Atatürk’ün Latife Hanım’a taktığı nikah yüzüğü
ensonhaber.com

Kitabı için uzun soluklu bir araştırma yapan İpek Çalışlar, daha önce hiç gün yüzüne çıkmamış, Atatürk’ün Latife Hanım’a hediye ettiği nikah yüzüğünün fotoğrafını ve hikayesini ortaya çıkardı.

GELİNLE DAMADA TESLİM

Yazar İpek Çalışlar, fotoğrafın hikayesini şöyle anlatıyor; “Mustafa Kemal ikisinin de zevkine hitap edecek yüzükleri Lozan görüşmeleri için İsviçre’de bulunan İsmet Paşa’ya ısmarlamıştı. İsmet Paşa, telgrafa cevap verirken nişan halkası için aldığı emrin kendisini bahtiyar ettiğini yazmıştı. Lozan’a giden bir grup delege, İsmet Paşa’dan nikâh haberini alınca okul çocuklarınınkini andıran bir heyecanla evlenecek çifte yüzükleri hediye olarak almıştı."

Atatürk’ün Latife Hanım’a taktığı nikah yüzüğü

Çalışlar’a göreyse yüzüğün üzerine kazınan ibare “Gazi Mustafa K. 1339” şeklindeydi. Küçük olduğu belirtilen bu yüzük Latife için hazırlanmıştı.

ÖLDÜKTEN SONRA BOŞANMA SÖZLEŞMELERİ ORTAYA ÇIKTI

Latife Hanım ile Mustafa Kemal 5 Ağustos 1925’te boşandı. Latife, İzmir’deki aile evine döndü. Boşanma yazışmalarına dair müsveddesi bugüne ulaşan bir belgede karşılıklı iade edecekleri değerli eşya içinde yüzüklerin iadesi notu da yer alıyor.

YILLARCA PEMBE KÂĞIT İÇİNDE SAKLAMIŞ

Atatürk’ün ölümünün ardından açılan kasasından “Gazi Mustafa K.” yazılı bir nişan yüzüğü çıktı. Latife Hanım vefat ettikten sonra eşyaları tasnif edilirken kasasından çıkan ve içinde “Latife 1339” yazılı yüzük, Mustafa Kemal’in ona nikâh sırasında mehr-i muaccel olarak verdiği (kadın için bir mali güvence olarak verilen mal ya da para) on gümüş parayla birlikteydi. Latife, çok değer verdiği bu hatıra yüzüğü pembe kâğıda sarıp bir mücevher kutusuna koymuş, kutuyu da tülbent bir muhafazada saklamıştı.

Atatürk’ün Latife Hanım’a taktığı nikah yüzüğü

“PARMAĞIMDAN ÇIKARMADIM”

Boşanma aşamasında Latife Hanım, Mustafa Kemal’e yazdığı mektubunda şöyle diyor: "Kendilerini terk etmek için ilk adımı benim attığımı söylüyorlar. Ben eğer buna karar verseydim doğrudan kendilerine söylemeye hakkım olurdu. Hiçbir hanımı hiçbir vazifeyle tavzif etmedim. Ve nişan yüzüğümü parmağımdan çıkarmadım. Şimdi benimkini, evvela reisicumhur hazretleri iade ettikten sonra, sizinle kendilerininkini de iade ediyorum."