Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüştü

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı için Brüksel'de bulunuyor.

Dün İngiliz mevkidaşı Dominic Raab ile bir araya gelen Bakan Çavuşoğlu, temaslarına bugün devam etti.

Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Brüksel'de bir araya geldi. İki bakan, Blinken'ın göreve gelmesinin ardından ilk kez yüz yüze görüşme yaptı.

ABD'YE S-400 MESAJI

Bakan Çavuşoğlu, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'li mevkidaşına S-400 konusunda "bu iş bitti" mesajını ilettiğini belirterek, şunları söyledi:

"Gerek S-400, gerek ABD'nin PKK/PYD'ye verdiği destek, gerekse FETÖ'nün Amerika'daki mevcudiyetinin ilişkilerimizi olumsuz etkileyen unsurlar olduğunu biliyoruz. Bu konudaki beklentilerimizi Antony Blinken'a ve heyetine bir kere daha aktardık.

"TÜRKİYE S-400'Ü SATIN ALDI VE BU İŞ BİTTİ"

Şu anda Türkiye'nin S-400'ü satın aldığını ve bu işin bittiğini de bir kere daha söyledik. Diğer taraftan geçmişte müttefiklerimizden başta hava savunma sistemi olmak üzere ihtiyaç duyduğumuz savunma sanayii ürünlerini alamadığımızı da hatırlatarak, bundan sonraki süreçte başta ABD olmak üzere ihtiyaçlarımızı müttefiklerimizden de karşılamak için Türkiye'nin olumlu bir tutum içinde olduğunu hatırlatarak, tüm bu görüş ayrılığı içinde olan konuları arkadaşlarımızla beraber ele almaya devam etmemiz gerektiği konusunda mutabıkız.

Mevlüt Çavuşoğlu: S-400'ü aldık ve bu iş bitti ViDEO

TEKNİK ÇALIŞMA GRUBU KONUSU

Bugün 45 dakikadan fazla görüştük ama neticede kısıtlı. Ama önümüzdeki süreçte Türkiye'de ya da Washington'da daha geniş kapsamlı bir toplantı gerçekleşmesi konusunda mutabıkız. Pandemi sebebiyle şartların oluşması gerekiyor. Arkadaşlarımız bu toplantının hazırlığını yapacak.

ABD'de daha önce teknik bir çalışma grubu oluşturma önerisinde bulunmuştuk. Fakat bir önceki yönetim buna sıcak bakmadı. Şimdiki yönetimin de NATO'nun dahil olacağı teknik çalışma grubuna çok sıcak bakmadığını görüyoruz.

İkili düzeyde bir çalışma grubu oluşturarak bugüne kadar olanlar oldu, yaptırımlar da var Türkiye'ye yönelik... Hem bunun üstesinden nasıl gelebiliriz hem de geleceğe yönelik stratejik konularda hangi adımları atabileceğimizi konuşabiliriz. Bir yol haritası üzerinde çalışmamız lazım.

SURİYE MESELESİ

Tüm boyutlarıyla beraber Suriye konusunu ele aldık. Özellikle daha önce Münbiç yol haritası, yine Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra ABD'yle yaptığımız ortak açıklamanın uygulanmadığını hatırlattık. Son ortak açıklamadan sonra o zaman (Mike) Pence ve (Mike) Pompeo Ankara'ya gelmişlerdi.

Bu bölgeden çekilmediği ya da çektirilmediği için PKK'nın bu bölgelerde son zamanlarda artan saldırılarını hatırlattık. İnsani konu dahil Suriye'deki siyasi çözümü tüm boyutlarıyla ele aldık.

Irak'ın istikrarı bizler için önemli. Libya'da yeni hükümetin desteklenmesi ve kapasitesinin güçlendirilmesi konusunda özellikle NATO'yla beraber yapabileceklerimizi ele aldık. Aynı şekilde diğer bölgesel konuları da değerlendirirken, Afganistan konusunu detaylıca ele aldık.

