Prof. Dr. Agop Kotoğyan son yolculuğuna uğurlandı
AA

Agop Kotoğyan için Kumkapı Meryem Ana Kilisesi'nde cenaze töreni düzenlendi.

BEYAZ KARANFİLLERDEN ÇELENK KONULDU

Kotoğyan'ın tabutunun üzerine Türk bayrağı ve Kotoğyan'ın fotoğrafı konulurken, tabutun etrafında ise üzerinde "Sevgili Eşime", "Sevgili Ağabeyime", "Sevgili Babamıza", "Sevgili Dayımıza" ve "Sevgili Dedemize" yazıları bulunan beyaz karanfillerden oluşan çelenkler yer aldı.

Ayin sırasında meslektaşları ve öğrencileri Kotoğyan'ın tabutunun çevresinde mum tuttu.

Tabutun üzerine "Sevgili Agop Kotağyan ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz-Paşalı Birol" ve "Sevgili Agop Kotoğyan seni unutmayacağız-Paşalı Birol" yazıları da konuldu.

Törende Agop Kotoğyan'ın eşi Suzan Kotoğyan, oğlu Garen, kızı Darphin ve kız kardeşi Oremsima Kotoğyan taziyeleri kabul etti.

Prof. Dr. Agop Kotoğyan son yolculuğuna uğurlandı

CENAZEYE KATILANLAR

Cenaze törenine, CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Kotoğyan'ın yakınları, meslektaşları ve sevenleri katıldı.

Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan'ın riyaset ettiği ayini, Episkopos Sahak Maşalyan yönetti.

Törenin ardından Prof. Dr. Agop Kotoğyan'ın tabutu cenaze aracına konularak, Balıklı Ermeni Mezarlığı'na götürüldü. Kotoğyan'ın cenazesi, burada toprağa verildi.

Prof. Dr. Agop Kotoğyan son yolculuğuna uğurlandı VİDEO

Prof. Dr. Agop Kotoğyan son yolculuğuna uğurlandı

KOLSUZ AGOP KİMDİR?

Agop Kotoğyan, 1939'da İstanbul Üniversitesi'nin Cerrahpaşa Hastanesi'nde doğdu. İlkokul yıllarında fakirlikten çalıştığı gümüş atölyesinde sağ kolunu pres makinesinin kapması sonucu komple kaybetti.

Bir ara okulu bırakmayı düşünen Agop, tekrar hayata tutunup; doğduğu, kolunu kaybettikten sonra günlerce komada yattığı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini, 1957 yılında kazandı.

1963'te birinci olarak mezun olan Agop Kotoğyan, 1952’de geçirdiği kazadan önce çoğu kişi gibi sağ elini kullanıyordu. Onu kaybedince sol eliyle iş görebilmek için çok çalıştı. En büyük zorluğu da üniversitedeyken çekti. Tek eliyle tüplerden şırıngaya ilaç çekmeyi, bu ilacı hastaya enjekte etmeyi öğrenmek için geceleri hastanede nöbete kaldı, evde portakallara su şırınga etti. Dikiş atmayı öğrenmek için ise, evde ne kadar sökük ve yırtık varsa dikti. İki yıl içinde tüm bu işleri kimseden yardım almadan tek başına yapıyor hale geldi.

Prof. Dr. Agop Kotoğyan son yolculuğuna uğurlandı
Fotoğraf: Sabah gazetesi

TÜRKİYE'Yİ TERK ETMEDİ

Birçok ülkenin üniversitesinden teklif aldı: Almanya, Fransa, Kanada, Amerika..."Burada kal, kürsünün başına geç" dediler. O, bunların hepsini elinin tersiyle geri çevirdi. "Ermeni olduğun için dedeni, fukara olduğun için kolunu kaybettiğin o ülkede ne işin var" dediler, güldü geçti. Peki ne düşündü? "Evet doğrudur: Ülkemde çok acı çektim. Sefaletin dibinde yaşadım. Doğrudur, dedemi, çocukluğumu, kolumu kaybettim. Ama yolumu kaybetmedim. Bu ülkede yaşayan milyonlarca insandan hiçbir zaman farklı olmadığımı düşündüm. Bu topraklarda yaşayan tüm insanları kardeşim olarak benimsedim. Bir ülkeyi sevmek demek, bu topraklarda geçirdiğin güzel ve iyi günleri sevmek demek değildir. İyi günde ve kötü günde burada olmak, vatanın yanında kalmak demektir yurt sevgisi. Boş başak dik, dolu başak ise eğiktir, derler. Ben hep eğik gezdim şu dünyada. Kibirden nefret ettim. Boş başaklar gibi diklenmedim, caka satmadım, her şeyi biliyorum demedim. Burnumun dikine gitmedim, bilginin ve bilimin ipine sarıldım. İşimi şansa bırakmadım. Çünkü, çok çalıştım ve boşluk bırakmadım."

Prof. Dr. Agop Kotoğyan son yolculuğuna uğurlandı

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)