Padişahlara diz çöktüren huzur dersleri
Özel İçerik

Osmanlı padişahları devletin kuruluşundan itibaren, ilim öğrenmeyi destelemek için munazaralar düzenliyordu. Osmanlı sarayının Ramazan ayında en ilgi çekici uygulaması huzur dersleriydi. Derslerde bir grup ulema padişahın huzurunda din üzerine konuşurdu.

DERSE KATILACAKLARI PADİŞAH SEÇİYORDU

Ramazan’ın ilk 10 veya 8 gününde yapılan huzur dersleri, şeyhülislam tarafından ulemadan belli sayıda seçilerek günlere paylaştırılıyordu. Huzur derslerinin yapılacağı yeri padişah belirliyor ve derse dinleyici olarak katılacaklar kontrolden geçiyordu.

CUMA GÜNLERİ DERS YOK

İlk kez 1759’da Sultan 3. Mustafa zamanında başlatılan huzur dersleri, Sultan 3. Mustafa'dan beri her Ramazan, Pazartesi - Perşembe günleri olarak düzenli olarak sarayın salonlarından birinde yapılıyordu. Öğle namazından ikindi namazına kadar tefsir okunur, ikindi namazından sonra da pâdişah haremine çekilirdi. Cuma günleri ders yapılmıyordu.

PADİŞAH DA DİZ ÇÖKÜYORDU

Huzur derslerini padişahı bildiğimiz anlamda bir öğrenci gibi düşünmemek gerekiyor. Evet herkes gibi o da diz çöküyor, ders halkasında dinleyici konumundaydı. Bu duruma günümüzden bir örnek verecek olursak, derslerin formatı, televizyonlardaki tartışma programları gibiydi. Dersi yöneten baş alim mukarrir, ona soru soran alimler ise muhatap adını taşıyordu. Elbette bunlar tanınmış, önde gelen isimlerdi ve derse kimlerin katılacağı aylar öncesinden belirleniyordu.

Padişahlara diz çöktüren huzur dersleri

DERSTE TARTIŞAN SÜRGÜN EDİLİYORDU

Huzur derslerinde ceza sistemi de vardı. Derslere gereken önemi göstermeyen, ya da nezaketsiz davranışlar sergileyen kişiler dersten atılırdı. Huzur derslerinin birinde Tatar Ali Efendi'nin, Abdülmümin Efendi ile ders münakaşasında söylediği nezaketsiz sözler, Şeyhülislam Dürrîzâde Mustafa Efendi'nin isteğiyle Bozcaada'ya sürgün edilmesiyle biliniyor.

Padişahlara diz çöktüren huzur dersleri