Felsefeci Enis Doko'dan ilahiyatçı Mustafa Öztürk'e cevap
ensonhaber.com

Marmara Üniversitesi'nde görev yapan İlahiyatçı Prof. Mustafa Öztürk, Kur'an-ı Kerim hakkında skandal açıklamalara imza attı.

Prof. Öztürk, “Kur'an'da 23 sene Velid bin Mugire aşağı Asbil Vahil yukarı deyip bütün kadrajını Hicaz-Taif-Medine'ye sıkıştırmış ve insanlığa son söyleyeceği sözün çapı oradaki 3-5 lavuk müşrik. Ve o müşriğe Kur'an'da öyle küfürler var ki. Bir tanesini okuyayım mı size Kalem Suresi... (Hem kel hem fodul ve p.ç) Bu Allah dili olabilir mi? İnsani dil olamaz mı? Olabilir. Yanmış canı. Feverandır. Olabilir üstadım olabilir." ifadelerini kullandı.

Bu açıklamanın kamuoyuna yansıması üzerine tepkiler çığ gibi büyüdü ve Mustafa Öztürk emekliliğini istedi.

Konuyla ilgili tartışmalar hala gündemde..

İlahiyatçı Mustafa Öztürk’ten Kur'an ayetleri hakkında skandal sözler VİDEO

9 MADDELİK CEVAP

İbn Haldun Üniversitesi'nde görev yapan Doç. Dr. Enis Doko, Mustafa Öztürk'ün açıklamalarına Twitter hesabından cevap verdi.

9 madde sıralayan Enis Doko, şunları söyledi;

"1. Mustafa Öztürk hocaya yapılan linçi kınadık. Ama bu hocanın iddialarına cevap vermeyeceğimiz anlamına gelmiyor. İddiaları ele almak ve cevap vermek linç değildir.

2. Kendisinin alanım sayılan din felsefesi kapsamına giren vahiy-lafız ilişkisi ile ilgili görüşleri ile ilgili eleştirilerimi video ile sunmuştum.

3. Mustafa hocanın konuşması baştan aşağı yanıltıcı retorikle dolu. Ara ara hoca böylesi bir dil kullanmayı tercih ediyor ve bu konuya vakıf olmayanları yanıltıyor. Nasıl mı? Mesela Velid bin Muğire'ye taktığını ima ediyor Kuran'ın. Oysa bu isim Kur'an'da geçmez bile. Evet bazı ayetler tefsirlerde Velid bin Muğire ile ilişkilendirilmiş. Bir bu sadece bir yorum. İki bu yorumu kabul etsek bile bu Kuran'ın yüzde 1'ini bile oluşturmaz. Üç Kuran'ın isim vermemesi bu durumda da manidardır, ki bunun lokal bir yorum olarak sunulmadığını ima eder. Dört bu ayetler Velid bin Muğire'den bahsetse bile bu ayetlerin tarihsel olduğu anlamına mı gelir? Firavundan bahseden ayetler sadece Mısırlıları mı ilgilendiriyordu? O zaman bu ayetler neden Hz. Muhammed'e de indi? Burada Firavun bir zihniyetin sembolü. Aynısı Velid bin Muğire için de söylenebilir. Kur'an'da geçen şahıslardan alacağımız ibretler vardır. Nitekim müşriklerle ilgili geçen her ayetten bugün alacağımız çokça mesaj var. Bunların hepsi her şeyden önce nasıl davranışlardan kaçınmamız gerektiği ile ilgili bir yol haritası.

4. Zenim kelimesine "p.ç" anlamı vererek gene retorik bir hamle yapmaktadır. "P.ç" argo bir kelimedir ve Kur'an'da argo gelime geçiyor izlenimini oturtmaktadır. Daha yumuşak bir kelime tercih edilmemesi bu retorik hamlenin parçasıdır.

5. Zenim kelimesine Arapça sözlüklerde çok farklı anlamlar verilmektedir. Veled-i zina, dışında aşağılık, kaba, zorba, yalancı, dalkavuk, kötülükle damgalı, faydasız,ne idüğü belirsiz, kimliksiz gibi anlamlar verilmiştir. Hoca kendi ajandasına en çok uyan yorumu tercih etmiştir.

