Devlet Bahçeli'den İlker Başbuğ'a tepki: Düşünceleri sakıncalı ve sorunlu
AA & Ensonhaber

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 27 Mayıs darbesi hakkındaki açıklamaları ile eleştiri ve tepkilerin hedefi oldu.

İlker Başbuğ'a bir tepki ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den geldi.

Yazılı açıklama yapan Bahçeli, Başbuğ'un erken seçim sözlerinin gaflet ve garabetten ibaret olduğunu belirtti.

"DÜŞÜNCELERİ SAKINCALI VE SORUNLU"

Başbuğ'un düşünce ve kanaatlerinin her cepheden sorunlu olduğunu vurgulayan Bahçeli, açıklamasına şu sözler ile devam etti:

"Bu şahsın mantık hataları, kafa karışıklığı ileri düzeydedir. Sayın İlker Başbuğ, erken seçim kararı almış bir hükümete karşı yapılan darbeyi gayri meşru, erken seçim kararı almamış bir hükümete yapılan darbeyi de zımnen makul ve meşru kabul etmektedir. Bu ifadeler normal karşılanacak ve sineye çekilecek bir durum sayılamayacağı gibi vesayetçi ve anti demokratik bir açmazdır.

CHP’nin başını çektiği zillet ittifakının erken seçim dayatması ve zorlamasıyla Sayın Başbuğ’un sözleri üstü üste koyulduğunda, muhtemel gelişmelerle ilgili tuhaf ve düşündürücü bir illiyet bağının kurulması abartılı ve afaki bir değerlendirme olmayacaktır. Sonuçları bakımından ve toplumsal bünyede açtığı derin yaralar itibariyle hiçbir darbe masum ve mazur gösterilemeyecektir.

"DARBE CİNAYETTİR, İHANETTİR"

Özellikle 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 tarihlerinde yaşanan Talat Aydemir vakalarıyla 15 Temmuz darbe girişimini ayrı yorumlamak, bu suretle 22 Şubat ve 21 Mayıs müdahale girişimlerini aklamaya çalışmak esef ve endişe verici bir yanlıştır. Ekonomik sorunlarla darbeler arasında sebep sonuç ilişkisi kurmak, dünya ekonominin çok ciddi kayıplar verdiği korona günlerinde, siyasal istikrar ile ekonomik istikrar arasındaki bağlantıya atıf yapmak oldukça kuşkulu ve zorlama bir analizdir.

Demokrasiye ve millet iradesine silah doğrultmak, buna heves etmek, bunu aklından geçirmek büyük bir suçtur. Darbe cinayettir, melanettir, ihanettir. Ayrıca Sayın İlker Başbuğ’un, tarihe geçmiş olayları şöyle olsaydı böyle olurdu bağlamında ele alması hem bir spekülasyon hem de nesnel gerçeklere aykırıdır. Tarih, yanlışlara kılıf aranacak, objektif esaslardan koparılacak, eğip bükülecek, hatta keyfi sonuçlar çıkarılacak bir yapboz tahtası değildir. Aksi davranışlar tarihe hakaret, tarihçilere hürmetsizliktir.

Devlet Bahçeli'den İlker Başbuğ'a tepki: Düşünceleri sakıncalı ve sorunlu

"ONLAR UÇURUMDA DEBELENİRKEN CUMHUR İTTİFAK'I 2023'Ü KUCAKLAYACAK"

Darbeler arasında mukayese yapmak ya bilgisizliğin ya da bilip de asıl hedefi perdeleyen mahsurlu bir mizacın eseridir. Tam da bu esnada, bir gazeteci müsveddesinin, aklı ve kalemi kiralanmış bir şahsın, Sayın Erdoğan’ın gitmesi için büyük bir halk öfkesi ya da doğal afet lazım demesi demokrasi ve millet iradesi düşmanlığına esaslı bir örnektir. Bu tip sakat zihniyetler düştükleri uçurumda debelenirken, Cumhur İttifakı 2023’ü kucaklayacak, sonraki yılların stratejik ve reformist mimarisini heves ve heyecanla planlayacaktır.

