Fikirci Bey yazdı: AYDIN KARANLIĞI
Özel Yazı

Şu salgın başladığından beri ibretle izlediğim bir yaklaşım var. Bazı “aydın” çevreler; “Dünyanın bütün din adamları da dua okusa koronavirüsü ancak bilim yenecek” şeklinde özetlenebilecek bir feveran içindeler. Tabii, iş dine saldırmak olunca bizim “aydınlar” önde bayrak tutuyorlar. Sanki dindar birileri “önlem almayalım, dua edelim, kurtuluruz” demiş gibi yine olmayan “düşmana” yumruk sallayarak İslamofobi “kasıyorlar”.

Bakıyorum, hükümetin icraatları arasında insanları camilere toplayıp dua ettirmek gibi bir çaba yok. Tam tersine, hizmetin en büyük ibadet olduğunu kavramış durumdalar.

Çok kısa bir zamanda iki hastane inşa ediliyor, birisinin önemli bir kısmı bitti, öteki de bitmek üzere. Biri 2 bin 600 yataklı, öteki 1000 yataklı. Bu aydınlar ne sanıyorlar acaba? Bu hastaneler dua ile mi yapılıyor? İlimle, fenle, mühendislikle, emekle yapılmıyor mu? Bu kadar ülkeye bu kadar tıbbi yardım yapıyoruz, uçaklara dua doldurup göndermiyoruz herhalde. Üstelik bunu Müslüman olmayanlar takdir ediyor ama bizim aydınlanmacılar hala karanlıkta kalmayı tercih ediyorlar.

Duanın gücüne inanan bir insanım ama onun desteği başka, insan ruhundaki işlevi başka. Neden acaba dua etmek ile laboratuvarda çalışmak karşıt şeylermiş gibi gösteriliyor? Neyin kini? Neyin düşmanlığı bu?

Biliyoruz Avrupa’nın “ortaçağ karanlığı” dediği dönemin arkasında artık yolunu şaşırmış bir dinin engizisyonları var, aforozları var da sen neden aynı şeyi kendi dinine reva görüyorsun? Tam da o çağlarda senin dininin dünyaya ışık tuttuğunu, Avrupalı aydın kendisi söylüyor zaten. İşte size Alman Filozof August Bebel’in orijinal adı “Die Mohammedanisch – Arabische Kulturperiode” olan ve Türkçeye “İslam Kültürü Dönemi ve Rönesans” olarak çevrilen 1883 tarihli kitabının son sayfasından bir paragraf:

“Hz. Muhammed ve Arap-İslam kültür dönemi, çökmüş Yunan-Roma kültürü ve eski kültür ile Rönesans döneminden itibaren yeniden doğan Avrupa kültürü arasındaki bağlayıcı parçadır. Avrupa kültürü bu bağlayıcı parça olmadan bugünkü gelişmişlik düzeyine zor ulaşırdı. Çünkü Hristiyanlık, bütün bu kültürel gelişmelere karşı düşmanca tavır takınmıştır.”

--

Öte yandan salgınla ilgili güzel denilebilecek haberler de gelmeye başladı. Dün can kaybımız 100’ün altına düştü. İnşallah daha da düşecek, yani zor günler arkamızda kaldı inşallah. Ama bizim muhalefet buna da çok bozuldu; zaten geç gelmişti şu Covid-19, şimdi de erken mi gidiyor yoksa? Tüh ya, bu da hükümeti deviremedi, neye sarılsak acaba? Hangi yalana başvursak?

@kalemciler