Cumhurbaşkanlığı'ndan 'İstanbul Sözleşmesi' savunması
AA & Ensonhaber

Türkiye, Resmi Gazete'de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmıştı.

Karar sonrası ise yoğun bir tepki ile karşılaşılmıştı.

220 DAVA DİLEKÇESİ

Bunun üzerine Danıştay 10. Dairesi’nde aralarında CHP, İyi Parti ve sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu tüzel ve gerçek kişiler tarafından 220 dolayında dava açıldı. Dava dilekçelerinde, "kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması" talep edildi.

Danıştay 10. Dairesi, davalara ilişkin Cumhurbaşkanlığı’ndan savunma istedi. Her dava için ayrı bir savunma talebinde bulunuldu.

CUMHURBAŞKANLIĞI'NDAN SAVUNMA

Cumhurbaşkanlığı da açılan davalar sonrası 7 sayfalık savunma hazırlayarak Danıştay'a teslim etti.

Savunmada, "Çekilme kararı, Cumhurbaşkanı'nın yetkisinde." ifadesi kullanıldı.

DAVALARIN REDDİ TALEP EDİLDİ

Aynı zamanda kararın iptali istemiyle açılan davaların, “haksız ve hukuki dayanaktan yoksun” olduğu gerekçesiyle reddi istendi. Sözleşmeden çekilme kararının münhasıran Cumhurbaşkanın yetkisine tabi olması nedeniyle yargı denetimi dışında olduğu belirtildi.

Sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilmesinde Anayasa'ya aykırılık bulunmadığı vurgulandı.

YARGI DENETİMİ DIŞINDA

Savunmalarda şu değerlendirmeler yer aldı:

"Cumhurbaşkanı'nın devletin başı sıfatıyla yaptığı ve devletin yüksek menfaatini ilgilendiren işlemlerine karşı yargı yolunun kapalı olduğuna kuşku bulunmamaktadır. Yürütme organın başka devletlerle veya uluslararası kuruluşlarla olan ilişkileri çerçevesinde yaptığı işlemlerde yargı denetimi dışındadır. Bir uluslararası anlaşmanın feshedilmesi işlemi, dava konusu işlemde yürütme organın uluslararası ilişkiler çerçevesinde yaptığı bir işlem olup yargı denetimine tabi değildir.

MÜNHASIRAN CUMHURBAŞKANI'NIN YETKİSİNDE

Dava konusu Cumhurbaşkanı kararı kategorik olarak dış ilişkiler çerçevesinde tesis edilen ve münhasıran cumhurbaşkanın yetkisine tabi bir işlem olup yargı denetimi kapsamında görülmesi mümkün değildir. Sözleşmenin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesi kararının iptal kararına konu edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla iş bu davanın bu yönden öncelikle reddi gerekmektedir.

SÖZLEŞME BİLDİRİMLE FESHEDİLEBİLİR

Sözleşmenin 80. maddesine göre, taraflardan herhangi birinin Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir bildirimle herhangi bir zamanda sözleşmeyi kendisi bakımından feshedebilecektir.

ANAYASA’YA AYKIRI DEĞİL

Meclis bir milletlerarası antlaşmanın onaylanmasının kanunla uygun bulmakta, antlaşmanın onaylanması ise Cumhurbaşkanı kararı ile gerçekleşmektedir. Meclis’in onaylamayı uygun bulma yetkisi gerekçe gösterilerek, antlaşmaların onaylanması ve fesih konularının Cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenlenemeyeceği iddiası yerinde değildir. Bu türden antlaşmaların müzakere edilmesinde, imzalanmasında, onaylanarak, yürürlüğü konulmasında ve feshedilmesinde yetkili makam yine yürütme organıdır. Bu nedenle, sözleşmenin feshinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenmesinde ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilmesinde Anayasamıza aykırılık bulunmamaktadır.

ÇEKİLME HUKUKİ EKSİKLİĞE YOL AÇMAYACAKTIR

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, temel hak ve özgürlüklere ilişkin tarafı olduğumuz diğer milletler arası antlaşmalar, kanunlarımız ve ilgili diğer mevzuat, kadınlara yönelik şiddetle mücadele ve şiddeti önleme konusunda, uluslararası kural ve standartlara da uygun, gerekli düzenlemeleri içermektedir. Bu itibarla ülkemizin bahse konu sözleşmeden çekilmesi, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi hususunda hukuki olarak veya uygulama bakımından bir eksikliğe yol açmayacaktır."