AYM'den Şahin Alpay hakkında yeni ihlal kararı
AA

Fetullahçı Terör Örgütü'ne yönelik soruşturma kapsamında 30 Temmuz 2016'da tutuklanan Zaman gazetesinin eski yazarlarından Şahin Alpay, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.

İlk bireysel başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 11 Ocak 2018'de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine, ihlalin ortadan kaldırılması için kararın Alpay'ın yargılandığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.

Alpay, tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine 1 Şubat 2018'de Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararlarının uygulanmadığı gerekçesiyle yeniden Yüksek Mahkeme'ye bireysel başvuru yaptı.

'KONUTU TERK ETMEME' CEZASI HAK İHLALİ SAYILDI

AYM, ikinci bireysel başvuruda da ihlal kararına rağmen tutukluluğun sonlandırılmamış olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Bunun üzerine mahkeme, 16 Mart 2018'de Alpay'ın yurt dışına çıkmama ve konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirleriyle tahliyesini kararlaştırdı.

20 BİN TL TAZMİNAT ÖDENECEK

Alpay, konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol kararının kaldırılması talebinin reddedilmesinin ardından yeniden Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Yüksek Mahkeme, Alpay'ın bireysel başvurusunda kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ve başvurucuya 20 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

AYM'den Şahin Alpay hakkında yeni ihlal kararı

İNANDIRICI DELİL YETERSİZLİĞİ

Karar gerekçesinde, ikinci ihlal kararının ardından başvurucunun tutukluluk durumunun sonlandırıldığı ancak konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirine hükmedildiği hatırlatıldı. Konutu terk etmeme tedbirinin uygulanmasının ön koşulunun, tutuklamadaki gibi kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunması olduğu ifade edilen gerekçede, bunun için suçlamanın kuvvetli sayılabilecek inandırıcı delillerle desteklenmesi gerektiği vurgulandı.

Anayasa Mahkemesi'nin başvurucu hakkındaki ilk ihlal kararında Anayasa'nın 19. maddesinde tutuklamanın ön koşulu olarak düzenlenen suç işlendiğine dair kuvvetli belirtinin soruşturma makamlarınca yeterince ortaya konulamadığının tespit edildiği aktarılan gerekçede, ikinci ihlal kararında ise ihlalin ne şekilde sona erdirilmesi gerektiği hususunda açık belirlemelerde bulunulduğu kaydedildi.

"KUVVETLİ SUÇ BELİRTİSİ ŞARTI YERİNE GETİRİLMEDİ"

Tutuklama tedbirinin uygulanmasında kuvvetli suç belirtisinin mevcut olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine hükmedildiği durumlarda derece mahkemelerinin tutukluğu sona erdirmeleri gerektiği belirtilen gerekçede, şu tespitler yer aldı:

"Başvurucu hakkındaki ikinci ihlal kararından sonra başvurucunun tahliyesine karar verilmiş olmakla birlikte konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirine hükmedilerek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahaleye devam edilmiştir. Bu bağlamda anılan tedbirin uygulanmasına hükmedilirken derece mahkemesinin kuvvetli suç belirtisi yönünden Anayasa Mahkemesi'nin ilk ihlal kararında değerlendirmeye tabi tuttuğu olguların dışında yeni bazı deliller bulunduğu yönünde bir gerekçesi bulunmamaktadır. Esasen başvurucu hakkında konutu terk etmeme tedbirinin uygulanmasına ve buna yönelik itirazın reddine dair kararlarda kuvvetli suç belirtisiyle ilgili herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiştir."

Gerekçede, konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin ön koşulu olan kuvvetli suç belirtisinin ortaya konulması şartının yerine getirilmediğine işaret edildi. Başvurucu hakkında kuvvetli belirtinin varlığı ortaya konulmadan verilen ve özgürlükten yoksun bırakılması durumunu sürdüren adli kontrol tedbirine başvurulmasının, başvurucu hakkındaki kararlarda tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının derece mahkemelerince ortadan kaldırılmadığı anlamına geldiğinin altı çizilen gerekçede, ihlalden önceki duruma, başvurucunun hareket serbestisinin maddi olarak sınırlandırılmadığı bir hale dönüş sağlanamadığı kaydedildi.

AYM'den Şahin Alpay hakkında yeni ihlal kararı

Gerekçe, şu ifadelerle sonlandırıldı:

"Anayasa Mahkemesi'nin başvurucu hakkındaki kararda tespit ettiği ihlalin ve sonuçlarının derece mahkemelerince ortadan kaldırılmadığı sonucuna varılmıştır. Bu itibarla suç işlendiğine dair kuvvetli belirtinin bulunmaması nedeniyle verilen ihlal kararına rağmen başvurucunun özgürlükten yoksun bırakılmasının sonlandırılmamış olması, Anayasa'nın 19. maddesinde yer alan güvencelere aykırıdır. Bu nedenle başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)