Fikirci bey yazdı: JİNEOLOJİ
Özel Yazı

Suriye, 90’ların sonlarına kadar terör örgütü elebaşı Öcalan'a ev sahipliği yaptı. Daha sonra değişen uluslararası siyasi konjonktür Öcalan'ı Türkiye’ye teslim etti ve ondan sivil bir hareket başlatması istendi. Ama onu teslim edenler, teslim ettikleri insanın bir süre sonra “Bize niye Öcalan'ı verdiler onu hala ben de bilemiyorum” diyecek kadar bunadığının farkında değillerdi. Sonrası bildiğiniz gibi, Türkiye’yi istedikleri gibi dizayn edebileceğini sanan bu kadronun bütün planları boşa çıktı. En son 15 Temmuz’da tanklarını halk durdurdu. Fakat sonuçta Öcalan, kendi hapiste, ideolojisi Meclis'te bir figüre dönüştü. O günlerde bir tv kanalının haber dairesinde çalışıyordum. Her şey bir film şeridi gibi geçiyor şu an gözlerimden..

Öcalan’ın Suriye’deki misafirliği sırasında oradaki Kürtler için ne tür bir mücadele verdiği meçhuldür. Bırakın özerklik hayalini, 60’lardan beri Suriye hükümeti Kürtlere kimlik bile vermemekte, insan yerine koymamaktadır. Bütün bunları bilen biri olarak, 2015 sonrasında Suriye iç savaşının ortasında Kürtlerin kuzey Suriye’de Rojava diye özerk bir bölge icat ettiklerini, burada Cezire, Kobani ve Afrin diye üç kanton kurduklarını okuduğumda gözlerime inanamadım. Üstelik haberde “Rojava bölgesi kadından sorumlu bakanından” söz ediliyordu… O kadar modern, o kadar laiktiler ki sanırsınız İsviçre kantonu kurmuşlar. Hatta Vikipedia’ya girerseniz Rojava’da PYD tarafından jineoloji kültürü öğretildiğini okursunuz. “Jineoloji kadın bilimi olarak da anılan, Abdullah Öcalan'ın teorize ettiği feminizm ve cinsiyet eşitliğini içeren doktrin”miş. “Kürt feminizmi” olarak da bilinirmiş.

Bin yıllık komşularımızı az çok bildiğim için bu hızlı dönüşümü “yemedim”. Daha şurada adı çıktı diye 10-12 yaşında kız çocuklarını infaz eden bizim feodal Kürtler, ne çabuk böyle modernleşmişlerdi? Doğru olduğuna ben de inanmak isterim ama bu kadar saf olamayacağım.

Gerçekte olan şuydu, Pentagon çetesi bölgede postal olarak kullanmak üzere Kürtleri PYD adı altında örgütlüyor ve ona Batılı, laik, feminist sos döküyordu ki ABD ve AB’de sevilsinler.

Batı bu kendi ayna görüntüsüne hemen inanmış göründü, çünkü orada Araplara, Türkmenlere ve hatta PYD gibi düşünmeyen Kürtlere karşı etnik temizlik yaptırıp bölge nüfusunu homojenleştirecek katillere ihtiyacı vardı ve bu katillerin pek modern pek ilerici görünmesi, kafa kesen DEAŞ’ı yok ediyormuş gibi yapması gerekiyordu.

PKK’nın Suriye’deki adının PYD olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Bu politikaların bizdeki sivil temsilcisi de HDP’dir.

HDP hiçbir zaman kendini PKK vesayetinden kurtaramamış, PKK’nın terörist olduğunu siyaseten doğruluk adına bile söyleyememiştir.

Sözü nereye getireceğimi anladınız. Şimdi bu çok modern partimizin Muş Milletvekili Mensur Işık'ın, öğretmen eşi Ebru Işık'ı darbettikten sonra hastaneye gitmesine engel olduğu iddia edildi. Konu kapanmamıştı ki bu kez de HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in bir kadına tecavüz ettiği, üstelik tehdit ve baskı ile kadını şikâyetten vazgeçirmeye çalıştığı ortaya çıktı.

Kadına şiddet dünyanın her yerinde, her sınıftan, her ırktan insanlar arasında görülen yaygın ve mücadele edilmesi gereken bir olgu. Tartışılacak bir tarafı yok. Ama biliyorsunuz Türkiye’de azgın bir azınlık kadına şiddeti İslam’la bağdaştırmayı çok sever. Hatta öyle ki, sanırsınız AK Parti iktidara gelir gelmez mütedeyyin insanlar hemen eşlerini dövmeye başlamışlar. (Hazır tam yeri gelmişken şu videoyu izlemenizi şiddetle tavsiye ederim: Nouman Ali Khan - KADINLARA VURMAK ) Bu hastalıklı ruh halinin sonunu hayırlı görmemekle beraber ben yine de bunca sivil toplum örgütünün, bunca kadın derneğinin çıkıp da bu iki milletvekilini kınadığını göremediğim için üzgünüm.

Demek hala içlerinde “Kürt Feminizmi"ne inanlar var.

Demek jineoloji eğitimi almak böyle bir şey. Bir kadın dövülürken, tecavüz edilirken ve polise gitmesi engellenirken kafanı öteki tarafa çevir…

E, kuramcısı da zaten bebek katili değil “özgürlük savaşçısı”…
@kalemciler