Doğal afetlere umut bağlayanların, halk öfkesinden medet umanların, askeri müdahalelere bel bağlayanların insanım diye ortalıkta gezinmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünü maske olarak kullanmaları başlı başına hezeyan ve çelişki yumağıdır. Türkiye’nin kaybetmesi, işgal ve istilaya uğraması için pusuya yatanlar yine mahcup olacaklar, yine mağlubiyet yaşayacaklar, yine ters köşeye yatacaklardır. Büyük Türk milleti, egemenliğine ve hükümranlık haklarına hayasızca meydan okuyan sefilleri tarihin çöp sepetine fırlatıp atacaktır. Hiç kimse sokakların karanlığından ikbal ve istikbal beklememelidir. Bilhassa Türk gençliği terör örgütlerinin kışkırtmalarına kapılmamalı, temennim odur ki uyanık olmalıdır."

Devlet Bahçeli'den İlker Başbuğ'a tepki: Düşünceleri sakıncalı ve sorunlu

"BAŞÖRTÜSÜ MESELESİNİ KABULLENEMEYEN ÇÜRÜK ZİHİNLER..."

Açıklamasında CHP'li Fikri Sağlar'ın başörtüsü ile ilgili sözlerine de değinen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Aziz milletimizin milli ve manevi hassasiyetleriyle ters düşmüş kör ideolojiler ve köhne siyasi kesimler emperyalizmin kurşun askerliğine soyunmuşlardır. Başörtüsü meselesinin mutabakatla çözülmesini hala kabullenemeyen, bir türlü hazmedemeyen çorak ve çürük siyasi zihniyetlerin inanç ve insan haklarına tahammülsüzlükleri maalesef yeniden nüksetmiştir. Adaleti kıyafette arayan, ahlakı şekilde araştıran, üstelik insani haslet ve imani haysiyetle açıktan çatışan zorbaların başörtüsü nefretleri ilkel ve ilkesiz bir anlayışın göstergesidir.

"FAŞİST VE FAZİLETSİZ SİMALARA MÜSAADE EDİLMEYECEK"

Nitekim demokrasi ve özgürlük istismarının kaldıracıyla güç bela ayakta duran ayıplı siyaset temsilcileri zillet ve rezalet çukuruna artık iyice gömülmüşlerdir. Türk milleti mayaları ve meşrepleri lekeli güruhun gizil ve gizli amaçlarını ferasetle tefrik ve tespit etmiştir. Başörtüsü üzerinden kutuplaşma dinamiklerini harekete geçirmeyi planlayan faşist ve faziletsiz simalara elbette müsaade edilmeyecek, her zamanki gibi oyunları isabetle bozulacaktır. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi nerede durduğunu netleştirmeli, dürüst ve pürüzsüz hareket edecek siyasi erdemi gösterebilmelidir. Çünkü CHP’nin olduğu her yerde hizip, husumet ve huzursuzluk vaki bir çarpıklık olarak belirginlik kazanmaktadır."

"AYASOFYA'NIN FELAKET OLARAK ADLANDIRILMASI UTANÇ VERİCİ"

Sözcü gazetesinin Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi ile ilgili haberine de tepki gösteren Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:

"Zillet ittifakının söylemleri, siyaset metotları, kamuoyuyla ilişkileri ve irtibat kanalları sakat ve sancılıdır. Bunların medyaya yuvalanmış çıkarcı yandaşları da Türkiye’nin kazanımlarını, diriliş ve yükseliş çabalarını karalamak ve kötü göstermek için faaliyet halindedir. Bu kapsamda Ayasofya-i Kebir Camii Şerif’in açılmasını 2020 yılının felaket ve gözyaşı olaylarından birisi olarak lanse etmek kaygı ve utanç verici bir alçalmadır. Bu üslup Türk ve İslam düşmanlarının üslubudur.

"AYASOFYA-İ KEBİR CAMİİ, 2020'NİN UNUTULAMAZ ZAFERİDİR"

Kimin sözcüsü, kimlerin gözcüsü oldukları esasen belli olanların Türkiye’nin tarihi ve egemenlik haklarına kast etme düşüncesi zulme taşeronluk, Magali İdea zırvalığına teşrifatçılıktır. Ayasofya-i Kebir Camii Şerif’in kilitlerinden kurtulup Müslüman vicdanlarla buluşması 2020 yılının muhteşem bir olayı, millet nazarında unutulmayacak bir zafer anıdır. Ziyadesiyle meydandır ki, bu kutlu açılışı çekemeyenler iddia ve ilan ettikleri felaket tablosunun asıl yüzleridir. Anlaşıldığı kadarıyla, iç ve dış işgal cephesinin eşzamanlı provokasyonları 2021 yılında da devam edecektir."