSUZ AİLE
Özel Yazı

İsveç ve Finlandiya çarşamba günü NATO'ya katılım taleplerini sundu ve iki ülkenin ittifaka katılımı için Türkiye'nin muhalefetini sona erdirmek amacıyla müttefikler arasında görüşmeler devam ediyor.

Ve tabi Türkiye bu iki ülkenin katılımını veto ediyor.

Yabancı basın okumaları yapan bir arkadaşım bana avrupa ve ABD basınından bazı başlıklar aktardı. Yabancı medyada başlıklar şöyle:

“Erdoğan Yoldan Çıkıyor” (Almanya, Frankfurter Allgemeine Zeitung, 18.05.2022)

“Erdoğan Çift Taraflı Ajan Gibi Davranıyor” (Almanya, Der Spiegel, 20.05.2022)

“Biraz Şantaj Her Zaman Yapılabilir” (Almanya, Süddeutsche Zeitung, 18.05.2022)

“Uzmanlar: Türkiye NATO Vetosunu Kendi Güvenlik Çıkarları İçin Kullanıyor” (Almanya, DPA, 18.05.2022)

Almanya çok kızmış.

Ayrıca da “sirkatin söylemiş.” Türkiye NATO’yu kendi güvenlik çıkarları için kullanmayacak da ne için kullanacak acaba? NATO bir güvenlik örgütü değil mi? Gerçi o dağlara kaç kez kar yağdığını en iyi biz biliriz. Hadi Kıbrıs’ta karşımızdaki de NATO üyesiydi de PKK ne üyesi ki ona karşı NATO silahları kullanamıyoruz?

ABD’li Bloomberg ise işi edebiyata vurmuş:

“Türkiye ve NATO Anna Karanina’nın İttifaklar Prensibinin Kanıtı Gibi' (ABD, Bloomberg, 08.05.2022)

Peki neymiş o Anna Karnina’nın İttifaklar Prensibi?

Tolstoy’un meşhur romanının girişi:

"Mutlu aileler birbirine benzer, buna karşın her mutsuz ailenin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”

İşte NATO ve Türkiye’nin de kendine has mutsuzluğu varmış. Haber şöyle devam ediyor “Bu, Erdoğan’ın, ilk defa bir aile yemeğini mahvetmeye çalışması değil.”

Ha, yani sorun bizde…

Peki, ABD-Ukrayna mutluluğunun resmi neymiş?

ABD daha dün Ukrayna’ya 40 milyar dolar askeri yardımı senatodan geçirdi.

Sebep?

Ukrayna’ya yardım… Oysa 40 milyar dolar bu savaşın en az bir yıl daha sürmesi için benzin döker, başka da bir şey yapmaz. Ukrayna-Rusya savaşı kazanılmaz ancak durdurulur. Avrupa’da, Rusya’da bu savaş durduğu anda kâra geçer.  Zaten ABD’nin öcü gibi korktuğu da budur, savaşın durması.

Bu da ABD’nin sirkati:

“Türkiye, NATO'nun Genişlemesini Önleyecek Mi? ABD'li Yetkililer Durumu Netleştirmenin Peşinde (ABD, AP, 18.05.2022)

ABD’nin derdi NATO’nun genişlemesi. Oysa soğuk savaş biterken Rusya’ya söz vermişti daha fazla genişlemeyeceğine. Şimdi Ukrayna’daki gizli operasyonları ile Putin’i bir güzel tuzağa düşürüp Ukrayna’ya saldırttı. Artık savaş 1340 kilometrelik Fin-Rus sınırına dayanmış görünüyor. Ve nüfusu bizim Ankara kadar bile olmayan bu ülke panik oldu.

Artık Kuzeyin bu iki “mutlu” ülkesi de “risk altında”

Siz ABD’nin buna üzüldüğünü düşünmüyorsunuz değil mi?

Daha önce de anlatmıştım, ABD merkezli küreselcilerin teknik seviyesi artık dünyanın her yerinde karaya ayak basmadan ve kendisi zarar görmeden bir savaş yürütecek durumda. Normalde savaş denilen olgu savaşan her iki taraf için de en azından siyaseten “istenmeyen” bir durumdur. Bir an önce durdurulması istenir. Her şey bir yana insani bir tercihtir bu…

Ama küreselciler bu çizgiyi aştı. Onlar savaştan zarar görmeyebiliyorlar ve bitmesini istemeleri için hiçbir neden yok.

Görüyoruz ki Rusya’da o teknoloji yok. Halâ haldır huldur dev tanklarla ulusal sınırları geçip, kara gücü ile işgal peşinde.

Uzun lafın kısası NATO artık birtakım ulus devletlerin bir araya gelip ortak savunma hattı oluşturdukları bir birlik değil, ABD merkezli küreselcilerin istedikleri yerde istedikleri kadar güç bulundurup teknolojik askeri operasyonlar yapmalarını sağlayan bir nüfuz alanıdır. Bunun parçası olmak o küreselcilere operasyon alanı açmaktır. Zaten küreselciler için ortada hat/sınır falan da yoktur. Çok lazım olursa bir yerlerde yapay “ulus” devletler kurulabilir veya mevcutlar parçalanabilir.

Tam da bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hiç duraksamadan söylediği "Pazartesi günü Türkiye'ye geleceklermiş. Bizi ikna etmeye mi gelecekler, kusura bakmasınlar, yorulmasınlar. Her şeyden önce Türkiye'ye yaptırım uygulayanların bu süreç içerisinde bir güvenlik örgütü olan NATO'ya girmelerine biz 'evet' demeyiz." cümlesi verilebilecek en kısa, en kestirme cevaptır.

Siz kimin güvenliğisiniz? Kendi üyelerine yaptırım uygulayan, kendi üyelerinin teröristlerine destek veren güvenlik örgütü mü olur?

Tabi bu arada herkesin fark ettiği bir şeyi bir cümle ile de ben tekrarlıyayım.

Türkiye küreselcilerle böyle boğaz boğaza boğuşurken bizim muhalefet ne yapmaktadır? Bunların uluslararası ilişkilerden sorumlu elemanları yok mudur? Bu konuda şimdi konuşmayacaklar da ne zaman konuşacaklardır?

Yok, onlar şimdi miting düzenleyip devlete “seri katil” diyen elemanlarının aldığı cezayı protesto edecekler. Devlet neden seri katil? İsveç’in, Finlandiya’nın yardım ve yataklık yaptığı teröristlerle mücadele ettiği için…

Yani, zaten hiç konuşmasalar daha iyi…

Twitter: @kalemciler

$1