Vakanüvis Veliefendi Hipodromu'nu yazdı
Özel İçerik

Vakanüvis

At yarışları çok eski bir geçmişe sahip. Şeyhülislam Veliyüddin Efendi, bu büyük bahçeyi, fakir fukara piknik yapsın diye halka açmış ancak İttihat Terakki’nin Enver Paşası vakfiye hükümlerine rağmen burayı at yarışlarına tahsis etmişti.

HEM ARABALI HEM ATLI YARIŞLAR DÜZENLENİRDİ

Tarihin antik kesitlerinden bu yana dünyanın dört bir yanında atlarla yarışma görüldü. Arkeolojik kayıtlara göre Babil, Suriye ve Mısır’da at yarışları vardı. Yunan, Roma ve Bizans’ta hem at arabası hem de atlı at yarışı yapılırdı. Bu yarışlarda büyük bahisler dönerdi. Eski Türklerde at yarışları, ilgi toplayan bir spor, eğlence ve gelenekti. Her cuma, bayram günleri, düğün, şölen, erkek çocuğun doğumu gibi şenliklerde, hava şartlarının elverişli olduğu ilk ve sonbahar aylarında at yarışları düzenlenirdi.

Vakanüvis Veliefendi Hipodromu'nu yazdı

AT KÜLTÜRÜ VE AT YARIŞLARI

Düzce Üniversitesi’nden Ömer Sivrikaya’nın Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi’nde yayınlanan “At Kültürü ve At Yarışları” başlıklı makalesinde anlattığına göre, Osmanlılar’da da ata ilgi büyüktü. Atın, o dönemde önemli bir “savaş aracı” olması da, bu önemi artırıyordu. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethini müteakiben, Bizans döneminde at yarışlarının yapıldığı ve bu nedenle “At Meydanı” olarak anılan şimdiki Sultan Ahmet Meydanı’na dokunmamıştı. Fetihten sonra, askerler binicilik talimlerini bu alanda yapmıştı. Osmanlılar ayrıca, pek çok şehirde at meydanları yapmış, buralarda binicilik eğitimi verilmiş, çok sayıda padişah da geniş ahırlarda at yetiştirmişlerdi.

Vakanüvis Veliefendi Hipodromu'nu yazdı

İLK BAHİSLER İZMİR’DE BAŞLADI

Batı’da at yarışları, “kumar sektörü”nün en önemli unsurlarından birisiyken, Osmanlı İmparatorluğu’nda ise dinî gerekçelerle paralı bahislere konu olmuyordu. Atların koşularda değerlendirilmesi; sadece savaşçılık ve spor eğitimi ile eğlence amaçlıydı. Üzerine bahis oynanan ilk at yarışları ise 1850’li yıllardan itibaren İzmir’de başladı. Bölgedeki yabancı kişiler, levantenler ile yerli halktan bazıları at yarışlarına ilgi gösteriyordu. Dönemin İngiltere Başkonsolosu Patterson ve Evliyazade Refik Bey'in öncülüğünde, Smyrna Races Club’ı (İzmir Yarış Kulübü) kurulmuştu. Aynı dönemde İstanbul’da da at yarışları düzenlenmeye başlamıştı. Bu yarışların sistematik hale gelmesi ise İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin öncü isimlerinden Enver Paşa’nın girişimleriyle gerçekleşmişti. Zaten Türkiye Jokey Kulübü de İTC iş başındayken kurulacaktı.

ŞEHÜLİSLAM VELİYÜDDİN EFENDİ’NİN VAKFİYESİNE RAĞMEN HİPODROM KURULDU

Devlet yetkilileri, o dönem İstanbul’unda at yarışları için bugünkü Veliefendi Hipodromu’nu olduğu Çırpıcı Çayırı bölgesini seçmişlerdi. Seçilen arazinin sahibi ise – doğal olarak at yarışı bahislerine karşı olan - bir din âlimiydi. Üstelik bu âlim, Şeyhülislamlık makamına kadar yükselmişti. Din âlimi Solakbaşızade Mustafa Ağa’nın oğlu olan Veliyüddin Efendi, babasının medresesinde eğitim almış, müderrisliğe (profesör) kadar yükselmiş bir ilahiyatçıydı. Veliyüddin Efendi, Padişah III. Mustafa tarafından 1760 yılında, imparatorluğun en yüksek dinî otorite makamı olan Şeyhülislâmlığa getirildi.

