Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılının açılışına katılmak üzere TBMM'ye geldi.

Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'te törenle karşılandıktan sonra milletvekillerine hitap etti.

ERDOĞAN, GAZİ MUSTAFA KEMAL'İ ANARAK MECLİSİ AÇTI

Sözlerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, şehitleri ve gazileri anarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemdeki ana konu olan kardeş ülke Azerbaycan'ın Ermenistan'la yaşadığı çatışmayla ilgili sert ifadeler kullandı.

Karadeniz ve Kafkasya'da yaşanan çatışmalara değinen Cumhurbaşkanı, bölgede yaşanan krizin her an tırmanmaya hazır olduğunu söyledi.

AZERBAYCAN'IN YALNIZ OLMADIĞI MESAJI TÜM DÜNYAYA BİR KEZ DAHA VERİLDİ

Ermenistan'ın 30 yıldır sürdürdüğü işgal politikasına dünyanın sesini çıkarmadığını ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kardeşini yalnız bırakmayacağını bir kez daha yineledi.

"Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanlarında olduğunu belirtmek istiyorum." diyen Erdoğan, Ermenistan'ın 30 yıldır uyguladığı işgal politikasına sessiz kalan Minsk-3'lüsüne de sert sözlerle yüklendi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın 'Türkiye müdahil olmasın' açıklamasına da sert bir şekilde yanıt veren Erdoğan, "Biz ne yapacağımızı Paşinyan'a soracak değiliz. Biz bunun kararını kendimiz verdik." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İşgalcilerin bu topraklardan çıkmaları gerekir- İZLE

"PUTİN VE MACRON BİR NETİCEYE VARAMADI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'ın maruz kaldığı durumu Putin ve Macron'la görüştüğünü, ancak iki liderin de bir neticeye varamadıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan'a yinelediği destek açıklamalarının tamamı şu şekilde:

"Ülke olarak küresel krizlerin en çok yaşandğı coğrafyada yer alıyoruz. Karadeniz'de Kırım'ın işgaliyle başlayan kriz her an yeniden tırmanabilir. Kafkasya yeni çatışma potansiyeline sahip kriz vasfını sürdüyor. Dağlık Karabağ'ı işgan eden Ermenilerle başlayan çatışmalar bunun en somut örneğidir. Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanlarında olduğunu belirtmek istiyorum.

"AZERİ KARDEŞLERİMİZ KENDİ GÖBEKLERİNİ KESMENİN ADIMINI ATTILAR"

Minsk-3'lüsü denilen ülkelerin 30 yıla yakın zamandır bu sorunu ihmal ettikleri için bu olumsuz gelişmeler karşısında ateşkes arayışı içinde olmaları kabul edilebilir değil. Bir şey mi istedin, işgalcilerin bu topraklardan çıkmaları gerekir ki bir çözüm olsun. Azeri kardeşlerimiz topraklarına döneceği günü bekliyor. Önce bunu masaya yatırın. Bunları Sayın Putin, Sayın Macron ile görüştük. Oturdular, konuştular netice yok. Şimdi netice zamanı. Azeri kardeşlerimiz de kendi göbeklerini kesmenin adımını attılar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te

"TARİHİMİZİ NE KADAR İYİ BİLİRSEK, O KADAR İYİ SAHİP ÇIKARIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TBMM'de yaptığı konuşmadan diğer satır başları ise şu şekilde:

"Meclisimizin ilk başkanı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile, herkese şükranlarımı sunuyorum. Aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.

Bu mücadelenin kıyamete kadar süreceğini bilerek daima hazırlıklı olacağız. Tarihimizi ne kadar iyi bilirsek, o kadar iyi sahip çıkabiliriz. Türkiye, gerisinde kesintisiz ve çok geniş bir coğrafyaya yayılmış 2 bin 200 yıllık çok nadir bir ülkedir. Böyle bir ülke, aç gözlü ve sömürgeci ülkelerle aynı şekilde davranamaz.