TÜRKİYE'DE YAPILACAK OLAN TOPLANTI

Geçmişte Afganistan'da hem Taliban ve yönetim hem de bazı dostlarımız, müttefiklerimiz böyle bir toplantıyı Türkiye'de gerçekleştirmemiz konusunda talepte bulunmuşlardı. Amerika'nın da böyle bir talebi oldu. Elbette biz Doha'ya alternatif bir platform oluşturmak istemiyoruz. Tam tersi, Doha sürecini destekleyici bir toplantı gerçekleştirmek istiyoruz.

Katar Dışişleri Bakanı kardeşim Şeyh Muhammed ve BM ile beraber, Amerika dahil katkı sağlayacak ülkelerle bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Açılışa hangi ülkeler davet edilecek ve daha sonra hangi konular konuşulacak, nasıl bir sonuç bekliyoruz. Herkesin beklentisi özellikle Taliban'la yönetim arasında bir mutabakat zaptının imzalanması... Bu doğrultuda tüm taraflarla görüşüyoruz.

Mümkünse nisan ayı içinde bu toplantıyı gerçekleştirmek istiyoruz. Antony Blinken ile bu konuda birlikte çalışarak bir netice almak istediğimizi teyit ettik. Kendileri bu toplantı ve Türkiye'nin katkıları için bize teşekkür ettiler.

GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI VE VİZE MUAFİYETİ

Olumlu seyreden ilişkilerin sürdürülebilir olması için artık somut adımlar atmak gerekiyor. Pozitif atmosfer için gerekli adımlar atıldı. Olumlu günleri devam ettirmek istiyoruz ama Avrupa Birliği'nin de artık oyalama yerine 'eğer'li, 'öyleyse', şartlı cümleler yerine belli alanlarda somut adımlar atması gerekiyor.

Vize serbestisi konusu artık hayata geçmelidir. Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi konusu gerçekleşmelidir. Her iki tarafın yararına olan bu anlaşmanın güncellenmesini siyasi şartlara bağlamamak gerekiyor. Göç mutabakatının devam etmesi için bugünün şartlarına uyarlanması gerekiyor.

Avrupa Birliği'nin sözlerini tutması lazım. 2016 ortak açıklamasının içinde olan unsurlara baktığınız zaman ne demek istediğimi anlarsınız. Türkiye sözünde durmuştur. Maalesef Avrupa Birliği yeterince sözünde durmamıştır.

DOĞU AKDENİZ'DE HAKÇA PAYLAŞIM VURGUSU

Diğer taraftan Doğu Akdeniz'de olumlu atmosferin devam etmesi için hakça paylaşım önemli. Avrupa Birliği'nin düne kadar olduğu gibi Kıbrıs Rum kesiminin ve Yunanistan'ın Türkiye'yi ve Kıbrıs Türklerinin haklarını dışlayan faaliyetler yerine, hakça paylaşım konusunda dürüst bir arabulucu olması lazım, katkı sağlaması gerekiyor.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği liderliğine ortak bir çok taraflı Doğu Akdeniz konferansı teklifinde bulundu. Biz hemen ardından (AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi) Josep Borrell'e bu konudaki düşüncelerimizi ve önerilerimizi yazılı bir şekilde ilettik. Sadece Doğu Akdeniz değil, tüm Akdeniz ülkeleri katılsın. Ayrıca Akdeniz'de şirketi olan ülkeler de katılsın. Amacımız hakça paylaşım dedik. Henüz daha Avrupa Birliği'nden bir cevap alamadık.

BM'DE TOPLANTI

Burada sanırım Kıbrıs'ın katılımı onlar için problem gözüküyor. Biz son derece hakkaniyetli bir teklifte bulunduk. Burada hakça paylaşım görüşüleceği için Kıbrıs'tan ya iki taraf katılsın ya da hiçbiri katılmasın. Eğer hiçbiri katılmasın diyorlarsa o zaman Kıbrıs'ta iki tarafı bir araya getirecek bir yan toplantı gerçekleştirebiliriz.

Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm için de çaba sarfediyoruz. Bizim teklifimiz üzerine BM Genel Sekreteri nisan ayının son haftasında BM+5 toplantısını düzenleyecek. Biz KKTC ile beraber yapıcı bir yaklaşımla gideceğiz ama ne istediğimizi de çok iyi biliyoruz. 53 yılda neyin olmadığını ve neyin olamayacağını da çok iyi biliyoruz, gerçekçiyiz."