Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kaşıkçı açıklaması
ensonhaber.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kudüs Zirvesi'nde temsilcilere hitap ediyor. Erdoğan, Zirve'de Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin Suudi Arabistan ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Erdoğan ses kaydında "Üst düzey asker açıkça kesmeyi iyi bilirim dedi" ifadelerini kullandığını belirtti.

"KESMEYİ İYİ BİLİRİM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eldeki delil ve ses kayıtlarının yabancı üst düzey temsilci ve siyasilerle paylaşıldığını açıkladı. Ses kayıtlarına yansıyan korkunç ifadelere değinen Erdoğan, "Amerika, CIA geldi dinledi. Adam açık açık diyor ki ben kesmesini iyi bilirim diyor. Niye? Çünkü morg mensubu. Bunların hepsi kayıtlarda var. Belgeleri yok etmek için bizden almak istediler. Eninde sonunda denilen yere geldiler." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kaşıkçı açıklaması ViDEO

KUDÜS KONFERANSI

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç Müslüman'ın davası değildir. Kudüs, 1.7 milyarlık İslam aleminin onuru, namusudur. Bu dava hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir. Kudüs bize Hz. Davud'un, Hz. Süleyman'ın, Hz. Yahya'nın hediyesidir, Kudüs insanlığa Hz. Meryem'in, Hz. İsa efendimizin armağanıdır. Bu şehrin her bir taşında, her bir sokağında yüzyıllardır ayakta duran her bir ibadethanesinde Müslüman idarecilerin emeği vardır.

Bizim için Kudüs, arzın üstünde bir sancak, görkemli bir çınardır. Yüreğimizin yarısı Mekke, geri kalanı da Medinedir. Bunların üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır. Bunun için Allah resulünün miraca yükseldiği bu kutlu şehri, İstanbul'dan Bağdat'tan Mekke ve Medine'de ayırt etmeden seviyoruz. İşte bunun için biz Kudüs kırmızı çizgimizdir, diyoruz. Kudüs'ü savunmanın insanlığı, barışı, adaleti savunmak olduğu bilinciyle bu meseleye sahip çıkıyoruz.

Bu ifadelerim ayrıştırıcı bir dinin değil bütünleştirici bir dinin mensubu olduğumuzun göstergesidir. İsrail son 50 yıldır kasıtlı bir şekilde Kudüs'te mirasın izlerini silmeye çalışıyor. Silemeyeceksiniz. Bu tarihi gerçeği yok edemeyeceksiniz. 1 milyar 700 milyonluk İslam dünyasının içinde gaflet içerisinde olan yöneticiler olabilir ama bu halkları yok edemeyeceksiniz. Müslümanlara yönelik; evleri, işyerlerini ve ibadethaneleri gaspederek bir kültürel soykırım yapıyorlar. Buralara konsolosluk taşıyarak Kudüs'ün şahs-ı manevisini yok edeceğiniz sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'daki Musevilere yapılan zulmün faturası, masum Filistinlilere kesiliyor. 2. Dünya Savaşı'nı aratmayacak baskılara, yıldırma ve şiddet politikalarına bugün, Filistin halkı maruz kalıyor. Holokost nasıl insanlık dışı bir suçsa, Gazze sahilinde top oynayan çocuklara bomba yağdırmak da aynı şekilde ağır bir insanlık suçudur. Biz mazlumlar arasında ayrım yapmadığımız gibi, zalimler arasında da ayrım yapmıyoruz. Nerede bir adaletsizlik, nerede bir zulüm varsa kimliğine bakmadan tavrımızı ortaya koyuyoruz.

İsrail'in şımarıklıklarına tepki göstermek asla anti-semitizm değildir. Bizim medeniyetimizde bir insana sırf inancından, ırkından dolayı düşmanlık edilmez. İşte bunun için, bizim tarihimizde sömürgecilik lekesi de soykırım lekesi de yoktur. Biz böyle tertemiz bir tarihe sahibiz. 500 yıl önce İspanya'dan kaçan Musevilere kapılarını kim açtı? Böyle bir millet olarak gayemiz, Filistin'de kalıcı barış ve istikrardır. Bunun için gerekli olan, 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin kurulmasıdır.

HER ŞEYİ ANLATTIK

Müslümanlar, bugün enerjilerini, tüm dünyada iç kavgalarla ve kısır tartışmalarla tüketiyor. Yakın zamanda İstanbul'da, Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda bir Cemal Kaşıkçı olayı yaşandı. Kaşıkçı, ne yazık ki alçakça bir operasyonla şehit edildi. Dışarıda nişanlısı bekliyordu. Tabii bizi Suudi Arabistan'dan aradılar. Biz gerek babaya gerek oğluna her şeyi anlattık. Özel temsilcilerini göndermek istediler, gönderin dedik. Kendilerine anlattık. İstihbarat şeflerine tüm belgeleri gösterdik. Fakat bütün bunlara rağmen, Kral'a ben şunu sordum; bu 15 kişi İstanbul'a neden gönderildi? Bunlar İstanbul'a geldiyse konsoloslukta ne iş yaptılar? Bu katili isterseniz çıkartırsınız ve ilan edersiniz dedim. Kral'ın verdiği cevap şu oldu; 'Şu an 18 kişiyi tutukladık.' Tamam da tutuklamak çıkış yolu değil.

BU MİLLET ENAYİ DEĞİL

Yargılayamıyorsanız, suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için bunu İstanbul Mahkemeleri'nin yargılaması gerekir. Gönderin biz yargılayalım. İstediğiniz zaman istediğini yerden vatandaşları suçlu suçsuz demeden ülkenize alıyorsunuz. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, yerli işbirlikçiler dedi. Kimdir bu yerli işbirlikçiler, bunu açıklamaya mecbursun. Veliaht Prens dedi ki, Cemal Kaşıkçı başkonsolosluktan çıktı. Cemal Kaşıkçı çocuk mu? Nişanlısıyla beraber ayrılmaz mıydı? Bunlar dünyayı enayi zannediyor, bu millet enayi değil hesabı sormasını bilir.

TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ

Yaşadıklarımızın Müslümanlıkla, İslam'la, hayırda yarışmakla ilgisi yoktur. İkili münasebetlerde beliren fay hatları, düşmanlara fırsat veriyor. İslam dünyasında gerilim yükseldikçe, Batılı şirketlerin karları da yükseliyor. Türkiye'ye oynadıkları oyun da bu. Biz Müslüman kardeşlerimize o dönem de, gelin imkanlarınız var, en azından bir borç takviyesinde bulunabilirsiniz. Yine biz kendi göbeğimizi kestik. Ortadoğu'da çatışma arttıkça, Batılı devletlerin silah satışları da artıyor. Bakın Somali'de bizden başka kimse yok. Oradaki kardeşlerimizin yanında biz varız. ABD, İngiltere konteyner içerisinde büyükelçilik kurmuş. Dünyada en büyük büyükelçiliğimiz Somali'de.

TUZAĞI BOZACAĞIZ

Bir süredir Şii-Sünni ayrımı üzerinden alevlendirilen bölgesel çatışmaların, kazananı asla Müslümanlar olmayacaktır. Böyle bir tabloda cebine dolduracak olan Batılı silah ve petrol şirketleridir. Hiçbirimizin böyle bir oyuna düşmemesi gerekiyor. Meselelere ön yargılardan önce, Müslüman'a yakışan bir basiretle bakarak tuzağı bozacağımızı düşünüyorum.