"BİZİM MECLİSİMİZ SIRADAN BİR MECLİS DEĞİLDİR"

Bu yıl Meclis'imizin tekbir ile dua ile, coşku ile açılışının yüzüncü yıl dönümüydü. Koronavirüs nedeniyle görkenli kutlayamadık. Bizim meclisimiz sıradan bir Meclis değildir, burası ya istiklal ya ölüm şiarı ile İstiklal Harbi'ni bizzat yönetmiş bir Meclis'tir. Burası istiklal ve istikbaline sahip çıkan milletin evidir.

Nice darbelere, sinsi oyunlara rağmen bu çatı, milletin onurunu korumuştur. Özellikle 15 Temmuz gecesi, bu Meclis'in ortaya koyduğu cesur tavır tarihe geçmiştir.

"HER GEÇEN GÜN YASAMA, YÜRÜTME VE YARGININ KENDİNİ GELİŞTİRDİĞİNİ GÖRÜYORUZ"

Sadece son 18 yılda bu çatı altındaki reformalar, düzenlemeler, kararlar, sergilenen tutumlar özellikle hayranlık verici bir başarı hikayesidir. İnşallah önümüzdeki dönemde Meclisimiz çok daha büyük başarılarla tarih yazmayı sürdürecektir. Böylesine köklü yönetim sistemi değişikliklerinin ideal uygulama seviyesine gelmesi elbette vakit alacaktır. Her geçen gün yasama, yürütme ve yargının yeni sistem doğrultusunda kendini geliştirdiğini görüyoruz.

Siyasi rekabet ile millete hizmet yarışı arasındaki çizginin en iyi korunduğu yerin Meclisimiz olması gerektiğini düşünüyorum. Her partiden milletvekillerimize şimdiden teşekkür ediyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te

"GELİŞMİŞ DENEN ÜLKERİN KRİZDE VATANDAŞLARINA DAHİ HAYIRLARININ OLMADIĞI GÖRÜLMÜŞTÜR"

Birincisi Türkiye'nin istikrarsızlıklar, çekişmeler, kavgalar sebebiyle uzunca bir süre ihmal ettiği, demokratik ve ekonomik atılımları bu dönemde hayata geçirdik. Bu atılımlar çıkarları zarar görenlerin saldırıları ile karşılaştı. Karşımıza çıkan engelleri birer birer aşarak bugünlere geldik. Gelişmelerin bu derece hızlanmasının ikinci sebebi, dünyanın geldiği yeni yol ayrımıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında galipler tarafından kurulan uluslararası düzen her alanda çatırdıyor. Salgın dönemde bu yıkılış çok daha açıkça görüldü.

Gelişmiş denen ülkelerin krizde kendi vatandaşlarına dahi hayırlarının olmadığı görülmüştür. Bir süredir, her platformda dile getirdiğimiz dünya beşten büyüktür tespiti bu gerçeğin ifadesidir. Ya kurumlar istikrarı, refahı insanlığın tamamına yansıtacak şekilde yeniden yapılanacak ya da yeni kurumlar inşa edilecek. Biz kurumların yeniden yapılanması ile bu ihtiyacın karşılanacağını düşünüyoruz. Burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Dünyanın doğusu ile batısı ile, kuzeyi ile güneyi ile her köşesinin güvenliğe ihtiyacı var. Aksi takdirde dünyanın dört bir yanında ucu gelişmiş ülkelere de dokunacak şekilde çatışmaların, yağmaların yeniden başlaması kaçınılmaz hale gelmektedir. Türkiye olarak çözümleri gündeme getirmenin, tartışmanın gayreti içindeyiz.