6. Mustafa hocada genel olarak doğrulama önyargısına ("Confirmation Bias") düşme sorunu var. Her zaman kendi görüşünü doğrulayan anlamları tercih etmekte, alternatif görüşleri görmezden gelmekte ya da zayıflatmaktadır. Önyargılar çoğu zaman bilinç dışı olduğunu hatırlatayım. Ve hoca bunu retoriğe dökerek yapmaktadır. Kendisini doğruları söyleyen objektif adam imajı ile sunmakta, rakiplerinin ya uzman olmadığını ya da Kuran'ın anlamını tahrif ettiğini ima etmektedir. Acaba Kur'an hiç mi tarihselci olmayan bir perspektiften okunamaz? 0 mı ihtimal?

7. Hoca erguvan, andromeda'ya atıfla National Geographic ile Kur'an'ı kıyaslıyor. Kur'an lokal olaylarla uğraşırken, evrende neler var neler diyor. Bu resmen Kur'an'a haksızlık. Ben çok sayıda felsefi ve dini metin okudum işim gereği. Doğaya bakmaya ve üstüne tefekkür etmeye bu kadar yönelten başka metin görmedim. Çoğu yerde de Mustafa hocadan daha evrensel yapıyor bunu. Hoca Andromeda'ya, Oriona bak diyor, Kur'an gökyüzüne bak diyor. Gökyüzüne bakınca hepsine bakıyorsun zaten! Yağmurdan, denizlerin karanlıklarına, hayvanlardan, uzaya, antik kalıntılardan, dağlara çok sayıda fenomene atıf yapıyor ve bunlar üstüne tefekkür etmeye davet ediyor. Daha ne kadar evrensel bir anlatı olabilir! Daha ne kadar doğaya işaret edebilir. National Geographic seçimi de retorik hamle. Resimlerle dolu ve evet büyüleyici resimler. Şaşırtıcı değil, orada Allah'ın yarattığı kitap resmediliyor. Ancak NG metninin öyle Kur'an'dan daha etkili olduğu savunulamaz. Ha Kur'an'ın resimli baskısını isterse hoca yaparız sorun değil. Buradan açıkça tarihselcilere meydan okuyorum. Madem Kur'an hicaza sıkışık, evrensel atıf yok diyorsunuz buyurun hodri meydan. Bana doğaya bakmaya ve hakkında tefekkür etmeye Kur'an'dan daha çok teşvik eden onla çağdaş ya da daha eski bir eser gösterin. Dini olmak zorunda değil.

8. Tarihselci dostların yaptığı kritik bir hata var. Bir eserin hakikatle bağı güçlü ise o eser tamamen tarihsel okunamaz. O konuda uzman olanlar tarafında okunmalıdır. Örnek vereyim: Newton'un Principiasını onu anadilinde okuyan bir İngiliz tarihçi (Newton dönemi uzmanı) mi ben mi daha iyi anlarım? Elbette bir fizikçi çok daha iyi anlar! Ya da Aristo'yu bir Yunan tarihçi mi (felsefe bilmeyen), yoksa ben mi daha iyi anlarım? Elbette felsefeci anlar! Kur'an Allah'ın kitabı ise ve hakikatle bağı varsa, bu hakikatlerde uzman kişiler Kur'an'ı Arapçası çok iyi o dönem tarihinde uzman kişilerden daha iyi anlayabilirler. Bir ateist tarihselci olacaktır, ama bir müslüman öyle okumak zorunda değildir! (Tarihselciler ateisttir demiyorum)

9. İşin ilginci bu okuma tarihselci okuma ile de çelişmek zorunda değildir. Alın size bir örnek: 'Ve güneşte o, kendine ait bir yörüngede akıp gider' (Yasin 38). Bu ayet hem hicazlı bir çobanı, hem Razi'yi, hem beni tefekküre zorlar. Çoban gökyüzünde güneşin hareketine bakıp hayret içinde tefekkür eder. Razi güneşin dünya etrafındaki yörüngesine atıf olarak okur ve tefekkür eder. Ben güneşin galaksi merkezi etrafındaki hareketine atıf olarak okur hayret ederim. Ayet doğru bir şey söylüyor. Bilimle uyumlu bir şey söylüyor. Ama öyle bir şekilde söylüyor ki yanlış inanca sahip olanları da tefekküre sevk ediyor! Bir kitap daha ne kadar evrensel olabilir! Şu ölçünün muazzamlığına bakın. Kelam tefsirden önce gelir. İlk karar vermemiz gereken şey Kur'an Allah'ın kitabı mı? Bu konuda vereceğimiz karar tefsir tavrımızı belirleyecektir. Eğer Kur'an Allah'ın kitabı ise tarihsel okuma tek yöntem değildir, ve hakikatle bağ kurulan noktalarda uzmanlara dönmek gerekir"