Veliyüddin Efendi, hayır işlerine önem veren birisiydi. Çırpıcı Çayırı’na çeşmeler inşa ettiren, etrafını düzenleyen, vatandaşların çoluk çocuğuyla pikniğe gelmesi için araziyi girişi serbest bırakan, mesireye gelenlere çeşitli ikramlarda bulunan, öldükten sonra da çevrenin bakımı ve söz konusu ikramların yapılabilmesi için de arazi ve dükkânlar vakfeden bir hayırseverdi Veliyüddin Efendi. Bu arazi, bir iftira sonucu Padişah III. Mustafa tarafından sürgüne gönderilen, sonrasında ise masum oluğu anlaşılan Veliyüddin Efendi’ye, yine padişah tarafından özür mahiyetinde verilmişti.

AT YARIŞLARI İÇİN EN UYGUN YER BURASIYDI

Veliyüddin Efendi Çayırı’nın akıbeti ise Enver Paşa’nın girişimleriyle kurucusunun hayal ettiklerinden bambaşka bir yöne evrilecekti. Enver Paşa, 1912 yılında Almanlardan oluşan bir kurula, İstanbul’da at yarışları için en uygun yerin neresi olacağını sormuş, Almanlar da Veliyüddin Efendi’nin arazisini önermişlerdi. Enver Paşa da, araziyi halka mesire yeri olsun diye vakfeden, bu amaçla vakıf akarı da bırakan Veliyüddin Efendi’nin vakfiyesinin hükümlerine rağmen araziyi at yarışlarına tahsis etmişti. Reşat Ekrem Koçu İstanbul Ansiklopedisi'nde, buradaki düzenlemeyi, “II. Abdülhamid'in hal'i ve Meşrutiyet'in kat'i olarak yerleşmesinden sonra, 1328’de (1912) Balkan Harbi arifesinde yapılmıştır” satırlarıyla anlatmıştı. Zaman içinde Veliyüddin adı da söyleyiş kolaylığıyla Veliefendi’ye dönüştü ve bu mekân, at yarışlarının vazgeçilmez merkezi oldu. İlk başlarda kentteki zenginler ile yabancıların ilgi gösterdiği bu yarışlar zamanla sade vatandaşların da gündemine girdi. O günlerden itibaren de Veliefendi Hipodromu, büyük paraların döndüğü at yarışı bahislerinin bir numaralı mekânı oldu.

Vakanüvis Veliefendi Hipodromu'nu yazdı

SAVAŞ YILLARINDA BİLE YARIŞLARA ARA VERİLMEDİ

Paralı bahislerle oynanan at yarışları, başlangıcından itibaren çok az kesintiye uğradı. O kadar ki, hem Birinci Dünya hem de Kurtuluş Savaşı döneminde bazı istisnalar dışında at yarışları kesintiye uğramamıştı. İttihat ve Terakki Cemiyeti döneminde, Birinci Dünya Savaşı yıllarında bile İstanbul’da ara verilmeyen yarışların bir benzeri de Ankara’da Kurtuluş Savaşı yıllarında görülmüştü. 1920 yılından itibaren tren garının yakınındaki bir arazide, Mustafa Kemal’in himayesinde at yarışları yapılmaya başlanmıştı. Dönemin gazetelerinde yer alan bir ilanda, “Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin himaye-i fahimanelerinde Ankara'da icra edilecek Sonbahar At Koşuları” deniliyordu. 1927 yılında da ilk “Gazi Koşusu” düzenlendi.

Vakanüvis Veliefendi Hipodromu'nu yazdı

TÜRKİYE JOKEY KULÜBÜNE KİRALANDI

Veliefendi Hipodromu’nun tarihinde görülen kesintilerden birisi ise bambaşka bir nedenle yaşanmıştı. 31 Temmuz 1949'da seyircilerin, at yarışlarına hile karıştırıldığı gerekçesiyle hakem kulesini ve tribünleri yakması üzerine yarışlara bir süre ara verilmişti. Sahada yapılan yeni inşaat ve düzenlemelerin ardından da hipodrom arazisi, 1950 yılında Tarım Bakanlığı tarafından Türkiye Jokey Kulübü'ne kiralandı. 10 Temmuz 1953 tarihinde kabul edilen 6132 Sayılı “At Yarışları Hakkında Kanun”un 5. Maddesi'ne dayandırılarak Türkiye Jokey Kulübü ile Tarım Bakanlığı arasında bir sözleşme yapıldı. Türkiye Jokey Kulübü, 3 Ekim 1953 tarihinden bu yana, yasadan kaynaklanan yetkiyle at yarışlarını düzenliyor.Vakanüvis Veliefendi Hipodromu'nu yazdı