Osmanlı'da bankacılığın temelini atan kişi
Özel Haber

Aybüke SENGİR /aybuke.sengir@ensonhaber.com

Osmanlı döneminde yaşayan bazı din adamları, para vakıflarının Osmanlı İslam finans anlayışıyla çeliştiğini öne sürerek, bu vakıfların kaldırılmasını istediler ve başarılı oldular.

Sofyalı Bali Efendi, medeniyet felsefesi açısından parayı ihtiyaç olarak değerlendirdi ve bu para vakıflarının kaldırılmasını önlemek için devrine ait bir finans felsefesi oluşturdu. Bu bilgiyi Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi'nde yayınlanan Cantürk Kayahan ve İrfan Görkaş'ın makalesinden edindik.

Osmanlı'da bankacılığın temelini atan kişi

KANUNİ DÖNEMİNDE PARA VAKFININ YASAKLANMASI

Bali Efendi’ye göre Kanuni döneminde para vakfının yasaklanması, toplum hayatında üç zarara yol açtı. Onun için bu üç zarar;  insan, din ve finans arasında gelişiyordu. İslam’ın en ulu direkleri (erkan-ı İslam rükn-ü a’zam) dediği İslam esasları helak oluyor, bilginlerin ve fakirlerin geliri kesiliyordu. Herkes çok zorlu bir dönemden geçiyordu.

O HEP FARKLI DÜŞÜNÜRDÜ

İlmiye sınıfı içerisinde ortaya çıkan para vakfı meselesi, o dönem herkesi şaşırttı, insanlar meselenin hangi tarafında yer alacağını bilemez duruma geldi. Halk, para vakıflarını batıl ve haram olarak görmeye başladı. Herkes kazaskerin yanında yer almak istedi. Bu gidiş, Bali Efendi’ye göre hiç iyi bir gidiş değildi. O, vakıf mevzusuna hep farklı yaklaştı.

PARA VAKFI TOPLUM  İÇİN GEREKLİYDİ

Bali Efendi’ye göre para vakfı meselesi, tamamen bir finans meselesiydi. Para vakıflarının yasaklanması, cami, medrese gibi din ve eğitim öğretim hizmetleri ile şehir ve kasabaların sularının finansmanının yasaklanması demekti. Savunduğu fikre göre, din hizmetlerinin finansmanını sağlaması nedeniyle para vakfının dinle alakası vardı. En önemlisi para vakıfları, kasabaların, şehirlerin sularının temini, camilerin, medreselerin imarı ve personel ücretlerinin, hem üretimin hem tüketimin finansman aracı olması yönüyle toplum ve şehir hayatıyla tamamen alakalıydı.

PARA VAKFI VE OSMANLI FİNANS FELSEFESİ

Bali Efendi, yazdığı mektupla Çivizade’ye “Camiler, mescitler, medreseler, “at ahuru” olmaya, sular kurumaya, imarı imkânsız hale gelmeye, benzeri hayır kurum ve faaliyetleri azalmaya, hayatın, insanların ömürlerinin “behayim” gibi geçmeye başladığını” bildirdi. Sofyalı Bali bu mektupla, Osmanlı finans felsefesinin tarihsel arka planına gönderme yapıyordu.

VAKIFLAR CAİZ GÖRÜLÜYORDU

Toplumsal ihtiyacın finansman olgusunu ele almayı sürdüren Bali Efendi, Müçtehitler Dönemi'ne geri dönüp araştırmalar yaptı. İmam Azam’ın, “Menkul vakıf geçersizdir’’ dediğini, menkul vakfı men ettiğini, İmam Züfer’in “caiz” dediğini, menkul vakfa izin verdiğini aktarırken, bu kararların yasak ve serbest olarak sürekli olarak değiştiğini vurguladı. Ona göre insandaki ihtiyaç sebebi süreklidir. Vakıf izninin hükmünü bozmanın dinen vebali de vardır.

O, finans meselesini para vakfı olarak görüyordu. Bu yönüyle para vakfı, Osmanlı finansman aracıdır, yasaklanması ise sermayenin veya finansın yok edilmesidir.

OSMANLI FİNANS SİSTEMİNDE ADALETİN TEMELİNİ SAĞLAYACAKTI

Tarihsel açıdan para vakıfları, Bali Efendi’ye göre Orta Asya Türk Finans Uygulamasıydı. Osmanlı uygulaması, Bali Efendi’ye göre Orta Asya şehir uygulamalarından alınıyordu. Para, Sofyali Bali’nin savunuşuna göre medenî hayatta eşitliğin, ihtiyaç duyulan değişimin temeliydi. Bu anlamda para vakfı uygulaması, Osmanlı toplumunda adaletin sağlanmasının üçüncü temel denilebilir. Çünkü medenî adalet, toplum hayatında olması gerekendir. Olması gereken medenî adalet, toplumu, iyiliğe sevk edecek, kanuna uygun eşitlik içersinde onların mutlu olmasını sağlayacaktır.

BALİ EFENDİ'NİN HAYALİYDİ, 50'Lİ YILLARDA ÖNEM KAZANDI

Yakın geçmişe baktığımızda modern finans, 1950'li yıllarda daha çok önem kazanmaya başladı. 1950'lerden itibaren finans, iktisattan ayrılıp ve gelişmeye başladı.