Köye yerleşmek isteyenler için rehber

Bir gün biri gelip de henüz otuz yaşına bile gelmemiş insanların bir köy evi sahibi olup toprakla uğraşma hayali kuracağını söyleseydi, muhtemelen hepimiz gülüyor olurduk. Ama olmaz dediğimiz çoğu şey gibi bu da oldu. Teknolojinin hayatımıza gereğinden fazla dahil olmasından mıdır yoksa şehir hayatını giderek daha çekilmez hale getiren kalabalık, gürültü, trafik ya da hayat şartlarından mıdır bilinmez, kırsal alanlara gitmek hepimizin ortak hayali oldu. Sonuç olarak çalışan genç nüfus içinde giderek yaygınlaşan bir trend haline geldi bu durum. Hayalinizin kâbusa dönmemesi için nereden başlayacağınızı bilmenizde fayda var, bu rehber sizin yol göstericiniz olacak.

ŞEHRİ PEŞİNİZDE GÖTÜRMEYİN

Şehirden kaçıp köye yerleşenlerin en sık yaptığı hatalardan biri, hiçbir zihniyet değişimine gerek duymadan şehirli halleriyle köyde yaşayabileceklerini sanmaları oluyor. Gittiğiniz yere uyum sağlamanın en kolay yolu oranın standartlarını benimsemek ve oranın yaşam tarzını öğrenmekten başka bir şey değil.

NE YER NE İÇERİM

Şehirden kopmak isteyen herkesin aklına düşen ilk soru bu oluyor; Nasıl geçineceğiz? Çok mantıklı bir soru ve bir o kadar önemli bir konu. Ancak baştan söyleyeyim korkacak bir şey yok. Her şeyden önce şehir hayatında alıştığınız rakamlarla düşünmeyi bir kenara bırakın. Köyde İstanbul’daki bütçenizin yarısıyla, hatta daha azıyla yaşam süreceğiniz kesin. Konut, gıda, yeme-içme ve ulaşım masraflarının daha düşük olması bir yana, birçok masraf da ortadan kalkacak. Bu yüzden yerleşir yerleşmez sürdürülebilir herhangi bir freelance iş bulmaya bakın. Kendi işinizi uzaktan yapmaya devam edebiliyorsanız zaten çok şanslısınız. Bu şansınız yoksa bile, freelance iş imkânları gün geçtikçe gelişiyor ve farklı sektörlere yayılıyor, deneyin bir şey kaybetmezsiniz.

NEREDE YAŞARIM

Köye kaçış hayali kuruyorsanız, aklınızda da iyi kötü bir lokasyon vardır. Öncelikle bu yer tercihlerinin genellikle yanlış olduğunu belirteyim. Bir yerlerde duyduğunuz, okuduğunuz ya da kulaktan dolma bildiğiniz verilerle hareket ediyorsunuzdur muhakkak. Bir yerle ilgili böyle veriler varsa, bilin ki orası çok geçmeden kendi başına bir kalabalığa dönüşür. Bunun en somut örneği İzmir. O kadar çok övüldü ki İstanbul’dan göç almaya başladı ve pek çok yönden artık İstanbul’a benziyor maalesef. Siz en iyisi bütün bildiklerinizi unutun ve önünüze bir harita alarak işe başlayın!

HERKESİN AKLINDA EGE’YE YERLEŞME HAYALİ

Muğla’nın ilçeleri, İzmir’in belli başlı birkaç bölgesi genellikle şehirden kaçanların genellikle ilk tercihleri oluyor. Oysa koca ülkemizde daha nereler var. Mesela Mersin gidenlerin hayran kaldığı, hem şehir hem de köy yaşantısı için çok uygun bir şehir. Kesin karar vermeden önce olabildiğince çok yer gezmeye, bağlantılar kurmaya çalışın. Tanıdığınız hiç kimsenin olmadığı bir yere gitmeniz hemen hemen imkansız, özellikle de bir köye yerleşmeyi düşünüyorsanız. Bu yüzden yerel bağlantılar edinmeniz şart.

EV Mİ ALSAM?

Şehir hayatının çilesini çektiğiniz yıllarda bir miktar para biriktirdiniz mi? Bu bir miktar para İstanbul gibi bir şehirde az geliyor olsa da, taşrada bir köyden ev almanıza yetebilir. Ancak İstanbul şartlarına göre çok ucuz olan bir ev bulup hemen almak aslında hiç de iyi bir fikir değildir. Öncelikle kiralık bir evde, ya da mümkünse bir aile bireyi ya da tanıdığınızın evinde bir süre geçirmeye, taşra hayatına uyum sağlamaya çalışın. İlk senenin sonunda geri dönenlerin sayısı çok fazla oluyor. Gerçekten kararlı olduğunuzu görüyorsanız o zaman ev almayı düşünün.

ÖYLE HEMEN TARIM YAPARIM DEMEYİN

Son olarak köyle ilgili en büyük yanılgılardan birine geldik. Köye göçen herkesin tarım yapması gerekmiyor. Hele ki tarımdan geçiminizi sağlamak, maaşlı çalışmaya ve kent hayatına alışmış toprağı hiç tanımamış insanlar için çok zor bir şey bu. Köye kadar gitmişken biraz toprağa bulaşmayı, öğrenmeyi ileride topraktan geçinmek için adım atmayı da unutmayın. Zaman size doğru yolu gösterir zaten. Yeni hayatınızda yolunuz açık olsun!