Fikirci Bey yazdı: BİR GARİP TERÖR HİKAYESİ
Özel Yazı

Biliyorsunuz, son günlerde aynı anda birkaç noktadan başlayan, Hatay'ın Belen ilçesi Sarımazı Mahallesi yanı sıra İskenderun ve Arsuz ilçelerinin kırsal kesiminde ve bazı mahallelerinde hasara neden olan yangını konuşuyoruz.

Orman yakmak, siyasi amacı yoksa bile bir çevre terörüdür.

Valilik şüphelilerden söz ediyor ve olayın adli takibatı sürüyor. Fakat nereden bakarsanız bakın olay biraz garip.

Bildiğiniz gibi terör örgütü YPG/PKK'nın yandaşı sosyal medya hesapları, orman yangınlarının, "Ateşin çocukları inisiyatifi" adlı örgüt tarafından çıkarıldığını iddia etti.

Ben böyle “reklam kokan” abuk sabuk isimli inisiyatiflere şüphe ile bakarım.

Burada olay iyice garip.

Bir kere orman yakmak bir terör örgütüne nasıl bir kazanç sağlar?

Terörist ormanda saklanmak ister.

İHA’lardan SİHA’lardan korunmak ister, yakmak istemez.

Ayrıca, orman yakmayı üstlenmenin PKK’ya getireceği artı nedir?

Çünkü biliyoruz ki PKK, Batı’ya laik, çevreci ve feminist olarak tanıtılır ki kanlı bir terör örgütü olduğu sırıtmasın.

Nitekim Kandilsever gazeteci ablaları onları “ormanlara zarar vermeyen, çevreyi kirletmeyen hatta öyle olur olmaz ortalığa bevl etmeyen şirin çevreciler” olarak tanıtmıyor muydu?

Şimdi nereden çıktı bu hiç puan toplamayacak bir alçaklığa sahip çıkmak?

Yapmamışlardır demiyorum.

Çünkü PKK’nin üst kademesi hatırı sayılır gelirlerle, İsrail ve ABD’nin vadettiği devlet olma yolunda kendilerince “makul” eylemler içerisinde olabilirler ama ayaktakımını kimin kullandığını muhtemelen onlar da bilmiyor ve kontrol edemiyordur.

Belki olayın dikkate alınacak kısmı yangının yerleşim yerlerine yakın çıkması ve 500’ün üzerinde insanın mağdur olmasıdır.

İnsanların gözünü korkutmak, “devlet sizi koruyamıyor” algısı yaratmak bir terör örgütünün işine yarayabilir.

Ama bunun dışında olay bir muamma. Nerden bakarsanız tuhaf.

Bazı medya organlarında bu olayı terör örgütüne yıkma çabasıyla ortaya konan zorlama haberler de fayda yerine şüphe uyandırıcı.

Ha, Gezi’de üç ağacı bahane edip Türkiye’yi aylarca kaosa sürükleyen haydutlar nerede? Neden tepki vermiyorlar diye saf bir soru gelmiyor değil mi aklınıza?

Çünkü onların meselesi ağaç değil biz bunu iyi anladık..

Tabii, PKK seviciler hemen olayın “rant” olduğu yalanına sarıldılar.

Oysa Suriye iç savaşının sürdüğü, bizzat Hataylıların ciddi sorunlar yaşadığı bu bölge emlak yağmacılığı için en uzak ihtimallerden biri.

Otel/site falan diye hiç girmeyin çünkü mevcut oteller salgın yüzünden kan ağlıyor zaten.

Hiç yatırım zamanı değil.

Geriye kalıyor benim birkaç haftadır bahsettiğim sosyal medyada harcadığımız zamanı reklamcılara satan medya simsarları.

Bunlar yangın çıkarabilirler mi?

Uzak bir komplo gibi görünüyor ama çıkmış bir yangın üzerine milleti birbirine düşürüp medyada daha uzun kalmalarını sağlamak onlar için pek de kaçırılacak bir fırsat değil.

Milyonlarca dolarlık bir pazardan söz ediyoruz.

Artık bilgi güvenliğimizin kalmadığı şu medya ortamında bu konunun aydınlatılabileceğini hiç sanmıyorum.

Hatta 3-5 PKK’lı dangalak, itirafçı olup “biz yaktık” deseler bile ben inanmakta güçlük çekeceğim.

Belki de amaç işte budur: Rantçılar/teröristler tartışmaları ile birbirimize girmemiz, sosyal medyada uzun uzun takılıp birbirimize verip veriştirmemiz.

Hedeflenen bu belli ki.

Dünkü Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım’ın yaşadıkları da bize gösterdi ki; sosyal medya mecralarına kapılmak, kelimelerin şehvetiyle mayışmak son derece sıkıntılı durumlara sokabiliyor bizleri.

Engin Yıldırım’ın bu konudaki kastını gerçekten bilmiyor ve merak ediyorum.

Lakin kendi açıklamalarına göre bir gönderme ya da imada bulunmamışmış.

Pek inanasım gelmemekle beraber kafamı bulandıran bazı gerçekliklerini de söylemem gerekir Engin Yıldırım’ın.

Liberal bir kişi olarak bilinen Yıldırım, AK Parti’nin kapatılması davasında, hayır kapatılmasın oyu verenlerden biridir.

Her şey ne kadar da ilginç değil mi?

Sizce de bence değil mi?

@kalemciler