SURİYE'DEKİ GELİŞMELER VE AB'NİN TUTUMU

Lafa gelince insan haklarını dillerinden düşürmeyenlerin sırtlarını döndükleri mazlumlara sahip çıkmayı biz sürdüreceğiz. AB'de Avrupa'daki yüz binin üzerindeki kayıp mülteci çocuk konusunu gündeme getiren ülkemizden bir milletvekilimiz olmuştur. Suriyelilerin barınması için ülkemize 3+3 milyar euro söz veren, bunun çoğunun üzerine yatan yine AB olmuştur. İspat mı istiyorsunuz, gelin yatırımları yerinde görün.

DOĞU AKDENİZ'DEKİ GELİŞMELER

Doğu Akdeniz'deki gelişmeler ülkemizin denizlerde verdiği en önemli mücadelelerdendir. Türkiye olarak Akdeniz'de çatışma, gerilim, haksızlık peşinde asla değiliz. Tek talebimiz ülkemizin haklarına saygı gösterilmesidir. Siyasi ve ekonomik potansiyelin paylaşımı ile ilgili anlaşmazlıkların hakkaniyetle çözülmesi öncelikli hedefimizdir. Yunanistan ve Rum Kesimi'nin tavrı bu ilkenin çok uzağındadır. Bölgemizde ortaya çıkıp da AB'nin inisiyatifi ile çözüme kavuşmuş tek bir sorun yoktur. Birliği müdahil olduğu her kriz yeni boyutlarla büyümüştür. Türkiye'nin önünde kendi imkanları ile politikalarını kararlılıkla hayata geçirmekten başka seçenek kalmamıştır.

KKTC'nin haklarını korumak için başlattığımız çalışmaları Libya anlaşması ile geniş alana yayma imkanı bulduk. Bizi sahillere hapsedecek taleplerle karşımıza çıkanlar önce adımlarımıza tehdit dilini denediler. Kahraman ordumuzun desteklediği kararlı duruş karşısında ise diyalogu kabul etmek zorunda kaldılar. Gerilimi yeniden tırmandırmak da çatışma çıkarmak da karşımızdakilerin tercihidir. Biz diyalog kanallarını açık tutacağız. Barış için Türkiye kadar mücadele eden acaba kaç ülke var? AB ve komşularımız başta olmak üzere tüm ülkeleri Türkiye'nin verdiği barış mücadelesini desteklemeye davet ediyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te

"KUDÜS BİZDEN BİR ŞEHİRDİR"

Bir diğer kriz de İsrail'in Filistinlilere yaptığı zulüm ve Kudüs'ün mahremiyetini hiçe sayan fütursuz uygulamalarıdır. Kudüs meselesi bizim için sıradan bir jeopolitik bir sorun değildir. 1. Dünya Savaşı'nda gözyaşları ile terk etmek zorunda kaldığımız bu şehirde hala Osmanlı'nın direniş izleri vardır. Kudüs bizden bir şehirdir.

EKONOMİDEKİ GELİŞMELER VE KORONAVİRÜS SALGINI

Salgın döneminde verilen destek 495 milyar lirayı buldu. Türk ekonomisi yaşadığı bunca saldırının ardından kırılganlıklara karşı daha dayanıklı, krizlere karşı daha hazırlıklı bir yapıya kavuşmuştur. Pek çok devlet sağlık hizmetlerindeki sarsıntının yönetimlerine ve ekonomilerine sirayet etmesine engel olamamıştır. Türkiye ise olumlu ayrışma ile bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı konumuna gelmiştir. OECD, Türk ekonomisini salgından en az etkilenen 3. ekonomi olarak göstermiştir.

Çin'de başlayan ve dünyaya yayılan Covid-19'un kesin tedavisi henüz bulunamamıştır. Türkiye, diğer ülkelerdeki aşı çalışmalarını yakından takip etmenin yanında kendi aşısını üretmenin de yoğun gayreti içindedir. Bu olumlu tabloda son 18 yılda sağlık alanındaki büyük dönüşümün ve altyapının çok büyük bir katkısı vardır. Yarın Konya'da şehir hastanemizin açılışını yaparak sağlıktaki bu güzel tabloyu bir adım daha ileriye taşıyacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)