Fikirci Bey: DEVLET KABZIMALLIK YAPAR MI?
Özel Yazı

Fikirci Bey: DEVLET KABZIMALLIK YAPAR MI?

DEVLET KABZIMALLIK YAPAR MI?

Kitabî kapitalizme göre, serbest piyasada arz/talep dengesini belirleyen bir “gizli el” vardır.

Müdahale etmezseniz makul bir süre içerisinde, bir mal veya hizmetin fiyatı bu ikisinin kesiştiği yerde belirlenir ve bir sıkıntı yaşanmadan pazar kendini düzenler. Ticaret kendi mecrasında akar.

Bu basit varsayımın bir de öncülleri vardır.

Bir piyasanın “serbest” olması demek, satıcı ve alıcının o piyasaya giriş çıkışta bir engelle karşılaşmaması demektir. Piyasanın, bir veya birkaç şirketin tekelinde olamayacağı varsayılır.

Bir başka deyişle; tıpkı fizikte hesaplama yaparken “sürtünmesiz ortam” kabulü yapmamız gibi, serbest piyasada da piyasanın sürtünmesiz/engelsiz çalıştığını varsayarız.

Oysa yaşadığımız evrende, sürtünmesiz ortam yoktur.

Ekonomide de ideal “serbest piyasa” yoktur. Piyasalar çok çeşitli yöntemlerle manipüle edilebilir.

Ülkemizde meyve sebze piyasasında fiyat, arz ve talebin çakıştığı noktanın üzerinde bulunmaktadır. Yani birileri piyasayı manipüle etmektedir. Devlet, bu fiyatı aşağı çekmek için arzı artırmaktadır. Tabii fiyata da müdahale etmektedir.

Peki; en fazla satışın yapılabileceği en avantajlı yerlere, kira ve vergi vermeden, nakliyatın ve satışın devlet araçları ve çalışanı ile yani vatandaşın verdiği vergilerle yapıldığı, tezgâhlar açmak makul bir davranış mıdır?

Bu piyasaya açık müdahaledir. Doğru.

Peki, devlet durup dururken mi kabzımallığa soyunmuştur?

Piyasa serbest çalışırken, bir sorun yokken, devlet birdenbire piyasaya müdahale mi etmektedir?

Hayır elbette.

Devlet; piyasaya yapılan müdahale ile mücadele etmekte, manipüle edilen piyasayı manipüle edilemez hale getirmeye çalışmakta, bu amaçla sınırlı önlemler almaktadır.

Açılan tanzim merkezlerine nakledilen meyve sebze miktarını, serbest piyasaya sürülen miktarla karşılaştırırsanız, yapılanın ne kadar sınırlı bir müdahale olduğunu anlarsınız.

Ortada serbest piyasadan vazgeçme anlamına gelecek, nitel bir dönüşüm yoktur.

Burada komik olan, CHP’li bazı zevatın bu satış merkezlerini kendi kıtlık günleri ile bir tutmasıdır.

Aradaki fark şu ki; ortada kıtlık yok, bolluk var. Bolluk içerisinde kıtlık yaratmak isteyenler var.

CHP dönemindeki kuyruklar, “başka kaynak olmadığı için” girilen kuyruklardır. Yokluk kuyruklarıdır. Adı konmamış karne günleridir. Üstelik ortada bir savaş yokken.

Bugün ülkesinde can güvenliği kalmayan 3.5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmanın yanı sıra, onların tekrar ülkelerine dönebilmeleri için oldukça maliyetli bir güvenlik operasyonu yürütüyoruz. Kuşkusuz bunu, her şeyden önce bölgeyi bir terör koridoruna çevirmeye çalışan, sırtını dünyanın en güçlü ülkesine dayamış terör örgütlerine karşı yapıyoruz. Çeşitli biçimler alan terör saldırılarına karşı savaşıyoruz.

Elbette “Suriye’den çıkmazsanız ekonominizi mahvederiz” diyenlerle aynı kayığa binip domatesin, patlıcanın, biberin fiyatını beşle, onla çarpanlarla mücadele de aynı savaşın bir parçasıdır.

@fikircibey